Salı, 24 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Dırdır mı dediniz?

Dr. Nil Gönce
Son güncelleme: 24 Haziran 2025 06:58
Dr. Nil Gönce
Paylaş
Paylaş

“Kadın anlatınca ‘dırdır’, erkek konuşunca ‘derin analiz’. Birinin sözü ‘sınır ihlali’, diğerinin ‘vizyon beyanı’.

İşin aslı: Kadın sesi duyuldukça, erkek tahakkümü gürültüye boğuluyor.

Türkiye’de kadınların sesi “dırdır” diye yaftalanırken, bu yalnızca yerel bir durum değil. Dünyanın pek çok yerinde kadınlar “nagging” (baş belası), “hysterical” (histerik), “too emotional” (fazla duygusal) gibi etiketlerle küçümseniyor. Kadınların kamusal ve özel alanlarda susturulması için kullanılan bu dilsel mekanizmalar, farklı kültürlerde farklı kelimelerle kendini gösterse de özünde aynıdır: Kadının sesini kısmak, düşüncelerini değersizleştirmek. Türkiye’de “dırdır” dediğimiz şey, aslında küresel bir kadın susturma stratejisinin parçasıdır.

Çünkü kadınlar sadece konuşmuyor, varlıklarını, hafızalarını ve hakikatlerini dile döküyorlar. Ve bu, tahakküm sahipleri için ‘rahatsız edici’ oluyor.”

1-Tarihsel sessizlik

Aristoteles, kadın ruhunun mantıklı yönü olduğunu kabul eder ama “egemen” yönünün zayıf olduğunu savunarak onları “eksik erkek” ilan etti. Bu düşünceyle felsefeyi erkek alanına hapsetti ve “Erkek yönetir, kadın susar” doğa yasası miti yayıldı.

Roma’da Cornelia, siyasi konuşmaları yüzünden “sınır ihlalcisi” ilan edildi; İskenderiye’de matematikçi Hypatia ise sokakta linç edildi. Orta Çağ’da sesini yükselten kadınlar “şeytanla iş birliği”yle suçlandı.

Tıpkı 1920’lerde susturulan Nezihe Muhiddin gibi… Susturulmasının sebebi çok konuşması değil, hakikati dile getirmesi ve iktidarı erkeklerden talep etmesiydi.

Bu tarihsel süreç, kadın anlatısının eril tahakküme karşı görünmez ama yıkıcı bir sessiz muhalefet olduğunu gösteriyor

2-Mitin çöküşü

PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) verileri:

  • Kadınlar günlük ortalama 16.215 kelime kullanıyor (Mehl, 2007)
  • Erkekler günlük ortalama 15.669 kelime kullanıyor (Science Dergisi)
  • Aradaki fark %3.5 ve istatistiksel olarak önemsiz
  • Kadınlar duygusal bağlamda, erkekler ise statü vurgulayan konularda konuşuyor.
    Nörolog Gina Rippon’un ifadesiyle: “Beyin nötr doğar. Toplum onu cinsiyet kalıplarıyla biçimlendirir.”
  • Asıl yalan: “Kadın çok konuşur” algısı, kadınları kamusal alandan dışlamak için üretilmiş bir araçtır.

3-“Çok konuşuyorsun”

Eril tahammülsüzlüğün dört kodu:

  • Kontrol paranoyası: Kadının detaylı anlatımı, erkeğin otoritesini sarsar.
  • Duygusal körlük: Kendini ifade edemeyen erkek, kadının “fazlalığını” problem eder.
  • Zihinsel tembellik: Bağlamı dinlemek yerine “özet” talep eder.
  • Projeksiyon: “Ben anlamıyorsam, sen kötü anlatıyorsundur.”

İroni şudur ki, bir erkeğin kadına “dırdır” demesi, kendi dinleme beceriksizliğinin itirafıdır.

4- Kamusal Alanda Sesin Eşitsizliği: Türkiye ve Dünya

AlanErkek EgemenliğiKadına Yapıştırılan Damga
SiyasetKonuşma süresi %75“Didikleyici”, “Gergin”
İş DünyasıSöz kesme oranı 2.6 kat“Agresif”, “Tartışmacı”
MedyaUzman konuk %72“Histerik”, “Öznel”

Çarpıcı veriler:

  • TÜİK 2023: Yönetici pozisyonlarında kadın oranı %20.1
  • UN Women verilerine göre, erkekler kamusal alanda kadınlardan %50 daha fazla söz alıyor.

Peki, ‘dırdır’ diye yaftalanan kadınlar aslında kimin rahatını bozuyor?

5-Kadınsı sınırlar

Kadınların söz sınırlarını aşması “kadınsı sınırlar” diye damgalanır. Erkeklerin ise söz sınırı yoktur; istedikleri kadar konuşabilir ve bu “güç” olarak algılanır. Kadın aynı süre konuşursa “geveze” sayılır.

Çifte standart şöyle işler:

  • Erkek 1 saat konuşursa → “Lider”, kadınsa → “Dırdırcı”.
  • Erkek detaylı analiz yaparsa → “Derinlik”, kadınsa → “Dağınık”.
    Mekanizma: Kadın sözü, “izin verilen” bir lüks; erkek sözü ise doğal hak.

Sonuç:

Hypatia’nın kanı, Sappho’nun külleri, Virginia Woolf’un mürekkebi, Nezihe Muhiddin’in susturulması… Tarih, kadın sesini kılıçla, ateşle, yaftayla bastırmaya çalışanların hikâyesidir.

Dırdır” yaftası, eril iktidarın panik refleksidir.

Çünkü artık biliyoruz:

  • Tarihi susturulanlar değil, susturulamayanlar yazar.
  • Tarih, şimdi konuşanlar tarafından yazılır.
  • İşte biz o tarihi şimdi yazıyoruz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDr. Nil Gönce
Takip et:
İstanbul’un renkli sokaklarında büyüdüm, ama merakım beni dünyanın dört bir yanına götürdü. Akademik ciddiyetimle ‘Dr.’, insanlara dokunan yönümle ‘psikolog’ oldum. Klinik psikolog kimliğimle ruhların derinliklerine yolculuk ederken, bir yandan da uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan makalelerimle bilime katkı sunuyorum. Beyin-zihin ilişkisi, psikiyatrik bozukluklar, kişisel gelişim ve öğrenci koçluğu alanlarında çalışıyor; bilimsel bilgiyi yaşamın içinden süzüyorum. Yazmak benim için yalnızca üretmek değil; anlamak, anlatmak ve iyileştirmekle ilgili bir eylem. Akademik makalelerim uluslararası dergilerde yer bulsa da, asıl tutkum insana dokunan hikâyeleri paylaşmak. Çünkü biliyorum: İyileşmek, anlaşılmak ve büyümek, en çok da paylaştıkça anlam kazanır. Hayata biraz bilim, biraz mizah, ama hep insan sıcaklığıyla bakıyorum. Çünkü en karmaşık denklemler bile, bazen doğru bir soruyla, bazen de küçük bir gülümsemeyle çözülebilir."
Önceki Makale Sakız’daki gizemli Türk yatı
Sonraki Makale Fatih Altaylı’ya gözaltı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörSerbest Kürsü

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme potansiyeli

Yıldırım Aktuğan
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Kirli işler” ve “kirli ilişkiler…”

Gürsel Demirok
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Çocuksu yetişkinlikte direnmek

Medya Günlüğü
22 Haziran 2025
Serbest Kürsü

40 Termessoslu “bitirim”

Adil Gürkan
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?