Serbest çevirmenlik yapmak isteyen, yeterli deneyim sahibi olmadığını düşünen ama kendini geliştirmek isteyenlerle paylaşmak isterim:
1. İyi çevirmeni diğerlerinden ayıran birçok özellik olabilir ama kraliçesi deneyimidir. Deneyiminizi yeterli bulmuyorsanız, ücretli çevirilere başlamadan önce kendi kendinize bolca alıştırma yapabilirsiniz. Çeviri egzersizleri, size işinize odaklanma becerisi ve hız kazandırır, belleğinizi güçlendirir, yaratıcılığınızı artırır ve en önemlisi olası iş stresini atmanıza yardımcı olur. Haftada 4-5 kez çeviri egzersizi yapabileceğiniz bir program oluşturun ve dirençli biçimde uygulayın derim.
2. Kalite kontrolü daha işin kaynağında yapılmalıdır ve işte bu yüzden çevrilecek belgeler işe koyulmadan önce ön okumadan geçirilmelidir. Kendinize “İlk denemede doğru çevirebilirim” diye bir hedef oluşturabilirsiniz.
3. Bu mesleğin garip bir özelliği var, işine aşık olmayan kişi çok çabuk sıkılır. Bir tek işine aşık çevirmenler işini eksiksiz teslim eder, kendini sürekli yetiştirir, çeviri hatalarını bir mesleki meydan okuma olarak karşılar ve sonuçta aranan bir çevirmen olur.
4. İyi çevirmen konuştuğu dilleri ana dili gibi konuşmakla yetinmez, o dilin tarihsel ve sosyokültürel referansları da tanır.
5. Çevirmenliğe “diğer dilden ana dile” olarak başlamanızı öneririm. Bu size her zaman daha hızlı, verimli ve doğru çeviri yapma olanağı sunar. Deneyimiz arttıkça ve iş geldikçe “ana dilden diğer dillere” olarak da ilerlersiniz.
6. Size tümüyle yabancı gelen ya da zorlanacağınızı anladığınız konulardaki çevirileri kabul etmeyebilirsiniz. Etseniz de zaten verimli olamazsınız. Gerek içerik, dil formatı gerekse çeviri için verilen süre bakımından rahat olmalısınız. İki ayağınızı bir pabuca sokmayın. Bana bir gün preslenmiş polistiren köpük (strafor) üretimiyle ilgili 50 sayfa teknik bir yazı gelmişti. Oturdum önce üç gün tam boyunca konunun özünü, üretim süreçlerini ve terminolojiyi öğrendim. Sonraki 2 günde çeviriyi yapmaya yaptım ama çok zorlandım. Oysa bir kimya mühendisi belki de benim gibi 5 günde değil, 5 saatte teslim ederdi.
7. Portföyünüzü büyütmek ve piyasada bilinirliğinizi artırmak adına, ilgi duymadığınız alanlarda da çeviriler üstlenmek riskli olabilir. Yabancı sektörler yerine ilgi duyduğunuz 1-2 sektöre yoğunlaşarak, o alanda adını duyurabilirsiniz. Adınız o sektörlerde oturduktan sonra yan sektörlere yumuşak geçiş yapılabilir. Yalnız bir alanda uzmanlaşmış ve kendi alanları dışında asla iş almayan, buna karşın çok iyi kazanan çevirmenler tanıyorum.
8. Ne yazık ki, bazen de hiç ilgili ve bilgili olmadığınız konularda çeviriler gelebilir, üstelik acele isteniyor olabilir. Bu işi alıp almama konusunda kendi akıl süzgecinize ve duygularınıza güvenmek her zaman en iyi çıkış yoludur.
9. Dil bilgisi kurallarını ama özellikle noktala işaretlerini kesinlikle iyi öğrenmek gerekiyor.
10. Çeviri programlarından yardım alın ama asla güvenmeyin, her satırını gözden geçirmeden metni göndermeyin. Bazı programlar bazı dillerde oldukça iyi sonuçlar getiriyor. Bunu kendiniz deneyimlemelisiniz. Farklı programlarda geriye çeviri ya da çapraz çeviri yaptırarak, çok ciddi zaman ekonomisi sağlayabilirsiniz.
11. İşvereniniz size işle birlikte çeviri hakkında bilgi notları da gönderebilir. O çeviri için yol haritanız olan bu notları çok iyi anlamalı hatta unutmamak için arada bir açıp okumalı.
12. Sakın saat 22.00’den sonra asla çeviri yapmayın, yanlış yapma riskiniz çok yüksek olur. İşi yetiştirmeliyim diye sabahlayan çevirmenler sonra bin pişman oluyor. Onun yerine sabah erken kalkıp, işinizi yarı sürede ve daha etkin olarak tamamlayabilirsiniz.
13. Çevirmenliğinizin erken döneminde deneyimli-emekli bir çevirmenden mentorluk almanızı öneririm.
14. Konferans çevirmenliği ile yazılı çevirmenlik iki farklı çalışma alandır. En az 4-5 yıl yazılı çevirmenlik yapmadan konferans çevirmenliğine soyunmayın derim. Simültane çevirmenlik eğlencelidir ama kendi içinde öngörülemeyen ciddi riskleri vardır.
15. Söz dağarcığınızı çoklu sinonim ve antonimlerle zenginleştirmek, dilinizin dinamizm ve işlevselliğini artıracaktır. Havalı bir görüntü verse de, fazla bilinmeyen “entel” sözleri tek çeviri içinde bir defadan fazla kullanmayın derim..
16. Bilgisayarı çok iyi kullanmak yetmez. Çevirinin yetişmesi gereken acil durumlarda bazı yazılım ve donanım arızalarını giderebilmelisiniz.
17. 80’li yıllarda bazı çevirmenlerin öz Türkçe takıntısı vardı. Oturup yeni sözcükler üretiyorlardı, eh çeviri geri geliyordu tabii, sonra otur düzelt. Yeni sözcükler bulmak ya da yeni kurallar uydurmak çevirmenlerin değil, yazarların işidir. Tamam, kişisel tercihlerimizi empoze etmeyelim ama Türkçesi varken Arapça, Farsça vb. dillerden ödünçlenmiş sözleri de kullanmayalım.
18. Çeviri daha iyi anlaşılsın diye kaynak metinde olmayan bilgiler eklenmemeli. Önünüzdeki metni elden geldiğince anlaşılır formata evriltebilirsiniz ama bunu kaynak metne sadik kalarak yapmalısınız. Siz metin yazarı değil çevirmensiniz.
19. Her çeviri kendi içerik ve yapısıyla özgündür. Bu yüzden, anlamsal bağlam daima ön planda olmalı. İyi çevirmenler, işi hızlandırmak adına belli sözler için “varsayılan karşılık” olarak otomatik kalıp söz ayarını kullanmaz. Çevirmenin odaklanması gereken en önemli nokta, metnin anlamını kafasına yazmak ve aslına en sadık şekilde diğer dile aktarmaktır.
20. Bitmiş çeviriyi teslim etmeden yazım yanlışları var mı diye gözden geçirmek yararlı olur. Ancak gözden geçirme işlemine başlamadan önce 10-15 dakika hiç bir iş yapmadan pencereden dışarıyı izleyin. Aslında ideali olanı, çevirinin üzerinden bir gece geçmesidir derler. Çeviri metnini incelerken sanki başkasının çevirisine bakıyormuşsunuz gibi yaklaşmanızı öneririm.
halilocakli@yahoo.com