Hayır yoktur çünkü…
• Tutarlı veri ve kanıtlarla bilimsel olarak kanıtlanmış halk hekimliği uygulamaları elbette olabilir ancak bu saptama o halk tıbbının tümüyle bilimsel olduğu sonucunu getirmez.
• Herhangi bir halk tıbbı ne kadar iddialı olursa olsun, bilimsel sayılabilmesi için etkinliğinin günümüz bilim normlarına göre onaylanmış olması gerekmektedir.
• Bilimsel bilgi her zaman evreni, doğayı, insanı ve yaşamı anlamanın en akılcı, gerçekçi ve tutarlı yolu olmuştur.
• Şifalı bitki ürünleri, yoga, meditasyon, reiki, hipnoterapi, osteopati, homeopati, aromaterapi uygulamak ya da bir akupunktur uzmanına güvenmek tamamlayıcı olabilir ama tıbbın yerine geçmez.
• Tıp bilimi araştırmaları sayesinde yaşamı tehdit eden birçok hastalığın tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Bu yolla milyonlarca yaşam kurtarıldı. Bilimselliği kuşkulu alternatif tıp arayışları tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
• Bununla birlikte, sözde “alternatif sağlık hizmeti” sunan kişi ve kurumları kaygıyla izliyoruz. “Alternatif bilim” olamayacağı gibi, “alternatif tıp” diye de bir olgu olamaz. Tek bir sağlık bilimi vardır, o da tıp bilimidir.
• Tanı yöntem ya da araçları birbirinin alternatifi olabilir, ilaçlar ya da hekimler birbirinin alternatifi olabilir ama bilimin ikamesi olmaz.
• “Sağlık sektörünün” ve “ilaç endüstrisinin” eleştirilecek elbette çok yanı var. Bir kere sektör ve endüstri terimleri bile sevimsiz geliyor ama bu ayrı bir konu.
Ayurveda bir alternatif tıp mıdır?
Hayır değildir çünkü…
• Ayurveda alternatif tıp değil, kökleri antik çağlara dayanan bir sağlık felsefesidir. Ayurveda için tamamlayıcı, bütüncül, geleneksel ya da doğal sağlık felsefesi denebilir ancak alternatif tıp diye adlandırmak doğru değildir.
• Her bireyin HASTALANMAMA potansiyeli ve yükümlülüğü vardır.
• İyileştirme çabaları yalnızca akut durumlarda dışarıdan içeri yönlü olabilir. Akut durumlar dışında ise iyileştirme yalnızca içeriden dışarı yönlü olmalıdır.
• Ayurveda sağlık felsefesine göre, kişinin içindeki iyileştirici gücü açığa çıkarmak için yalnız bulguları değil kök nedenleri tanımaya odaklanmak gerekir. Kök nedenler genelde kişinin temel enerjilerinde denge yitimi olarak bulgulanır.
• Doğayla ve doğalla bağ azaldıkça metabolik süreçler ve atıkların boşaltımı zorlaşır. Yağ hücreleri, eklemler ve diğer dokularda depolanan atıklar nedeniyle sağlık sorunları baş gösterir.
• Doğayla ve doğalla bağ güçlendikçe sindirim, emilim ve boşaltım dengelenir, sağlık sorunları ve yeniden hastalanma olasılığı kendiliğinden azalır.
• Türünü sağlıklı biçimde sürdürebilen canlılar, doğaya karşı güç kazananlar değil, doğanın ritimlerine uyum sağlayanlar canlılardır. Hastalanmamak için Ayurveda; uyku, beslenme, düşünme ve davranış biçimlerimizde doğayla uyumlu yaşamayı önerir.
halilocakli@yahoo.com