Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Borcumuz borç

Osman Şenkul
Son güncelleme: 8 Aralık 2023 00:30
Osman Şenkul
Paylaş
Paylaş

Eski Roma’da yaşayanlar, Patrici (asiller), Pleb (özgür vatandaşlar) ve kölelerden oluşuyordu.

Patriciler aynı zamanda egemenlik hakkını da ellerinde bulunduruyordu. Plebler ise, her türlü hakları elinden alınmış köleler olmasalar da, yönetimde söz sahibi olmamalarına karşın, her türlü ekonomik faaliyeti yürüten ve devlete vergi veren kesimi oluşturuyorlardı.

Milattan Önce (M.Ö.) 500-490 döneminde Plebler arasında büyük bir başkaldırı hareketi yayıldı. Daha önce devlet kanalıyla örgütlenen Patriciler dışında bir örgütlenme hareketi yoktu. Plebler Roma’yı yöneten Centuria’da (meclis) memur dahi bulunduramıyorlardı.

Bunun üzerine ilk olarak “mahalle örgütleri” (Tribus) kurdular. Bunun ardından Tribusları bir araya toplayan kendi meclislerini (Concillia Plebis Tributa) oluşturdular.

M.Ö. 494 yılına gelindiğinde “Partici-Pleb” mücadelesi iyice sertleşti ve tarihteki ilk “örgütlü grev” ortaya çıktı. Önceleri, mahalle örgütleri Tribusların ayrı ayrı örgütlendiği bu grevler dükkân kapatma, ekmek üretmeme gibi yöntemlerle sürüyordu.

M.Ö. 494 yılının sonlarına doğru, tarihin ilk genel grevi de ortaya çıktı. Concilia Plebis Tributa (Pleb Meclisi) genel grev kararı aldı ve tüm Plebler toplanarak Roma’nın dışına çıktılar. Plebler Roma’dan birkaç kilometre uzaktaki Kutsal Dağ’a çekilince Patriciler hemen Pleblere görüşme talebinde bulundular. Uzun tartışmalardan sonra, Patriciler Pleblerin 3 isteğini kabul etti. Bu isteklerin en önemlisi, tüm Pleblerin devlete olan borçları affedilecek ve Pleb vergilendirilmesinde daha adil davranılacaktı.

Bununla birlikte, vergi borçları bulunan Pleblerin bu borçları da tamamen silinecek ayrıca, borçlarından dolayı Plebliğini yitirip köle durumuna düşenler de yeniden Pleb olarak kabul edilecekti. Pleblerin bu ekonomik zaferi iki de siyasi koşulla destekleniyordu. Buna göre, öncelikle Plebler için genel af ilan edilecekti. Ayrıca, o zamandan sonra Pleblerin hakkını arayacak ve onları temsil edecek iki kişi Centuria tarafından tanınacaktı.

Plebler, daha sonra devlet mülkiyetindeki toprakların dağıtılmasını da talep ettiler. Çaresiz Patriciler bunu da kabul ettiler ve tüm devlet topraklarının dağıtımına başlandı. Ancak, toprak dağıtım anlaşması, dağıtımın Patriciler ile Plebler arasında eşit yapılması koşuluyla onaylandığı halde, Patriciler kendilerine daha çok ve verimli arazileri almaya kalkınca, yeniden bir anlaşmazlık çıktı ve Plebler yeniden grev silahına başvurdular. Bunun üzerine Patriciler toprak dağıtımında da “adil” olmak durumunda kaldılar.

Böylece, tarihin ilk örgütlü grevi kesin başarıyla sona ermiş ve ekonomik gücü elinde bulunduranlar toplumsal yaşam içinde söz sahibi olma yolunda önemli adım atmış oldular. Pleblerin bu deneyimi daha sonraki yıllarda devlet mekanizması içinde çok daha etkin olmalarının önünü açtı.

Acaba, geleceğin tarihçileri Milattan Sonra (M.S.) 2000’li yılların yeni Türkiye’sini nasıl anlatacak?

O dönemlerde yeni Türkiye’de yaşayanlar, fenomenler, emekçiler, saraylılar, penguenliler, çeteliler, çetesizler, projeciler, kentliler, çiftçiler, çiftlikçiler, mimarlar, ne mühendisler, doktorlar, doktoracılar, profesörler, proflar, efendiler, üst efendiler, başefendiler, alt efendiler, efendi adamlar, foncular, alacaklılar, borçlular, kısacası say say bitmezciler…

Aradan geçen 2500 yılda elbette toplumun bileşenleri arasında oldukça önemli değişimler olacaktı; oldu da… Toplumun bileşenleri oldukça değişse de, aşağıda ve yukarıda yaşayanların, sosyal olduğu söylenen yaşamdan yararlanmalarına ilişkin dengelerde önemli bir değişiklik olmadığı ortada.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 24 Kasım 2023 tarihli verilerine göre;

-Bireylerin bankalara olan borçları, 1 trilyon 470 milyar 88 milyon lirası tüketici kredileri, 1 trilyon 43 milyar 637 milyon lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 2 trilyon 513 milyar 725 milyon lirayı buluyor.

-Bu borçlar, geçen yılın aynı haftasında, 391 milyar 564 milyon lirası kredi kartları, 1 trilyon 19 milyar 691 milyon lirası da tüketici kredileri olmak üzere toplam 1 trilyon 411 milyar 256 milyon lira düzeyindeydi.

Kısacası tam bir yıllık dönemde; bireylerin kredi kartı borçları yüzde 167 artarken, kullanım sınırlamaları olduğu için tüketici kredileri borçları yüzde 44.2 ve toplam banka borçları da yüzde 78.1 düzeyinde yükseldi.

Elbette bu borçlara, eldeki avuçtaki değerlerin satılması ya da rehin gösterilerek elden! alınan borçlar ya da hısım akraba borçları dahil değil.

Ayrıca, vatandaşın enerji kullanımı, vergilendirme ve benzeri nedenlerden kaynaklı borçları da bu veriler içinde yer almıyor. Bunlara en çarpıcı örneği de, iki gündür haberlere yansıyan enerji borçları ve sonuçları oluşturuyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sorusunu yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu yılın ilk 6 ayında 122 bin 987 abonenin doğal gazının, 69 bin 278 abonenin de elektriğinin borçlarından dolayı kesildiğini açıkladı. Bunun doğal! sonucu da, doğal gaz tüketiminde 2022 yılına göre yüzde 7.39’u bulan azalma olarak önümüze çıkıyor.

İşte bu nedenle, M.S. 2010 yılının sonlarından itibaren, doğudan batıya tarihin ilk büyük eğitimli, nitelikli insan göçleri ortaya çıktı. Üniversitelerden mezun olanların oluşturduğu büyük gençlik grupları, hastane koridorları, üniversite kampüsleri, fabrika bahçeleri, çok katlı iş merkezlerinin kafelerinde toplanarak ya da dijital erişim kanallarına yüklenerek bu büyük göçü başlattılar. Bu borç bataklarında debelenmemek için gidebilenler, gitmekte olanlar giderken, gidemeyenler de banka şubelerine, ATM önlerine akın ettiler, borçlarına borç eklediler.

Elbette, 2500 yıl önce olduğu gibi, Concilia Plebis Tributa (Pleb Meclisi) genel grev kararı almadı ve tüm Plebler toplanarak Roma’nın dışına çıkmadılar. Plebler Roma’dan birkaç kilometre uzaktaki Kutsal Dağ’a çekilmedikleri için, Patriciler Pleblere görüşme talebinde bulunmadılar. Dolayısıyla, aralarında uzun tartışmalar da olmadığı için, Patriciler, Pleblerin devlete olan borçlarının affedilmesi, Pleb vergilendirilmesinde daha adil davranılması ve toprakların dağıtılması gibi isteklerin kabul edilmesi de söz konusu olmadı.

osman@senkul.com

EtiketlendiEkonomiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanOsman Şenkul
Takip et:
Gazetecilik yaşamına 1983 yılında Dünya gazetesinde başladı ve sırasıyla Milliyet, Yeni Asır, İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabir olarak 1993 yılında göreve başladığı Reuters Haber Ajansı Türkiye Bürosu'nda Haber Müdürlüğü ve Yazıişleri Müdürlüğü yapan Şenkul, Doğan Haber Ajansı'nda (DHA) Ekonomi ve Dış Haberler servislerini kurup yönetti. Halen Scala Yayıncılık'ta Editörlük görevini yürüten Şenkul'un Ölümün Efendileri, Dava Themis'e Havale, Parahistoria, Parahistoria Faiz ve Ajans Haberciliği, Hermes News And News Agency Journalism kitapları bulunuyor. “Bir kimsenin düşüncelerini konuşamaması esarettir.” Euripidis (M.Ö. 485-406)
Önceki Makale Ekonominin psikolojisi
Sonraki Makale ‘Ortodoks politika’ masalı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?