Ünlü Amerikalı aktör Robert Redford, 16 Eylül’de 89 yaşında hayatını kaybetti.
Redford’un Utah eyaletindeki evinde, uykusunda yaşama veda ettiği kaydedildi.
Robert Redford, 50’den fazla Hollywood yapımında rol almış, yönetmen olarak Oscar kazanmıştı.
Redford, Türkiye’de de Benim Afrikam (Out of Africa) gibi romantik hikayelerden, Başkan’ın Tüm Adamları (All the President’s Men) gibi siyasi içerikli yapımlara kadar geniş bir skalada unutulmaz başrollere imza attı.
Kazandığı başarı, projelerini özgürce seçebilmesi anlamına geliyordu.
Politik bir figür olarak da isminden söz ettirdi. Çevre sorunları ve yerli Amerikalıların hakları konusunda kampanya yürüttü.
18 Ağustos 1939’da Santa Monica’da kendi tanımıyla “işçi sınıfı” bir ailede dünyaya geldi.
Beyzbol bursuyla üniversiteye gitmeye kaydolmuştu ancak ancak 18 ay sonra alkol kullanımı nedeniyle okuldan atıldı.
Aynı dönemde annesi henüz 40 yaşındayken hayatını kaybetti.
Ressam olmak istediğine karar vererek İtalya ve daha sonra New York’ta resim eğitimi aldı.
Avrupa’da geçirdiği süre, onu ABD’ye karşı yeni bir yaklaşım benimsemeye itti.
Dönüşümünü, “Ülkeme başka bir açıdan bakmaya başladım” diye anlattı.
Ülkesine döndüğünde tiyatro tasarımcısı olma hayaliyle Amerikan Dramatik Sanatlar Akademisi’ne kaydoldu ancak kısa sürede oyunculuğa yöneldi.
1950’lerin sonlarında New York’taki birçok aktör gibi o da sahnede ve televizyonda bir dizi küçük rol üstlendi. Bunlar arasında Dokunulmazlar, Perry Mason ve Dr Kildare gibi popüler dizilerdeki roller de vardı.
Beyaz perdeye ilk adımını 1960 yılında Tall Story filmindeki küçük rolüyle attı ve burada Jane Fonda ile birlikte çalıştı.
Sinema kariyerindeki ilk filmi için Time dergisi “bu filmi hiçbir şey kurtaramaz” yorumunu yapsa da bu yapım, Jane Fonda ile ömür boyu sürecek bir dostluğun başlangıcı oldu.
Fonda daha sonra birlikte çalıştıkları her seferinde yeniden ona aşık olduğunu itiraf etti.
İlk büyük sahne başarısını Neil Simon’ın romantik komedisi Barefoot in the Park’ta ki gösterişli avukat Paul Bratter rolüyle elde etti.
Bu rolü 1967’deki film versiyonunda Jane Fonda’yla birlikte beyaz ekrana taşıdı.
Dünya çapında üne kavuşması ise 1969 yılında Butch Cassidy ve Sundance Kid filmiyle oldu.
Paul Newman’ın hızlı konuşan Butch karakterinin aksine, rahat Kid karakteri ile öne çıktı.
Bu yapım Hollywood’un en iyi ikililerinden biri olduklarını kanıtladı.
İki aktör Newman’ın 2008’deki ölümüne kadar sıkı arkadaş kaldılar.
1974’te Redford, ABD Başkanı Richard Nixon’ı istifaya götüren Watergate skandalını ortaya çıkaran sağlayan Washington Post muhabirleri Bob Woodward ve Carl Bernstein’ın yazdığı All the President’s Men kitabının film haklarını satın aldı.
Redford’un Woodward’ı, Dustin Hoffman’ın ise Bernstein’ı canlandırdığı film, eleştirmenlerce beğenildi ve en iyi uyarlama senaryo dahil olmak üzere dört Oscar kazandı.
Dört yıl sonra Redford, 1980 yapımı Sıradan İnsanlar (Ordinary People) filmiyle yönetmenlik kariyerine adım attı.
Oğullarından birinin ölümüyle dağılan orta sınıf bir ailenin öyküsünü anlatan yapım kendisine ilk ve tek Oscar’ını kazandırdı.
Tanınmayla birlikte zenginlik de geldi.
Redford kazancının büyük bir kısmını, eşi Lola’nın memleketi olan Utah’ta bir kayak merkezi satın almak için kullandı. Bu merkezin ismini en ünlü rollerinden birinin adından yola çıkarak Sundance olarak değiştirdi.
Aynı dönemde bağımsız film yapımcılarına destek sağlamak amacıyla Sundance Enstitüsü’nü kurdu.
Zamanla festival, Quentin Tarantino ve Steven Soderbergh gibi daha sonra ünlü olacak yönetmenlerin ilk yapımlarını görücüye çıkardığı, film takviminin önemli bir etkinliği haline geldi.
Redford, 2019 yılında Avengers: Endgame’deki rolünden kısa bir süre sonra oyunculuktan emekli olduğunu açıkladı.
Ama sahne ışıklarından ayrılmak onun için zordu.
90 yaşına yaklaşırken, birkaç yıl sonra kararından vazgeçip, iki yerli Amerikalı polis memurunun çift cinayeti çözmeye çalışmasını konu alan Dark Winds dizisinin birkaç bölümünde yer aldı.
Redford dış güzelliğinin kendisine yardımcı olmaktan çok engel olduğunu düşünüyordu.
Fiziksel anlamda şanslı olmasından dolayı karmanın onu cezalandırmak için aile hayatında trajedilere yol açtığını söylüyordu.
Ama o, yakışıklılığının bir oyuncu olarak kendisine yardımcı olmaktan çok, engel teşkil ettiğini her zaman savundu.
“Oyuncu olmaktan çok, sadece iyi görünen biri olduğun düşüncesi benim için her zaman zordu” dedi.
Mahremiyetine çok önem verdiği bilinen Robert Redford, 1970’lerde ailesiyle yaşamak için Utah eyaletinin uzak bir yerinde arazi satın almıştı.
İlk eşiyle 1985’te boşanana dek 25 yıl evli kaldı.
2009’da uzun süredir birlikte olduğu Alman sanatçı Sibylle Szaggars ile ikinci evliliğini yaptı.
Fotoğraf: Wikipedia
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
.jpg){kind=link}