Pazartesi, 12 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Kokoreç yemeli mi?

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 9 Haziran 2023 00:37
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

Eminim yakın çevrenizde eti azaltmak istediğini veya tümüyle bırakmak istediğini söyleyenler vardır. Kardiyologların uyarıları, artan et tüketimini dizginlemeye yetmiyor. Son kırk yılda küresel et tüketimi beş kat artmış durumda.

Zenginleştikçe et tüketimi artıyor, et tüketimi arttıkça obezite ve buna bağlı rahatsızlıklar artıyor. Çok yazık ki, Türkiye obezite ve buna bağlı hastalıklarda dünya liginde en ön sıralarda yer alıyor. Ünlü aşçımız Mehmet Gürs‘ün bu konudaki yazısını www.ruhundoysun.com  sitesinde okuyabilirsiniz.

Mahalle aralarında bile sağımız, solumuz mangalcı, kebapçı, dönerci dolmaya devam ediyor. Bir de sakatatçılar, kokoreççiler çoğalmaya başladı.

Siz et yemeniz gerektiğine inanıyorsanız buyurun yiyin, size hiç kimsenin söz söyleme hakkı olamaz. Ancak hayvanın dışkı boşaltma organlarını yemek de neyin nesi Allah aşkına?

Hayvanın iç organlarında çeşitli virüsler ve parazitlerin bulunabileceği ve bunları haşlamış olmanın mikroorganizma örtüsünü tümüyle öldürmeye yetmeyebileceği biliniyor.

Ayrıca fabrikasyon besiciliğin bir sonucu olarak bağırsaklarda antibiyotik, hormon ve pestisit kalıntıları birikmesi olasıdır. Besicilik endüstrisi, antibiyotik ve hormon içeren yemlerle beslenen hayvanların et ve süt ürünlerinden kendimize ve çocuğumuza besleyici veriler alacağımıza inanmamızı bekliyor.

Düşünebiliyor musunuz, sakatat ve kokoreç yemenin bağırsak florasına bakteriyel katkı sağladığını savunanlar bile var. Kuzunun bağırsağındaki mikro-floranın insan bağırsaklarında mayalanmasının sağlıklı olduğunu savunmak, sağlık bilimiyle çelişir.

Yalın gerçek ortadadır: Kuzunun kalın bağırsağındaki bakteriler kuzu için yararlıdır, insan için değildir.

Kokoreç sözü, büyük olasılıkla Makedonya’da konuşulan Bulgarcadan Yunancaya, oradan da Türkçeye geçmiş. Kokoreç yapmayı ilk akıl edenler, kuzu bağırsağını (prezervatif gibi) mısır koçanına üst üste geçirip pişirirmişler. [Mısır]: Kukurutza > Kokoretsi > Kokoreç

Doğada kendi halinde ve güneş görerek yetişmeyen yiyecekler doğal değildir. Bunlarla beslenmek er ya da geç sağlık sorunlarına yol açar. Protein barları, çikolata, sucuk, dondurulmuş pizza, biftek ya da kokoreç doğada kendi başına yetişmez. Bu yiyecekleri minimum düzeyde tüketmekte yarar var.

Ayurvedik beslenme felsefesine göre, “insan bedeni akıllı sistemlerle donatılmış ve sağlıklı bir yaşam sürmek üzere kurgulanmış olarak dünyaya gelir.” Fabrika ayarlarında kurulu geldiğinden, örneğin kalp atmayı, akciğer solumayı, kan damarlarda akmayı, mide sindirmeyi, bağırsaklar ise dışkı boşaltmayı ihmal etmez.

Sinir sistemi ve yüzü olan canlılar besin değildir.

Bu canlılar besin olmadığı için onları baharat katkısı olmadan yiyemeyiz. Güçlü baharatlar etin koku ve tadını örtüler. Hiç baharat eklenmemiş kokoreci yiyemezsiniz. İsterseniz bir kere deneyin, görüntüsünden bile mideniz kalkar. Kaldı ki, hijyen ve sanitasyon kurallarına gerçekten uyulduğundan emin olamazsınız.

halilocakli@yahoo.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale Aytmatov ve ‘mankurt’
Sonraki Makale Kübra Par da veda etti

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Serbest Kürsü

2 üniversitenin karşılaştırması…

Alper Eliçin
12 Mayıs 2025
ManşetSerbest Kürsü

“Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin düşündürdükleri

Gürsel Demirok
12 Mayıs 2025
ManşetSerbest Kürsü

Azala azala yok mu olacağız?

Metin Gülbay
12 Mayıs 2025
ManşetSerbest Kürsü

Geleceğin inşasında kalıcı adımlar

Yıldırım Aktuğan
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?