Perşembe, 22 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

“Duvarları yıkan” efsane grup

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 13 Mayıs 2025 08:48
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Rock müzik tarihine öncülük yapmış grupların listesi çıkarılsa herhalde istisnasız hemen hemen herkes Pink Floyd’u en başlarda gösterir.

Günümüzde de milyonarca hayranı bulunan Pink Floyd sadece ses, fikir ve görsellikte çığır açmakla kalmadı, rock müziğin toplumsal bilinç ve derinlik kazanmasını sağladı, eğlenceden sanata dönüştürdü ve nesiller boyunca diğer topluluklarla şarkıcılara ilham kaynağı oldu.

Grup 1965 yılında İngiltere’nin başkenti Londra’da, Syd Barrett (gitar, vokal), Roger Waters (bas gitar, vokal), Richard Wright (klavye, vokal) ve Nick Mason (davul) tarafından kuruldu. İlk adı “Tea Put”tu (Çaydanlık) ama sonradan blues müzisyenleri Pink Anderson ve Floyd Council’dan esinlenerek adını değiştirdi. Önceleri sahnelerde “psikedelik” müzik yapan grup, kısa sürede kendi özgün tarzını oluşturarak müzik dünyasında dikkat çekmeye başladı.

Tabii, “psikedelik rock” nedir önce onu açıklamak gerekiyor:

Bu, özellikle 1960’ların ortasında ortaya çıkan, dinleyiciye “bilinç değiştirici” ya da “zihni genişletici” bir müzik deneyimi sunmayı amaçlayan rock türüne verilen ad. Yunanca kökenli “psikedelik” kelimesi “zihin açıcı” anlamına geliyor. Kısaca, LSD gibi halüsinojenik maddelerin etkisiyle deneyimlenen duygu durumlarını ses yoluyla yansıtmaya çalışır.

“Psikedelik rock”, hem progresif rock’ın hem de space rock, krautrock gibi deneysel türlerin önünü açması nedeniyle alanında öncü kabul ediliyor. Bugünkü ambient, shoegaze ve stoner rock gibi türlerin temeli de 0 dönemde atıldı.

Pink Floyd’un ilk albümü The Piper at the Gates of Dawn (1967), Barrett’ın yaratıcı liderliğinde kaydedildi. Albüm, İngiltere’deki psikedelik akımın en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak Barrett’ın artan zihinsel sorunları nedeniyle grup içindeki rolü azaldı ve yerini 1968 yılında David Gilmour aldı. Barrett kısa süre sonra gruptan tamamen ayrıldı.

Barrett’ın ayrılışından sonra Pink Floyd’un müziği daha deneysel ve tematik bir hal almaya başladı. Meddle (1971) albümündeki “Echoes” gibi uzun soluklu parçalar, grubun gelişen progresif rock tarzını yansıttı. 1973’te yayımladıkları The Dark Side of the Moon, grup için dönüm noktası oldu. Toplum, zaman, ölüm, para ve akıl sağlığı gibi temaları işleyen bu albüm, dünya çapında büyük bir başarı kazandı ve müzik tarihinde bir klasik haline geldi.

1975’te çıkan Wish You Were Here, Barrett’a bir ağıt niteliğindeydi. Ardından gelen Animals (1977), toplumsal eleştirilerle doluydu ve George Orwell’in ünlü romanı “Hayvan Çiftliği”nden esinlenmişti. 1979 tarihli The Wall, Waters’ın kişisel travmalarını ve yabancılaşma hissini yansıtan bir rock operasıydı. Albüm, “Another Brick in the Wall” gibi ikonik şarkılar içeriyordu. Wall 1982’de aynı adla filme de uyarlandı


Pink Floyd’un önemli özelliklerinden biri de, “konsept albüm” anlayışını popülerleştirip zirveye taşımasıydı. Örneğin The Dark Side of the Moon, tematik bütünlüğüyle sadece şarkı değil, zaman, ölüm, akıl sağlığı, yabancılaşmanın hikayesini de anlatıyordu. The Wall ise, bir bireyin toplumla ve kendisiyle çatışmasının dramatik bir anlatımıydı. Bu anlayış anlayış aynı zamanda, rock müziği eğlence olmaktan çıkarıp sanat formuna dönüştürdü. Böylece Pink Floyd, rock müziğin toplumsal bilinç ve entelektüel derinlik kazanmasına da katkı sağladı.

Her ünlü grupta yaşananlar onların da kapısını çaldı ve Roger Waters, 1985 yılında ayrıldı, ardından uzun süren bir isim hakkı mücadelesi yaşandı. David Gilmour liderliğinde Pink Floyd, A Momentary Lapse of Reason (1987) ve The Division Bell (1994) albümlerini çıkardı. Grup bu dönemde büyük dünya turlarına imza attı ama Waters’ın yokluğu hissediliyordu.

2005 yılında, Bob Geldof’un düzenlediği “Live 8” konserinde grup orijinal üyeleriyle kısa süreliğine yeniden bir araya geldi. Bu performans, hayranlar için tarihi bir andı. 2008’de Richard Wright’ın ölümüyle bir kez daha sessizliğe büründüler.

2014 yılında yayınlanan The Endless River, Richard Wright’ın arşiv kayıtlarına dayanıyordu ve grubun son resmi albümü oldu. Pink Floyd, sadece müzikal olarak değil, sahne şovları, albüm kapakları (özellikle aşağıdaki The Dark Side of the Moon‘un prizma görseli) ve konsept bütünlüğüyle de müzik tarihinde iz bıraktı.

Ünlü albümler ve şarkılar:

  • The Piper at the Gates of Dawn (1967) – “Astronomy Domine”
  • The Dark Side of the Moon (1973) – “Time”, “Money”, “Us and Them”
  • Wish You Were Here (1975) – “Shine On You Crazy Diamond”, “Wish You Were Here”
  • Animals (1977) – “Dogs”, “Pigs”
  • The Wall (1979) – “Another Brick in the Wall”, “Comfortably Numb”, “Hey You”
  • The Division Bell (1994) – “High Hopes”, “Keep Talking”

Bugün ne yapıyorlar?

Roger Waters bireysel olarak albümler yayınlamaya ve dünya turlarına çıkmaya devam ediyor. David Gilmour da solo projelerine odaklanmış durumda. Nick Mason ise 2018’den bu yana “Nick Mason’s Saucerful of Secrets” adlı projeyle Pink Floyd’un erken dönem müziklerini sahneliyor. Grubun müziği hâlâ geniş bir dinleyici kitlesi tarafından keşfediliyor ve yeni kuşaklar üzerinde etkisini sürdürüyor.

Pink Floyd müzik kataloğunu geçen yıl, isim ve diğer haklarını Sony’ye yaklaşık 400 milyon dolara sattı. Daha önceki rekor 600 milyon dolarla Michael Jackson’a aitti.

Sonuç olarak Pink Floyd, “psikedelik rock”tan yola çıkıp progresif rock’ın zirvesine ulaştı. Ama grubun kimliğinde zihinsel keşif, ses yoluyla bilinç genişletme ve sınırları zorlama hep temel unsurlar oldu.

Manşet görseli: The Wall filmi.

Medya Günlüğü’nde yayınlanan müzikle ilgili diğer yazıları okumak için tıklayın

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMüzik
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Gazetelerden seçme yazılar
Sonraki Makale Apple’a garip bir baskın

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
22 Mayıs 2025
GünlükManşet

Aşırı sağcı “kardeşler”

Medya Günlüğü
22 Mayıs 2025
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
21 Mayıs 2025
Günlük

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
20 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?