Almanya’da çay servisi yapan mühendis, Kanada’da güvenlik görevlisi olan doktor, Hollanda’da kasiyerlik yapan öğretmen…
Bu liste, her gün biraz daha uzuyor. Türkiye’nin geleceğini inşa etmesi gereken gençler, adeta bir “umut göçü”yle yurt dışına yelken açıyor. Peki, bu sessiz çığlık neden duyulmuyor?
Gençler artık sadece iş bulamadıkları için değil, “burada değersiz hissettiği” için gidiyor. Yapılan araştırmalar, yurt dışına yerleşen gençlerin en büyük motivasyonunun “daha iyi maaş” değil, “saygı görmek ve özgürce yaşayabilmek” olduğunu gösteriyor.
* “Burada beni dinlemiyorlar” diyen bir yazılımcı, Berlin’deki bir teknoloji firmasında fikirlerini sunarken,
* “Sırf siyasi görüşüm yüzünden işe alınmadım” diyen bir öğretmen adayı, Toronto’da kariyerine başlıyor.
Bu bir “kaçış” değil, “aranan değeri bulma” mücadelesi.
Diplomalı işsizler ülkesi
Türkiye’de her 4 gençten 1’i işsiz. Üniversite mezunları, KPSS’nin kıskacında, özel sektörde ise “torpil” ve “aday çok, maaş az” gerçeğiyle boğuşuyor.
* Mühendislik okuyan genç, inşaat şantiyesinde asgari ücretle çalışıyor.
* Tıp fakültesini bitiren doktor, devlette atama beklerken garsonluk yapıyor.
Bu tablo, sadece “istihdam sorunu” değil, “insan kaynağını heba etme” trajedisidir.
Bugün Türkiye’nin en büyük stratejik tehdidi, dış politikadaki gerilimler değil, kendi gençlerini kaybetmesidir.
* Gitmek isteyenlerin oranı yüzde 80’e yaklaştı. (Metropoll verileri)
* Her yıl 100 binden fazla genç yurt dışına yerleşiyor. (Dünya Bankası)
Peki, nitelikli gençler gittiğinde, Türkiye’yi kim inşa edecek?
Ne yapılmalı?
1-Özgürlük alanı genişletilmeli
* Gençler, düşüncelerini korkmadan ifade edebilmeli.
* Üniversitelerde özerklik ve bilimsel özgürlük sağlanmalı.
2-Liyakat şart!
* KPSS, mülakat gibi süreçler şeffaf ve nesnel olmalı.
* “Torpil” değil, yeteneğe göre işe alım yapılmalı.
3-Ekonomik umut verilmeli
* Gençlere asgari ücretle değil, emeklerinin karşılığı ödenmeli.
* Girişimcilik desteklenmeli, start-up’lar teşvik edilmeli.
4-Siyasette ve karar mekanizmalarında gençlere yer açılmalı
* “Gençler bilmez” anlayışı terk edilmeli.
* Yerel yönetimlerden merkeze kadar genç katılımı artırılmalı.
Son söz: Gençler susuyorsa gelecek kararıyor demektir
Türkiye’nin en büyük beka sorunu, gençlerin “Artık konuşmuyorum, gidiyorum” demesidir.
Eğer bugün Almanya’da mühendislik yapan gence, Kanada’da doktorluk yapan gence, Hollanda’da öğretmenlik yapan gence ses verilmezse…
Yarın bu ülkeyi kimseye bırakacak genç kalmayacak.
Görsel: X
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: