8.2 C
İstanbul
14 Mayıs 24, Salı
spot_img

Biden ve Putin’in Orta Doğu ve Çin ziyaretleri

Hamas’ın İsrail’e saldırması ve İsrail’in de her zaman olduğu gibi insanlık dışı karşı saldırılarının onuncu gününü geride bırakırken, “sıradan” görünümlü üç önemli gelişme yaşandı.

Önce, İsrail’i birkaç gün içinde iki kez ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken, savaş bölgesindeki ülkelerden seçtiklerine de (Ürdün, Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır) bizzat giderek görüşmeler yaptı. Blinken, bu turunun ardından döndüğü İsrail’de yaptığı (sürpriz) açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden’ın da Çarşamba sabahı bu ülkeyi ziyaret edeceğini duyurdu.

Blinken, Başkan Biden’ın ziyaretinde öncelikle ABD’nin İsrail ile dayanışmasını ve İsrail’in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını bir kez daha teyit edeceğini, ikinci olarak İsrail’e saldırmak için bu krizden faydalanmaya çalışan devlet ya da devlet dışı tüm aktörlere verdikleri net mesajın altını çizeceğini, bu uyarısını “Saldırmayın. Bu amaçla bölgeye iki uçak gemisi grubu ve diğer askeri varlıkları konuşlandırdık” diyeceğini vurguladı.

Biden’ın, Hamas tarafından rehin alınanların serbest bırakılmasını sağlamak için “İsrailli ortakları”yla yakın koordinasyon içinde olacağının da altını çizen Blinken, “Dördüncü olarak, Başkan Biden İsrail’in savaş hedefleri ve stratejisi hakkında kapsamlı bir brifing alacak. Beşinci olarak Başkan, İsrail’in operasyonlarını sivil kayıpları en aza indirecek, insani yardımın Hamas’a fayda sağlamayacak ve Gazze’deki sivillere ulaşmasını sağlayacak şekilde nasıl yürütüleceğini dinleyecek” dedi.

Piyasaları ayılara bırakan boğalar yavaş yavaş geri dönmeye başladılar

Blinken’ın bunları açıkladığı saatlerde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile görüşmek üzere Pekin’e gitti. Ziyareti öncesinde Çin medyasının sorularını yanıtlayan Putin, “Bana göre Çin tarafından önerilen iş birliği konseptinin temel avantajı, iş birliği çerçevesinde kimsenin diğerlerine bir şey dayatmamasıdır. Başkan Şi Cinping’in Kuşak ve Yol Girişimi ile sömürgeci bir tada sahip ülkeler tarafından sürdürülen diğer projeler arasındaki fark budur” dedi.

Günün üçüncü gelişmesi de, Blinken’ın açıklamaları ve Putin’in ziyaretine ilişkin haberler yayılırken, başta Hindistan olmak üzere, güne en erken başlayan Asya hisse senetlerinin güne yükselerek başlamaları oldu. Bir başka deyişle, Hamas’ın saldırısıyla birlikte piyasalardaki yerlerini ayılara bırakan boğalar, yavaş yavaş da olsa geri dönmeye başladılar.

Söz konusu üç gelişmenin, neredeyse eş zamanlı olarak gündeme gelmesi, ister istemez, bu üçlü perdenin arkasında olup biteni de merak ettiriyor.

Aslında, Biden’ın beklenmedik bir şekilde Orta Doğu’ya geleceğinin açıklanması, Putin’in de daha açıklamanın mürekkebi kurumadan soluğu Pekin’de alması, olup bitenler konusunda önemli ipuçlarını kendi içinde barındırıyor. Özellikle de, Putin’in Çin basınına yaptığı açıklamadaki, “Başkan Şi Cinping’in Kuşak ve Yol Girişimi”ne ilişkin sözleri, bu durumun neleri barındırdığını açıkça gösteriyor.

G20 zirvesinde kabul edilen Hindistan-Orta Doğu ticaret koridoru

Bunun arka planına ilişkin bilgileri derlemek için çok eskiye gitmeye de gerek yok; 22 Eylül’de yazdığım “Yeni rota Büyük İskender’in yolu” başlıklı yazıda yazdıklarımı biraz anımsamak yeterli olur sanıyorum.

Hindistan’ın Başkenti Yeni Delhi’de 9-10 Eylül’de toplanan “G20 Ülkeleri Liderler Zirvesi”nden söz eden yazıda, Financial Times’ın (FT) “Türkiye, G20’nin Hindistan-Orta Doğu ticaret koridoru planına alternatif sunuyor” başlığıyla verdiği haberde, “Türkiye, Asya’dan Avrupa’ya giden mallar için bir ulaşım yolu olarak tarihi rolünü güçlendirmeye çalışırken, G20 zirvesinde kabul edilen Hindistan-Orta Doğu ticaret koridoru planına alternatif olarak bölgesel ortaklarıyla ‘yoğun müzakereler’ yürütüyor” denildiğine işaret etmiştik.

FT haberine göre söz konusu ticaret koridoru, Hindistan tarafından gelen malları, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın son birkaç günde ziyaret ettiği, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Avrupa pazarlarına taşıyacak olan Hindistan-Orta Doğu güzergahıydı. Daha önceki, (18-09/2023) “Davut ve Golyat” başlıklı yazıda da belirttiğimiz gibi, söz konusu koridor Çin’in artan etkisini zayıflatmak için büyük bir çaba içine giren ABD ve AB tarafından destekleniyordu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin “yakalama kararı”na rağmen yolculuk

Tüm bunları arka arkaya koyunca; Hamas’ın birdenbire saldırıp, İsrail’in de bunu öne sürerek, her zaman olduğu gibi, arkasına dünyanın en büyük askeri gücü ABD’yi alarak terör estirmesinin dayanağına ilişkin önemli ipuçlarına ulaşıyoruz. Buradan bakınca, G20 toplantısının düzenlendiği Hindistan’dan başlayan ticaret koridorunun Akdeniz’e açıldığı noktanın temizlenmesine yönelik bir harekatın başladığını görmemek mümkün değil gibi duruyor.

Arkasına ABD’yi alan İsrail’in, eline geçen bu fırsat ile Gazze’yi Hamas’tan boşaltarak, uzun bir ticaret koridorunun ana kapısını düzenlemeye çalıştığını görmemek olanaksız. Saldırılar ve büyüyen savaşın başlamasında, böyle bir amacın olduğunu ya da olmadığını söyleyemeyiz elbette; ancak, gelinen objektif durumun, bu uzun koridorun öngörülenden de önce açılmasını sağlamak için kullanılacağı da ortada. Bunu en azından Putin’in, hem de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, geçen mart ayında hakkında yayınladığı “yakalama kararı”ndan sonra, pek yapmadığı bir uluslararası seyahat ile söz konusu koridorun en önemli alternatifi sayılan Kuşak ve Yol Girişimi’ni canlandırmak için Pekin’e gitmesinden anlayabiliriz.

Kısacası, planlı ya da plansız, yüzlerce cana mal olan, yüz binleri evlerinden, yurdundan eden acımasız bir savaşın sonucunda ortaya çıkacak bir ticaret koridorunun, daha açılmadan lanetleneceğini de hepimiz biliyoruz.

osman@senkul.com

Osman Şenkul

Gazetecilik yaşamına 1983 yılında Dünya gazetesinde başladı ve sırasıyla Milliyet, Yeni Asır İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabir olarak 1993 yılında göreve başladığı Reuters Haber Ajansı Türkiye Bürosu'nda Haber Müdürlüğü ve Yazıişleri Müdürlüğü yapan Şenkul, Doğan Haber Ajansı'nda (DHA) Ekonomi ve Dış Haberler servislerini kurup yönetti. Halen Scala Yayıncılık'ta Editörlük görevini yürüten Şenkul'un Ölümün Efendileri, Dava Themis'e Havale, Parahistoria, Parahistoria Faiz ve Ajans Haberciliği, Hermes News And News Agency Journalism kitapları bulunuyor. “Bir kimsenin düşüncelerini konuşamaması esarettir.” Euripidis (M.Ö. 485-406)

Önceki İçerikİnsanın Anlam Arayışı
Sonraki İçerikSavaştan önce Kudüs
Osman Şenkulhttp://medyagunlugu.com
Gazetecilik yaşamına 1983 yılında Dünya gazetesinde başladı ve sırasıyla Milliyet, Yeni Asır İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabir olarak 1993 yılında göreve başladığı Reuters Haber Ajansı Türkiye Bürosu'nda Haber Müdürlüğü ve Yazıişleri Müdürlüğü yapan Şenkul, Doğan Haber Ajansı'nda (DHA) Ekonomi ve Dış Haberler servislerini kurup yönetti. Halen Scala Yayıncılık'ta Editörlük görevini yürüten Şenkul'un Ölümün Efendileri, Dava Themis'e Havale, Parahistoria, Parahistoria Faiz ve Ajans Haberciliği, Hermes News And News Agency Journalism kitapları bulunuyor. “Bir kimsenin düşüncelerini konuşamaması esarettir.” Euripidis (M.Ö. 485-406)

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler