Yüzyıllardır Batı tıbbı, insan bedenini bir makine gibi ele aldı. Kalp ritmindeki bozukluklara kardiyoloji, ruhsal sıkıntılara ise psikiyatri bakıyordu. Zihin ve beden, farklı kutulara yerleştirildi. Oysa modern nörobilim, bu keskin sınırların yapay ve bazen zararlı olduğunu ortaya koyuyor.
Çünkü beynimiz sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz; bedensel deneyimleri “öğrenir”, alışkanlık haline getirir ve gerektiğinde yeniden ortaya çıkarabilir. Peki, bu durum ağrı için de geçerli mi? Beyin gerçekten ağrıyı öğrenebilir mi?
Nörobilimci Dr. Camilla Nord’un deneyimi bu soruya ışık tutuyor. Fiziksel bir nedeni kalmadığı halde devam eden kronik ayak ağrısı, beynin bu ağrıyı “alışkanlık” haline getirmesiyle açıklanmıştır. Yani artık bedensel bir hasar yoktur, ancak beyin hâlâ ağrı sinyali üretmeye devam eder. Bu durumda ağrı, artık sadece bedenin sinyali değil, zihnin bir yanıtı haline gelir.
Beynin sessiz çığlığı
Fonksiyonel Nörolojik Bozukluk (FND) olarak adlandırılan rahatsızlıkta, beyinde yapısal bir hasar olmadan felç, bayılma veya konuşma problemleri görülür. Maalesef bu hastalara hâlâ “Her şey kafanda” denilerek itibar kaybettirici yaklaşımlarda bulunulabiliyor.
Oysa fonksiyonel MR görüntülemeleri, beynin hareket kontrolü ile ilgili bölgelerinde gerçek işlevsel bozukluklar olduğunu net bir şekilde gösteriyor. FND, Parkinson kadar yaygın olmasına rağmen yeterince tanınmıyor; bu durum hastaların yanlış anlaşılmasına ve etkin tedaviye ulaşamamasına yol açıyor.
Tahliller temiz çıkabilir ama…
Çarpıntı, uyuşma, bitmeyen yorgunluk gibi şikâyetler sıkça karşımıza çıkıyor. Tıbbi testler normal çıksa da bu belirtiler son derece gerçek ve yıpratıcıdır. Beyin, geçmişte yaşanan acıyı ve korkuyu bir tür “bedensel hafıza” olarak depolayabilir ve benzer durumlarda bu tepkiyi otomatik olarak tetikleyebilir. Bu nedenle psikosomatik olarak adlandırılan belirtiler, aslında karmaşık bir nörobiyolojik temele dayanır.
Beyin bir kâhin gibidir
Beyin sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz, aynı zamanda geleceği de sürekli tahmin eder. Bu öngörü sistemine “predictive processing” (öngörücü işleme) denir.
Eğer kişi “Kalbim yine sıkışacak” diye beklenti içindeyse, beyin bu öngörüye uygun şekilde kalp ritmini etkileyebilir. Tıpkı Pavlov’un köpeklerinin zil sesi duyunca salya üretmesi gibi, beyin de beklentilerle otomatik tepkiler oluşturabilir.
Örneğin:
- Migren hastası biri, “Yarın toplantı var, kesin başım ağrıyacak” diye düşündüğünde, beyin bu beklentiyle ağrıyı önceden tetikleyebilir.
- Fibromiyalji’si olan biri, hava değişimini “Ağrılarım artacak” sinyali olarak yorumladığında, beyin bu inanç doğrultusunda ağrı şiddetini gerçekten yükseltebilir.
Bu mekanizma, panik atak, anksiyete ve bazı kronik ağrıların ortaya çıkmasında, sürdürülmesinde ve şiddetlenmesinde kritik rol oynar.
Umut var
İşte en güzel haber: Beyin esnek ve değişime açık bir organdır. Buna “nöroplastisite” diyoruz.
Nöroplastisite, beynin yeni deneyimler ve öğrenmelerle kendini yeniden şekillendirebilme yeteneğidir. Yani beyniniz yeni bağlantılar kurabilir, eski alışkanlıkları silebilir. Bu da iyileşmenin temelini oluşturur
Örneğin:
- Kalp atışını doğru algılamayı öğrenen kişilerde anksiyete yüzde 40’a kadar azalabilir.
- Kronik ağrıyı yöneten bilişsel davranışçı terapiler, beynin “ağrı hafızasını” zayıflatmada etkilidir.
- Meditasyon ve farkındalık egzersizleri, beyin-beden iletişimini güçlendirerek bu sürece destek olur.
Yani beynimiz, ağrıyı ve kaygıyı “öğrendiği” gibi, bunları bırakmayı da öğrenebilir.
Sonuç: Zihin ve beden bir bütündür
Her şey kafanda” demek hem bilim dışı hem de zarar verici bir yaklaşımdır. Çünkü kafamızdaki düşünceler ve duygular doğrudan bedenimizi etkiler. Aynı şekilde bedenimizde yaşananlar da ruh halimizi şekillendirir.
Sağlık; beynin, bedenin, duyguların ve geçmiş deneyimlerin bir arada değerlendirilmesiyle mümkündür. Sihirli bir çözüm olmayabilir, ancak doğru bilgi, farkındalık ve hedefe yönelik küçük adımlarla büyük iyileşmeler mümkündür.
Beyin ve bedenin dansı kopmaz; onları ayrı tutmak yanlıştır. Sağlık, bu eşsiz uyumu anlamak ve birlikte hareket etmekten geçer.
Fotoğraf: synergysportsandwellnesscentre.com.au
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: