Yaşanan ekonomik sıkıntılar tüm sektörlerde olduğu gibi medyada çalışanları da derinden etkiliyor.
Medyaradar sitesinde “Keskin Kalem” mahlasıyla yayınlanan yazıda hem sektördeki son gelişmeler aktarıldı hem de bir gazetecinin gönderdiği mektuba yer verildi.
Yazının ilgili bölümü şöyle:
“Geçen hafta Demirören Medya’nın zamları erteleme hinliğiyle, tenkisat dalgasında emekçinin iki kuruş tazminatına nasıl göz diktiğini yazmıştım.
Bugün de sıra bu ayın sonunu getiremeyen emekçinin isyanında, buyurun bana ulaşan bir mesaja:
‘Sevgili Keskin Kalem,
15 yıllık gazeteciyim ve bu satırları utanarak yazıyorum. Ayın 14’ü bugün. Daha ayı yarılamamışız bile. Maaş bitti. Bu enflasyon ortamında bizi zamsız bıraktılar. Ağustos ayı geçmek bilmiyor. Sadece ben değil çevremdeki tüm çalışma arkadaşlarım da böyle. Herkes birikimlerini harcıyor. Elimizdeki iki kuruşluk altın, kıyıda köşede birikmiş de olmasa bitmiştik. Bir gazeteci olarak artık restoranda yemek yiyemez olduk. Etin tadını unuttuk, çocuklarımızın yüzüne bakamaz hale geldik. Bu kadar önemli bir işi yapan biz emekçilere layık görülen muamele artık bizim yüzümüzü kızartıyor. Yöneticilerin sesi çıkmıyor, keyifleri yerinde. Hepsini Allah’a havale ediyorum.’
Hadi patron utanmıyor.
Devlet bankasından çektiği kredilerle halkın sırtına kambur olduğu yetmiyor, sıra emekçinin iki kuruş maaşına gelmiş.
E bre Demirören yöneticileri!
Sizde hiç vicdan yok mu?
Sevgili Ahmet Hakan, lüks hayatınızı bilmeyen yok.
Kışlıklar, yazlıklar…
Dolgun maaşlar…
Allah artırsın. Artırsın da, koca Hürriyet’in koca yayın yönetmeni olarak köşesizden her gün, bir yaraya parmak basıyor, ülkenin sorunlarını dile getiriyorsunuz.
Ya başında olduğunuz gazetenin sorunları?
Yöneticisi olduğunuz şirketin sorunları?
Şu enflasyon ortamında çalışanlarınızı zamsız çalıştırmak nasıl bir duygu?
Emekçileri zamsız maaşla kovmak için atılan taklalara diyeceğiniz bir şey var mı?
Demirören de dahil olmak üzere pek çok medya patronunun maaş politikası ve takındığı tavır artık şu anlama geliyor sırdaşlar:
İş bu, para bu, isteyen çalışır, istemeyene kapı orada.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın