Mentor
Bu ligin bir mağduru varsa, kesinlikle Fenerbahçe’dir.
Devlet tarafından (Fetö o zaman devlet idi) darbeye uğramış ve sevilen rakiplerine yol açılmıştı. Bunun dünyada örneği yoktur. Başkanı hapse atılmış, davanın bütün savcı, hakim, polisleri Fetö’den mahkum olmuş kaçmış bir Fenerbahçe’ye karşı Fetö suikastı ile çocukların öldürülmeye çalışıldığı bir eylemden faydalanmak ve onu bir övünç kaynağı saymak, konunun tarafı olmadığı halde ilk günden tartışmalı bir davanın adalet savaşçılığına soyunmak bir tesadüf değil organize, kurumsal ve bilinçli bir tavırdır.
Türk futbolu kirlidir; Türk ordusuna, MİT Başkanı’na, Başbakanı’na, Cumhurbaşkanı’na komplo kuran, darbe yapan, insanları öldüren bu güce sahip örgütün iki liderinin Hakan Şükür ve Arif Erdem’in futbola ilişkin her şeyi doğru ve usulüne göre yaptığı kabul edilmektedir ki bu bile tek başına utanç vericidir.
Harp Okulu öğrencilerine kendi elemanlarına yer açmak için işkence eden bu örgütün iki lideri hiçbir örgüt üyesinden kolaylık istememiş, hiçbir hakeme baskı yapmamış, siyaseten Fetö’nün temsilciliğine yapan ve şimdi ABD’den Fenerbahçe’ye ağzında salyalar akarak saldıran Hakan Şükür tertemiz futbol oynamıştır.
Genel Kurmay Başkanı’nı hapse atan bu örgütün iki lideri futbolda tertemiz oynamış, ne penaltı, ne puan, ne Fetö örgüt üyeleri ile anlaşmalı işler yapmıştır!
Hakan Şükür yayıncı kuruluşta yorumcu iken futbol ligini manipüle bile etmemiş, ligde kendi örgütüne mensup insanları kollamamıştır!
Aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Kendi üyelerini önemli konumlara yerleştirmek için her türlü adi, aşağılık yolu kullanan, çalan, kumpas kuran, öldüren örgüt konu futbol olunca tertemizdir!
Buna inanmak bile tek başına “kirli” bir lig için yeterlidir ve daha derin analiz yapma ihtiyacı yoktur. Her şey ortadadır.