Cumartesi, 28 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Geçmişin kapıları

Tijen Zeybek
Son güncelleme: 4 Ağustos 2024 00:01
Tijen Zeybek
Paylaş
Paylaş

Geleceğe giden yollar geçmişin kapılarından geçer…

O kapılar iki taraflı çalışır. Bireysel hafıza ve toplumsal hafıza bu gidiş gelişlerle oluşur. Hepimiz o kapıları kullanırız ve zaten aksi de mümkün değildir. Ancak bu kullanımda bilinç ne kadar devrede? Yani geçmişimize dair bir anıyı yad ederken, hatırlarken bize hakim olan duygu ve düşünceler nelerdir?

Geçmişe gidip döndükten sonra bunların üzerinde düşünmek gerekiyor. Düşüncelerimiz üzerine düşünmek. Bu eylem, ancak bu eylem yaşanmışı tecrübe haline getirebilir. Yaşanmış kendiliğinden bir iz bırakır; ancak o izin tecrübeye ve olgunlaşmaya hizmet etmesi, bizi hakikate ulaştıracak yola bir taş olması için izin yerini, şeklini, rengini, belirginliğini tekrar tekrar belirleyecek olan ömre yayılmış bir öğrenme ve düşünme sürecinin ona eşlik etmesi gerekir.

Küçük bir yolculuk için hazırım. Yapalım

Zihnimde geçmişe giden kapılardan birini açıyorum şu anda. Bilerek isteyerek belirli bir anıyı seçiyorum ve beni o ana, o anıya götürecek kapıyı açıyorum. Orada bir çocuk var; küçücük, kocaman bakışları olan bir çocuk. Yeşil boyası çoktan solmuş, eski, çift kanatlı bir kapının yanında duruyor. Kapıda asılı yuvarlak, farklı renklerde üçgenlere bölünmüş, üzerinde sayılar olan bir tahta var. Küçük kız aslına uzanıp ona dokunmak istiyor ama boyu yetmiyor. Hedef tahtasının karşısında bir abi var. Abisi. Elinde kuyrukları renkli, uçları çivi gibi ama incecik sivri oklar var. Delikanlı hedefe nişan alıyor ve oku hızla fırlatıyor. Küçük kız izliyor. Derken hedef tahtasına varması gereken ok gelip küçüğün eline saplanıyor. Acı. İnce, kıymık gibi ama derinden bir acı (Şu anda da tüm gerçekliğiyle hissediyorum). Abi çocuğun gözlerinin içine bakıp eliyle sus işareti yaparken yanına koşuyor. “Sakın ağlama, annene söyleme, sakın” diyor. Elinin yüzünde sağlı oku çekip çıkarıyor.

Küçük kız ağlamıyor, annesine de söylemiyor. Olayın üzerinden üç gün geçtikten sonra anne kızın elinin ekmek gibi şişip morardığını fark ediyor. Çocuk ateşler içinde yanmaktadır da. Bunun üzerine “Eline ne oldu?” diye soruyor. Kız “Hiçbir şey” diyor. “Hiçbir şey olmadı.” Doktora götürüyorlar. Bir düzine penisilin iğnesi ile eve dönüyorlar. İğneleri annesi yapıyor. Her gün, sabah ve akşam. Kız abisini ele vermiyor. İğneleri yerken haykırıyor ama…

Bu anının kapısından defalarca geçtim. Her seferinde o küçük kıza acıdım. Her seferinde bu tatsız kazanın elimde bıraktığı acıyı taze taze, o anki gibi yaşadım. Şimdi, tuhaf bir şekilde ve nedense (yazarken) anlıyorum ki o bir kaza değildi. Bu sadistçe davranışı kardeşine, güvendiği abisine olan duygularıyla bağdaştıramayan küçük bir kızın gerçeği reddetmesinden başka bir şey değildi.

Gerçeği reddeder ya da çarpıtırız. Bunu aklımızla erişemediğimiz bilincimizle yaparız. Küçük kız ruhsal bütünlüğünü korumak, dünyaya güvenmeye devam etmek ve varlığını sürdürebilmek için kendi gözlerine ve kendi aklına rağmen bu hakikatten korunmuştu. Dayanabilemezdi çünkü. Parçalanırdı.

Ya şimdi?

Şimdi artık dayanır. Dayanır acımaz, acılaşmaz demek değildir. Ama sürdürür, yaşamayı sürdürme çabasını sürdürür. Birazcık daha büyür. Ölünceye dek büyür insan.

O yüzden geçmiş hiç geçmez…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanTijen Zeybek
Takip et:
1965 yılında Lefkoşa’da doğdu. İşletme lisans eğitiminden sonra Yakın Doğu Üniversitesinde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında master yaptı. Daha sonra Medya Çalışmaları ve İletişim alanında doktora yaptı. Halen Yakın Doğu Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümünde Yrd. Doç. Dr. olarak görev yapmaktadır. Sanat, edebiyat alanında çeşitli TV programları yaptı. Halen Bayrak Radyo ve Televizyon kurumunda Anahtar Kelimeler adlı programı sürdürmektedir. Edebiyat alanında faal bir geçmişe sahiptir. Uzun yıllar boyunca Türkiye ve KKTC’de çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmıştır, yazmaya devam etmektedir. Deneme ve makaleleri çeşitli dergilerde yayımlanmaktadır. Seramik Heykel, resim ve enstalasyon (yerleştirme) sergileri açmıştır. Seramik Heykel alanında iki ödülü vardır. Şimdiye kadar yayımlanmış üç romanı bulunmaktadır.
Önceki Makale Triceratops kuş mudur fil mi?
Sonraki Makale David Guetta geliyor

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Dini otorite her şeyi bilir mi?

Halil Ocaklı
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

İngilizce, Germence, Türkçe, Sahaca

Metin Gülbay
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

Katılım sağlama, katıl!

Adil Gürkan
28 Haziran 2025
*Serbest Kürsü

Uzman gözüyle “nükleer İran…”

Medya Günlüğü
28 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?