Cumartesi, 28 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

KTHY-Sürüm 2.0

Alper Eliçin
Son güncelleme: 20 Nisan 2025 18:41
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

KKTC ile Türkiye arasında ulaşım son zamanlarda iyice pahalılaştı. Ercan ile Sabiha Gökçen arasında gidiş-dönüş bir bilet Temmuz sonu için 2800 TL civarında. İzmir’e uçmak isterseniz fiyat 3200 TL’ye çıkıyor. Hatay 2672 TL, Gaziantep 2866 TL, Ankara ise 3414 TL civarında.

Bir kıyaslama yapmak istersek: İstanbul-İzmir bileti yine gidiş dönüş olarak 1454 TL, İstanbul- Antalya 1934 TL, İstanbul–Adana 1575 TL İstanbul-Bodrum ise 1903 TL. Tüm bu fiyatlar aklı başında uçuş saatleri için (yani sabaha karşı 4 saatlerde değil) ve 20 kg bagaj hakkı veren biletler için geçerli. Fiyatlar 28 Temmuz gidiş, 4 Ağustos dönüş tarifelerine bakılarak 20 Temmuz günü web siteleri taranarak not edildi.

Görüldüğü gibi, neresinden baksanız Ercan uçuşları epey pahalı. Bu durum KKTC’de yaşayanları ve turizm sektörünü olumsuz olarak etkiliyor. Anadolu kentlerinden farklı olarak Kıbrıs’ın karayolu seçeneği de yok. En yoğun kullanılan Girne-Taşucu arası feribot ise 1240 TL. Taşucu’na ulaşım ise ayrı bir maliyet. Örneğin İstanbul’dan gidiş dönüş otobüsle kişi başı 1140 TL tutuyor.

KKTC Hükümeti’nin bakanları bu duruma bir çözüm bulmaya çalışıyor. Akıllarına ciddi ciddi gelen seçeneklerden biri KKTC’nin Türkiye’de iç hat olarak muamele görmesi. Konuyu 3 Haziran 2022 tarihinde ortaya atan ülkenin Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Çevre ve Gençlik Bakanı Fikri Ataoğlu. Fikri Bey Bayrak Televizyonu’nda katıldığı bir programda bir ufak dokunuşla fiyatların düşeceğini vurgulamış. Haklı olarak, Türkiye havalimanları ve Ercan’daki yüksek yolcu vergilerinden şikayet etmiş. Çözüm önerisi de var. Diyor ki, “Türkiye’deki özel sektör tarafından işletilen havalimanları yolcu vergisini düşürsün, biz de, terminali bitirmemiş olmasına rağmen, eski terminali dokuz yıldır işletmekte olan Taşyapı’ya vergi kolaylıkları sağlayalım ve ondan yolcu vergisinde indirim talep edelim.”

Ben politikacı değilim, dolayısıyla konuyu bu kadar süsleyerek anlatmam mümkün değil. O nedenle, Bakan’ın ne kastettiğini kendi cümlelerimle açıklayayım. Bakan Bey diyor ki; Türkiye hazinesi KKTC’ye yapılacak uçuşların alan vergilerini Türkiye’deki  özel sektörün işlettiği havalimanlarında sübvanse etsin, yani ortaya çıkacak vergi farkını Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vergi mükellefleri yüklensin. KKTC’de de biz Taşyapı’ya sübvansiyon yapalım. Bütçede oluşacak açığı da Türkiye’den isteriz. Garanti ödemelerini köprü, tünel, hastane gibi konularda ödemeye alışmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bir zahmet bu bedeli de ödesin.”

Bir ayı aşkın bir zamandır bu konuda bir gelişme yok ama şimdi de eski bir fikir hortlamış gözüküyor. Sayın Turizm Bakanı ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı ayrı ayrı iki ayrı demeç vererek bilet fiyatlarını düşürmek için Ercan merkezli yeni bir havayolu kurulmasına çalışıldığını açıklamışlar. Türkiye’den bu konuyla ilgilenen pek çok yatırımcı da varmış ve bunlar Bakanlar Kurulu’nda değerlendirilecekmiş.

Havacılık sektöründe otuz ikinci yılını doldurmuş biri olarak hemen söyleyeyim: bu iş yürümez. Nedenlerine gelince;

1-400 bin nüfuslu ve Türkiye dışında hiçbir yere direk uçuş olanağı olmayan bir ülkede havayolu kurmak ekonomik değildir. Bir milyon nüfuslu Güney Kıbrıs bile ekonomik açıdan anlamı olan bir havayolu kuramıyor. 

2-Kurulacak havayoluna, devlet desteği, garantisi almayan hiçbir yatırımcı gelmez. 

3-Ercan merkezli havayolu kurmak bilet fiyatlarını düşürmez. Üç beş uçakla kurulacak bir havayolu, THY ve Pegasus karşısında ezilir gider, sürekli zarar eder ve Türkiye’den kaynak aktarmak gerekir. 

4-Daha önce kurulan, kurulmasında dış politik nedenlerin önemli rol oynadığı KTHY’nin neden battığı ortadadır. Yolsuzluklar, şişirilmiş kadrolar, başta yönetim kurulu üyeleri ve ailelerine olmak üzere personele verilmiş olan aşırı haklar, uzlaşmaz bir sendika, hatalı filo seçimi, plansız büyüme girişimleri, bu gerekçelerin bazılarıdır. Şirket tam anlamıyla çiftliğe dönüştürülmüştü. Yönetimi de sayın Zeki Ziya’nın dönemi dışında hep başarısız olmuştur. 

5-KKTC’de kamunun el attığı konuların başarılı olması bugünkü şartlarda olanaksızdır. Kamu, Ercan’daki yer hizmetleri şirketini bile yönetememiş, onu da bir arpalığa dönüştürmüş ve sonunda şirket iflas etmiştir. Daha kıt kaynaklarla İstanbul Hava Yolları yer hizmetini başarıyla sürdürmektedir. Kamunun başarısızlığı, liyakatsizlik, yolsuzluk ve kısa vadeli politik çıkarlardan kaynaklanmaktadır. Kıb-Tek’in hali ortadadır. (Bugün bu yazıyı hazırlarken elektrikler yine yetmiş dakika kesildi.) 

Kurulacak şirketin yönetim kuruluna girip kendiniz ve aileniz için yaşam boyu bedava bilet hakkı elde etmek, eşinizi dostunuzu yer hizmetleri, kabin memurluğu, genel müdürlük personeli gibi pozisyonlara doldurmak istemiyor, uçak kiralayacağız diye büyük heyetler halinde Avrupa ve Amerika’ya seyahat yapmayı düşünmüyorsanız, ki bunların hepsi KTHY’de oldu, bu işten yol yakınken vazgeçin.

Turizm sektörüne yardım etmeye gelince… Ülke hızla turizm ülkesi olma özelliğini kaybediyor. Haziran’da KKTC’ye gelen bir Alman, kendisine izlenimlerini sorduğumda, denizlerin kirliliği ve aşırı yapılaşma nedeniyle pek keyif almadığını söyledi. Biz bu yoruma rahatlıkla karadaki çöp sorununu da ekleyebiliriz.

Turizm başı boş bırakılırsa kendi kendini yok eden bir sektördür. Doğa, özgün kültürümüz, tarihi eserler, deniz ve kum için gelen turisti bu özelliklerimizi tahrip eden kirlilik ve azgın yapılaşmayla kaçırmamız çok kolaydır. Tabii sürekli elektrik kesintileri de caydırıcı bir faktördür. O nedenle, havayolu kurmak, yap-işlet-devret marinalar, limanlar yapmak yerine önce doğamızı temiz tutmaya ve korumaya önem vermeli, kontrolsüz yapılaşmayı durdurmalı ve enerji sorununu çözmeliyiz. Turizme ve Kıbrıs Türk halkına yapılacak en büyük katkı bu girişimler olacaktır.

KKTC’nin ana sorunu kamuda yönetişimsizliktir. Ülkede bilgili, deneyimli, görgülü insanlar vardır. Uzmanlık eksiği olan alanlarda da dışarıdan getirilebilir ama bunların gerçekleştirilmesi için devleti yönetenler ve onları seçenlerin paradigma değişikliğinden geçmesi gerekiyor.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale Eski Çin-Yeni Çin Algısı
Sonraki Makale Selefi akımlar yükselişte mi?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Bir Tweet’le tetiklenen kaos

Dr. Nil Gönce
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

Tarihin sıfır noktası

Yasemin Özben
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

İnsanı “ezen” katedral

Alper Eliçin
28 Haziran 2025
EditörSerbest Kürsü

Dini otorite her şeyi bilir mi?

Halil Ocaklı
28 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?