Pazar, 11 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Mutluluğun pusulası: Farkındalık

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 3 Ocak 2023 00:00
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Olga Ocaklı PhD

Dünyada “ben mutsuz olmak istiyorum” diyen tek kişi bile bulamayız. Hepimiz bir şekilde mutluluğu bulma yolunda ilerlemek isteriz. İsteriz çünkü mutluluğa duyulan açlık, insan yaşamının itici güçlerinden biridir.

Her birimizin bizi mutlu edeceğine inandığımız hedefleri vardır, ancak bu hedeflere ulaştıktan sonra bile nedense hâlâ bir eksiklik hissederiz. Sanki arayışımızı sürdürmemiz gerekiyormuş gibi, sanki havuç hep daha ilerideymiş gibi hissederiz.

Bazı insanlar tutku ve zevklerin doyumsuz ve bağımlılık yapıcı olduklarını bilir, ancak yine de peşinden gider. Nitekim pek çokları neşe, keyif, haz, zevk gibi hoş deneyimlerin mutluluk olduğu inancına kapılır. Bu deneyimlerin egoyu beslediğini ve onu bir kısır döngü içinde tuttuğunu göremezler.

Bazıları ise dış görünüş, eğitim, eş, meslek açısından herkesten daha iyi olmayı bir numaralı öncelik haline getirerek mutlu olacaklarını düşünür. Mükemmel olmaya çalışmak benliğe ilişkin yaptığımız yanlış bir varsayımdır. Herkes gibi bizim de eksiklerimiz olabileceğini kabul edebilir ve mutluluğu eksiklerimizle aramaya başlayabiliriz.

Bugün kariyer uğruna aile, içtenlik, vefa ve empatinin göz ardı edilebildiği bir dünyada yaşıyoruz. Günün hızlı temposuna kapılan bireyin kendini tanıma fikri aklına gelmez. Küçük yaşlardan itibaren aileden, okuldan ve çevreden öğrenilen sosyal kalıplara göre hareket eder. Çoğu insan bu yüzden kendi mutluluk pusulasını aramak yerine, başkalarında işe yaradığına inandığı mutluluk reçetelerini uygulamayı dener.

Kişi kendini tanımaya başlayana kadar öz doğasını olduğu gibi kabul edemez, eksiklik arar. Yaşamı, sürekli dış hamlelerle uğraşılan bir satranç oyunu olarak algılar. Bu yüzden de kendi doğasıyla barışık olmanın nasıl özgürleştirici olduğunu bilemez. Kendini tanıma arayışı, özünde her bireyin kendince dünyaya sunabileceği bir hizmettir.

“Kendimi gerçekten ne kadar iyi tanıyorum” diye sorabilir ve yanıtımıza “kimse beni benden daha iyi tanıyamaz” diye başlayabiliriz. Duygu ve düşüncelerimizi, değerlerimizi, beklentilerimizi, bizi neyin mutlu ettiğini ya da üzdüğünü ve tüm bunlara verdiğimiz tepkileri kim bizden daha iyi bilebilir?

Farkındalığa ve mutluluğa ulaşmak için her şeyi bırakıp Himalaya Dağlarında bir aşrama taşınmanız gerekmez. Kendini tanımanın en kestirme yolu kişisel gelişim süreçlerini dışsal değil, içsel yönlü yürütmektir. Bu sayede değişim önce bireyin düşünce dünyasında gerçekleşir, sonra davranışlarına yansır, daha sonra da dış dünyada fark edilir hale gelir.
L.N. Tolstoy şöyle demiştir: “Yaşamdaki tüm büyük değişimler küçük bir düşünce kıvılcımıyla başlar. Değişimlerin iyi yönlü olabilmesi için, önce vicdanın arzusuna uygun olarak düşüncenin sevgi yönünde dönüşmesi gerekir.”

Her şeyin sürekli değiştiği bir evrende yaşıyoruz. Her birimiz, iç evrenimizde gerçekleşen öznel değişimleri tanıma ve “bilinçsel büyüme” formatına kanalize etme yeteneğine sahibiz. Dönüşümsel gücümüzün farkında olmak, gelecek günlere daha bilinçli hazırlanabilmemiz için önemlidir.

Karmaşık hayatlarımız akıp giderken farkındalığın farkında olamayabiliriz. Farkındalık, mutluluk arayışında ihtiyacımız olan yetkinleşmenin pusulasıdır.

Kendimizi analiz ederek, iyi tanımadığımız yönlerimize ilişkin farkındalık geliştirebiliriz. Bu yönlerimizi belirlemek ve güçlendirmek ciddi zaman ve emek gerektirir. Hazırım diyorsanız hemen şimdi başlayalım. Örneğin şu soruyla başlayabiliriz: Düşüncelerim, sözlerim ve eylemlerimde öfkeden ve şiddetten gerçekten arınmış biri miyim?

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale ‘Tertemiz’ lig
Sonraki Makale Gagavuzlar Türkiye’den yardım istedi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Bir zamanlar Bolivya

Alper Eliçin
11 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Avrupa, ABD ve Rusya’nın menüsünde mi?

Adil Gürkan
10 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Türklüğe armağan Allahverdi Bağırov

Medya Günlüğü
10 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Kâfirle anlaşan Fransa kralı

Metin Gülbay
10 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?