Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Trablus’tan kaçış

İsmail Boy
Son güncelleme: 11 Mart 2025 09:20
İsmail Boy
Paylaş
Paylaş

06 Ekim 1981 günlerden Salı, sabah iş yaptığımız kuruluşa gitmek üzere Trablus’ta kaldığım otelden taksiye bindim.

Gideceğim yer yaklaşık 10 kilometre mesafedeydi,  yolumuzun üzerinde Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin sarayı bulunuyordu, buradan her geçişimde saray bahçesinin büyük duvarları boyunca belirli aralıklarla duran asık suratlarındaki ciddiyet ile nöbet tutan Libyalı genç askerleri görürdüm. O gün öğlene doğru işimi bitirip otele doğru dönerken yine aynı sarayın önünden geçtim ama bu kez askerlerde bir gariplik vardı, hepsi nöbet tuttukları kulübelerinden çıkmış, bazıları bir araya gelip ellerindeki silahlar ile havaya ateş ediyorlardı, o esnada oradan geçmekte olan araçlar da korna çalarak onlara eşlik ediyorlardı.

Arap şoförüm gülerek bir şeyler söyledi ama hiçbir şey anlamadım, otele geldiğimde lobide insanların televizyonun başına toplanmış olduğunu gördüm. Herkes son derece mutlu, sevinç içinde birbirlerini kucaklıyordu. Ekranda tekrarlanan görüntülerde Mısır lideri Enver Sedat’ın o sabah Kahire’deki bir stadyumda Mısır ordusunun Süveyş kanalını geçmesinin 8’nci yıldönümü törenindeki resmi geçitte kendi subayları tarafından düzenlenen bir suikast sonucu öldürülmesi vardı.

Televizyonda bir nokta hemen dikkatleri çekiyordu: O güne kadar ekranın köşesindeki Orta Doğu haritasında yeşil renkte gösterilen Arap ülkeleri içinde tek başına siyah renkte duran Mısır da artık diğer Arap ülkeleri gibi yeşile dönmüştü.

Kısa bir sürede halk caddelere döküldü, yollarda bir sürü araç belirdi ve hep birden kornaları çalarak suikastı kutlamaya başladılar, sokaklarda daha önce görünmeyen gençler bindikleri araçlardan yarı bellerine kadar sarkmış, ellerinde yeşil bayraklar ile çılgınca bağırıyorlardı. Olayı bilmeyen yabancı biri Libya’nın Afrika kupasını falan kazandığını, o nedenle bu insanların sokaklarda kutlama yaptıklarını zannederdi.

Doğrusunu isterseniz korkmuştum, resepsiyondaki görevli ülkede 3 gün bayram tatili ilan edileceğini söyler söylemez artık bu şehirde daha fazla kalmanın gereksiz olduğuna karar verdim. Hemen otelden çıkıp biletimi değiştirebileceğim bir seyahat acentesi aradım, yol boyunca evlerden ve işyerlerinden milli marş olduğunu tahmin ettiğim müzik sesleri geliyordu ama öylesine yüksek volümde çalınıyordu ki sokakta yürüyen iki insan birbirini duymakta zorlanırdı.

Yeşil Meydan’a vardım, normal zamanlarda araçların girmesinin yasak olduğu, etrafından dolaşılarak geçilen bu alan şimdi arabalar ile dolmuştu. İnsanlar araçlarını lunaparklardaki çarpışan otomobiller gibi hiçbir kurala uymadan sürüyorlar, bazen birbirlerine sürtünüyor veya dokunuyorlardı ama araçtan inmeden biraz geri manevra ile tekrar kornalarını çalıp ellerindeki bayrakları sallayıp, bağırıyor ve araçlarını sürmeye devam ediyorlardı.

Dünyanın başka bir köşesinde örneğin Rio Karnavalında veya Münih Bira Festivalinde ya da herhangi bir köşesinde yapılan kutlamalarda böyle bir çılgınlığın yaşandığını sanmıyorum, burada sanki bütün bir ulus cinnet geçiriyor gibiydi.

Bulabileceğim ilk uçak ile Trablus’tan ayrılmak niyetindeydim, karşıma çıkan ilk seyahat acentesine girdim, içeride birkaç yabancı müşteri daha vardı, anlaşılan onlar da benim gibi korkmuş ve bir an önce buradan ayrılmayı düşünmüşlerdi. Bir köşede Türkçe konuşan iki kişi gördüm, Aytaç Bey ile orada tanıştık. Yanındaki de onun şirketinden ama Libya’da çalışan ve Arapça bilen biriydi, o da bu olaylar nedeniyle biran önce Türkiye’ye dönmeye karar vermişti. Dönüş için ikimiz de akşam kalkacak Zürih aktarmalı İstanbul uçağına biletimizi aldık, havaalanında buluşmak üzere ayrıldık.

Aytaç Bey ile uçakta biraz sohbet ettik, Libya’da inşaatları olan büyük bir grubun dış ticaret firmasında genel müdürlük görevini yürütüyordu. Sohbetin ortak konusu ihracat yaptığımız ülkeler oldu, Libya pazarın Orta Doğu’nun en zor pazarlardan biri olduğu konusunda hemfikirdik. Bir ara İran pazarı ile ilgilenip ilgilenmediğimi sordu, İran pazarına dair hiçbir fikrim yoktu. Kendisinin birkaç defa Tahran’a gittiğini, çok güzel işler yaptıklarını ve arzu edersem bir sonraki sefere birlikte gidebileceğimizi söyledi.

Türkiye’ye döndükten sonra Libya’da takılan paralarımızın ödemesi gerçekleşti ama Libyalıların kendi istekleri ile değil. Bizim gibi Libya’ya ihracat yapan firmaların ve buradaki bazı müteahhitlik firmalarımızın hak ettikleri paraları tahsil edememelerine ilişkin şikayetler artınca, Türk Hükumeti, Libya hükumeti ile barter (takas) anlaşması yapmış ve Libya’dan satın aldığı petrolün ödemesinin bir kısmı bu alacaklara saydırmıştı, bu vesile ile bizim paralarımız da Merkez Bankası aracılığı ile ödenmiş oldu.

Libya pazarı artık bir süreliğine gündemimizden çıkmıştı, yeni bir pazar arayışı ile İran’a gitmeye karar verdim.

İran pazarında yaşanılanları da başka bir yazıda sizlerle paylaşmaya çalışacağım…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİsmail Boy
Takip et:
İstanbul İ.T.İ.A’dan mezun, Koç Üniversitesi İngilizce İşletme (Executive MBA), Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Sosyoloji) bölümü mezunu. “Türkiye Üzerine Toplumsal İncelemeler” dallarında yüksek lisans eğitimlerini tamamladı. Kadir Has Üniversitesinden Uluslararası İlişkiler doktora tezi aşamasında ayrıldı. Özel sektörde uzun süre dış ticaret konusunda yöneticilik yaptı. Evli, iki çocuk babası, İngilizce ve Rusça biliyor.
Önceki Makale Rus atasözleri
Sonraki Makale Keşke Saddam Hüseyin yaşasaydı…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?