Erdal Çolak

Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Takip et:
149 Makale

“Hayvanlaşamayan” insan

İnsan kendisini doğadaki en zeki, en bilinçli, en üstün varlık olarak tanımlar. Gökleri delen binalar yapar, yıldızlara uydu…

Tanrı’nın “fiyat listesi” yoktur

Cuma günü camide “boş geçmeyelim” anonsu yapılır. Kilisede dua etmek isteyenin yakmak zorunda olduğu mum iki eurodur. Sinagogda ise…

İnsanoğlunun “kabuğu”

İnsan doğanın, bitkilerin, meyvelerin kabuğunda gizlenen anlamlardan, tatların ötesine uzanan simgelere; hayatın çekirdeğinde saklı felsefeden, doğanın özüne sinmiş…

Masal uyutur, gerçek uyandırmaz

Hayat, sahneye çıkmadan önce bize ezberletilen bir replik gibidir. Daha doğar doğmaz başlarlar anlatmaya: “Kızlar prenses olur, erkekler…

Evlilik yeniden yazılıyor

Evlilik kavramı insanlık tarihinin en kadim kurumlarından biri olarak mağara duvarlarına kazınan ilk figürlerden günümüz şehirlerinde sade nikâh…

Mağaradan çıkışın bedeli

Bir toplantıya giderken kalabalığın içinde yürürken sordum kendime:“Bu kadar insan nereye gidiyoruz? Neden?” Yüzlerimiz uykusuz, suratlarımız asık, içimiz…

Uygarlığın cinsiyet körlüğü

Doğa, tüm canlıların eşit paylaştığı bir evdir; ama ne yazık ki, bazı düşünürler bu evin yalnızca erkekler için…

Balıklar kadar olamadık

Ben küçükken çok üzülürdüm; göllerde, barajlarda yakalanan ya da pazar tezgâhında sessizce can veren balıklara. Sudan çıkınca ölüyorlar…

Kaçan hep suçlu mudur?

Ceylana sormuşlar: -Niye kaçıyorsun? -Aslan kovalıyor. -Suçlu olmasan kovalamazdı. -Ben suçsuzum ama aslan aç! Her kaçanı suçlu, her…

Kusursuzluk ve kusurlar

İnsan, yaratılışı bakımından kendini bu gezegende en mükemmel varlık olarak görür; ancak gerçekten öyle midir? Eğer insan kusursuzsa,…

Değişimin kalbinde insan

Her şey değişiyor. Zihnimizden başlayan bir kıpırtıyla, formumuza, işleyişimize, kurumlarımıza, doğaya ve hatta vicdanımıza kadar uzanan bir değişim…

Sahip olmanın kırılganlığı

"Benim" dediğimiz her şey bir gün bizi sahiplenir mi? Sahiplenme duygusu, sanki doğuştan gelen bir içgüdü gibi hissedilir.…

Varoluşun sessiz yarası

İnsanın önemsenme arzusu, varlığının yankısını aradığı sonsuz bir boşluktur. Cevap gelmese de, o yankıyı aramak yaşamın özüdür. Önemsenmemenin…

Kendimize açılan kapı

Yalnızlık… Ne çok korkar insan ondan. Oysa belki de en çok orada o an kendine yaklaşır. Gürültüsüz, aynasız,…

Karanlığın tanıklığında vicdan

İnsan, yeryüzüne ayak bastığı günden beri kendini Tanrı’nın ya da herhangi bir yüce varlığın yeryüzündeki gölgesi sandı. Bu…