Fenerbahçe’nin gündemi o kadar negatif ve kalabalık ki nereden başlayacağımı bilmiyorum…
Mali konulardan başlayalım.
Eski yönetimin Fenerbahçe’yi gerçek “sıfır” finansal borca ulaştırmak için 2 planı vardı bence:
1- Sermaye artırımı
2- Gayrimenkullerin değerlendirilmesi.
Önemli mesafe kat ettiler ama seçimi kaybettiler.
Bugünlerde yeni yönetim tarafından bir finansal propaganda başladı: Finansal durum iyi ama nakit akışı bozuk. 40 yıllık bir uzman olarak söylüyorum değil, eğer nakit akışı düzgünken böyle bir propaganda yapılıyorsa bunda art niyet ararım.
Sadettin Saran seçilmiş bir adaydan çok Ali Koç’a tepkidir. Normal şartlarda asla Fenerbahçe başkanı olamazdı. Eline fırsat geçti, değerlendirmeyi düşünüyor sanırım, “benden sonrası tufan” havasında, mali durum çok umurunda değil. Böyle bir savurganlık ortamında ister istemez “vurguncular” da çıkar.
Ali Koç’un 8 yıl kalması finansal rehabilitasyon yaptığı içindir; Aziz Yıldırım ise mali durumu bozduğu için gönderilmiştir.
Mali durumu bozanın yanına kâr kalması biraz eski Başkan’ın camiadaki kredisinden, biraz da Ali Koç’un naif bir lider olmasındandır.
Ama Sadettin Saran’ın ne Ali Koç kadar maddi gücü ne de Aziz Yıldırım kadar kredisi var. Eğer Fenerbahçe’yi mali anlamda bir har vurup harman savurma durumuna getirirse camia bunu yanına bırakmaz. Bireysel ve kurumsal olarak zarar görür.
Fenerbahçe taraftarı bilinçlidir, öyle diğer taraftarlar gibi bir borcu kapatıp daha yükseğini aldığında kanmaz.
Fenerbahçe’nin varlıklarını peşkeş çektiğinde alkışlamaz.
Ben uyarayım…
Sadettin Saran’ın seçilmesinin sorumlusu Ali Koç’un yetersiz ve beceriksiz olmasıdır. Ancak Koç geldiğinde tüm derdimiz paraydı, oysa emaneti doğru yönetemedi, bunu yapamadığı gibi görüyorum ki kurda kuzu emanet etti.
Bir geri dönüş daha olanaksız. Beşiktaş gibi oluruz.
Bıraktığı camia yılgın, dağınık, inançsız, hiçbir konuda etki gücü kalmamış, öyle bir depresyona sokulmuş ki sosyal medyada onun bunun peşine takılıp satılık medya ordusunun oyuncağı oluyorlar.
Aziz Yıldırım en azından Ali Koç’u belirlemişti, Koç onu da yapamadı. Bu yönetim Fenerbahçe’ye zarar verirse sorumlusu odur.
Ama bence Fenerbahçe’nin en büyük düşmanı Aziz Yıldırım ekürisidir. Bakın, Aziz Yıldırım demiyorum, onu pohpohlayıp Fenerbahçe’den menfaat sağlayanlardan bahsediyorum. Bunların öyle gözü kara ki üç kuruş için Fenerbahçe’yi satarlar.
Sonuncusu da depresif, lidersiz kimliğini kaybetmiş taraftar. Bunun nedeni de taraftarlığı meta haline getirmiş 12 Numara ve Fenerbahçe satan medya görünümlü tüccarlar.
Bunların yetersizliği ve tek yönlü propagandası sonucu taraftar kimliğini ve kendi kulübüne olan güvenini kaybetti. Çünkü taraftar aptal değil, dijital medyanın ürün olarak Fenerbahçe sattığını biliyor. Kimi kötü satıyor, kimi iyi ama ortak özellikleri samimi değiller, taraftar onlara güvenmiyor.
Hodri, 12’si hepsi böyle, buna Ali Koç gibi yeteneksiz ve liderlik becerisi taşımayan bir başkan eklenince taraftar ona buna yem oldu.
Fenerbahçe’nin ilk işi taraftarı toparlayacak tüccar olmayan bir taraftar organizasyonu kurmak olmalı ama bu bölünme birçok cebi dolduruyor, bu yüzden olanaksız görünüyor.
Aslında Fenerbahçe’nin oligarşik bir yapısı var; öne çıkan birkaç yönetici, 3-5 kongre üyesi ve sadece kendini temsil eden 50-100 binlik taraftar grubu. Onun dışında gerçek taraftar dışlanmış durumda.
Sorunların kaynağı da bu çünkü Fenerbahçe dar iktidar mücadelesine sıkışmış durumda, kararlar ya seçimi kazanmak için ya da faydalanmak için. Bu dar çevrenin ne başarıyı ne de taraftarı umursadığını sanmıyorum.
Bu yapıyı yıkmak zorundayız, Galatasaray liseli yapısını iktidar müdahalesi ile kırdı, sonuç iyi kötü bilmem ama taraftar fikri onlarda daha çok temsil buluyor.
Biz ise bir avuç oligarşik seçkinin elinde oyuncağız.
Kahrolsun Fenerbahçe oligarşisi ve onun iş birlikçisi Fenerbahçe medyası!
Fotoğraf: fenerbahce.org
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
