15.4 C
İstanbul
26 Nisan 24, Cuma
spot_img

‘İstanbul Cuntası’

Mentor

Ben 3 Temmuz 2011’e kadar Fenerbahçe’yi seven ama kulübün günlük yaşamı hakkında bilgi sahibi olmayan milyonlarca Fenerbahçeliden biriydim ama o tarih Fenerbahçe ile o milyonlarca taraftar arasındaki mesafeyi kısalttı ve bir açıdan da takke düştü kel göründü.

Aslında Fenerbahçe dışarıdan göründüğü gibi rakibinin aksine yönetimde katılımı sağlamış, tüm taraftarlarına söz hakkı tanıyan bir kulüp değildi  tam tersine oligarşik bir yapıyı kurumsallaştırmış “İstanbul Cuntası” tarafından yönetilen bir organizasyon.

Burada cuntayı kötü anlamda kullanmıyorum, sadece yönetsel bir garabeti tanımlamak için kullanıyorum; yoksa İstanbul’da yaşayan, çok sevdiğim, değer verdiğim Fenerbahçeliler ve dostlarım var ama burada konu iyi veya kötü olmak değil. Yönetsel bir garabet ve 30 milyon insanın emeğinin ve sevgisinin küçük bir zümre tarafından kontrol edilmesi ve bunun yarattığı büyük haksızlık duygusudur.

İstanbul ve özellikle Kadıköy’de yaşayan Fenerbahçelilerin bir avantajı var, her fırsatta birbirleri ile ve Fenerbahçe ile iletişim kurup kurup yüz yüze  birlikte olabiliyorlar ve yıllar içinde kulüple yakınlaşıp Fenerbahçe üzerinden ortalama bir Fenerbahçeliden daha fazla etki sahibi olabiliyorlar ve bu doğal olarak işleyen mekanizma tersine çevrilen bir yönetsel sistemle engellenmediği için zaman içinde bir “İstanbul Cuntası” oluşuyor.

Sosyal tesislere gidiliyor, yöneticilerle yakınlık kuruluyor, Fenerbahçe konulu sosyalleşmeler oluyor, tribün grupları vs. derken çoğunlukta olan sıradan Fenerbahçe taraftarının öteki olmasına yol açıyor.

Merak ediyorum, Fenerbahçe üyelerinin ne kadarı İstanbul’dan? Hiç bir fikrim yok ama en büyük grubun İstanbul’dan, İstanbul içinden de Kadıköy’den olduğuna eminim.

Sakın yanlış anlaşılmasın İstanbullu arkadaşları suçlamıyorum ama sonuç olarak oluşan yapı bu ve bu arkadaşlar bilinç altında Fenerbahçe’yi hepimizden daha çok hak ettiklerini düşünüyorlar ve Fenerbahçe’nin çok da ulaşılabilir olmasını istemiyorlar, bir tür elitlerin söz hakkı olan seçkinler kulübü olması onları daha çok mutlu ediyor, biz de işte kulübün “”paryaları” olarak onlara hizmet ediyoruz. Yıllardır sadece parası olanların üye olabildiği-İstanbul ve özelde Kadıköy ortalama Anadolu şehirlerinin çok üstünde gelir düzeyine sahip- sistemi korumaları bunu teyit ediyor.

30 milyon taraftarı olan bir kulübün sosyal tesisi olamaz, olursa 30 milyon insanın faydalanması imkansız olacağı için bazıları ayrıcalıklı duruma gelir ve bunun adı da “İstanbul Cuntası” olur.

En son Kolej konusu yaşandı. Kolej’in ticari zararını bir kenara bırakın, var olmasından dolayı Fenerbahçe’ye maliyeti 1.3 milyar TL ve her yıl satılmadığı için 30 milyon Fenerbahçeli 260 milyon TL faiz ödüyor. Ali Koç da bu durumu değiştirmek için yetersiz ama bir başlangıç yapmaya çalıştı, ortalık ayağa kalktı, Fenerbahçe’nin sayısal büyüklüğü düşünüldüğünde bir damla olamayacak insanlar kazan kaldırdı, “istemezük” dedi ve istediklerini de aldı. Şimdi 30 milyon Fenerbahçeli 500, bilemedin 1.000 ailenin eğitim masraflarını karşılıyor. Bilmiyorum 30 milyon insanın yüzüne nasıl bakacaklar, nasıl bunu içselleştiriyorlar anlamıyorum.

İçlerinde adalet duygusuna çok güvendiğim ve iyi insan olduklarından zerre şüphe duymadığım insanlar sırf ilişkilerinden dolayı bu haksızlığa taraf oldular savundular, bunu adı “İstanbul Cuntası”dır biliyorsunuz totaliter yönetimler iyi insanlardan kötü sonuçlar üretmeyi başarabilen organizasyonlardır.

Sadece Kolej değil, FBTV, oteller, hatta salon, voleybol, kürek, masa tenisi, yelken-Fenerbahçe taraftarının yarısı deniz görmemiştir hangi yelken- bu “İstanbul Cuntası” mutlu olsun, çıkıp kulüp televizyonunda ego tatmin etsinler diye var, yoksa Fenerbahçe taraftarının büyük çoğunluğu voleybolun kaç kişiyle oynandığı ile bile ilgilenmez ama bu abilerimiz seviyor ya bu tür “seçkin” sporlarını, vur abalıya 30 milyon Fenerbahçeli ödesin faturayı, bu arkadaşlarımız mutlu olsun yeter ki…

Kolej’i destekleyen arkadaşlar her yıl 30 milyon Fenerbahçelinin cebinden 260 milyon TL alıp velilerin cebine koyuyor sadece bu bile büyük utançtır.

Kulüp üyeliği için gerekli parayı rahatça yatırabilirim ama yatırmayacağım çünkü bu hali ile “İstanbul Cuntası” oluşturan antidemokratik, çirkin ve büyük bir grubun küçük bir grup tarafından sömürülmesine aracılık ediyor.

Şu an uygulanan sistem Fenerbahçe’nin faşizmidir.

Çözüm; Bayern Münih sistemi, 100 TL’ye üye yapıp kongrelerini statta yapacaksın.

Fenerbahçe İstanbul veya Kadıköy değildir; Fenerbahçe Türkiye’dir.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler