Bu yazı 2020’de kaleme alınmıştı. Değişen bir şey yok…
Ankara turizmde neden bu kadar zayıf?
İngiltere, Fransa, İspanya, Rusya, Almanya, Hollanda, Tayland, Japonya, İtalya..
Bu ülkelerden bahsettiğimizde insanların aklına hemen Londra, Paris, Madrid, Moskova, Berlin, Amsterdam, Bangkok, Tokyo, Roma geliyor.
Ama Türkiye denildiğinde?
Ankara, İstanbul, Antalya, Muğla gibi kentlerimizden sonra akla geliyor…
Tarih?
Dopdolu.
Arkeoloji?
Doğa?
Anlatılmaz, yaşanır..
Kış turizmi?
Başa güreşir..
Bilim, sanat, kültür, spor?
Avrasya’nın ilk beşine rahatlıkla girer.
Müze?
O kadar çok ve ben o kadar azını görebilmişim..
E o zaman sorun nerede?
Ankara, gücünün farkında değil
Dünya bu değerin farkında.
Bu muhteşem miras insanlığın ortak bilgi hazinesine çoktan girmiş, kimsenin haberi yok.
Mesela, başkente 93 kilometre mesafede bir yer var.
Gordion.
Bu isim ile AVM var.
Otel var.
Konut projesi var.
Ama Gordion için bir tek turizm projesi yok.
Gordion için bir tek tanıtım filmi yok.
Gordion tarihsel geçmişinde sayısız hikayeye sahip, ama bunları sahiplenip dünyaya anlatacak kimseler yok.
Gordion Müzesi’ni bilir misiniz?
Yılda 50 bin kişi ziyaret ediyor. Bu sayının 20 bin kadarı yabancı.
Sırası gelmişken, 5 bin yıllık mirasın sergilendiği bu müzeyi, milyonlarca yerli ve yabancının ziyaret etmemesinin de bizim ayıbımız olduğunu belirtelim..

Gordion Müzesi
Gelin..
Bu müze ile ilgili olarak, içinde Kral Midas, Gordion Düğümü, Büyük İskender’in olduğu hikayeler oluşturalım.
Kral Midas ile ilgili iki muhteşem efsane var. Onları çağdaş anlamda yorumlayıp geliştirelim.
Ama en önemlisi, İskender’in tek bir kılıç darbesi ile çözdüğü Gordion Düğümü’nden hareket edelim ve yaratacağımız hikayeleri evrensel platformlara yayalım.
Bu hikayeleri başarılı bir biçimde yazarsak, dünyaya doğru anlatırsak, Müze ve hemen çevresindeki Yassıhöyük orta vadede çok yoğun bir ziyaret trafiğine sahne olur.
Varan 1…
Gordion Düğümü’nü kaç turizmci biliyor?
Bilmek yetmez.
Gordion Düğümü ile ilgili efsaneyi kaç turizmci biliyor?
Bu da yetmez..
Gordion Düğümünü kim ve nasıl çözmüş, bunu kaç turizmci biliyor?
Büyük İskender’in Anadolu macerasını kaç turizmci biliyor?
1659-1695 yılları arasında yaşamış Henry Pursell’in Gordion Düğümünü Çözmek başlıklı bir bestesi olduğunu kaç turizmci biliyor?
Bu parçayı dünyanın en güçlü orkestralarının icra ettiğini?
Bu parçada Gordion Düğümü’nün Çözüm temasının işlendiğini?
Bitmedi…
Gordion Düğümü’nü bilenler parmak kaldırsın.
Önce Gordon Düğümü ile ilgili biraz bilgilenelim;
Kral Gordios, kendisi için çok büyük önem taşıyan bir öküz arabasını, Friglerin Tanrısı olan Sabazios’a adak olarak götürmeyi düşünür.
Burada ismi geçen Tanrı Sabazios; Yunanlar tarafından Zeus olarak isimlendirilmiştir.
Arabayı kızılcık dallarından yaptığı bir düğümle tapınağın sütununa bağlayan Kral, ustalıkla attığı bu düğümü çözmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylemiştir.
Rivayete göre, her kim bu düğümü çözmeyi başarırsa o aynı zamanda Asya’nın da hükümdarı olma şansına erişecektir.
M.Ö. 334 yılında kente girip düğümü çözmek için bir süre uğraşan İskender, en sonunda dayanamaz ve sinirlenerek düğümü kılıcıyla keser. Bunun üzerine halk onu “Asya’nın Efendisi” olarak selamlar. Gordion’dan gücüne güç katarak ayrılan Büyük İskender gerçekten de söylenegeldiği üzere fetihten fethe koşarak seferlerine başarıyla devam eder.
Batı’da, iş ve siyasette Gordion Düğümü modeli
Batı dünyasında, modern zamanların çetrefilli sorunlarına kesin ve doğrudan bir çözüm bulmak ile ilgili bir model olduğunu kaçımız biliyoruz?
Bu modelin adının, sorunlara bulunan kestirme çözümlere, “Gordion Düğümünü Çözmek” adının verildiğinden kaç turizmcinin haberi var?
Kısa bir tanımlama yapalım;
Gordion Düğümü, dünyanın her yanında, insanlar için, çok zor, inatçı ve neredeyse çözümsüz gibi görünen sorunları ifade etmek için kullanılır. Günümüzün iş dünyasındaki sistem sorunları bu terim ile alakalıdır.
Batı iş dünyasının fikir ustaları, teorisyenler Gordion Düğümü üzerinden yönetim ve sorun çözme modelleri üretiyor. Bu başlık altında seminerler düzenliyor.
Bizim bundan haberimiz yok.
Ankara’da, Gordion’a bir geziyi de içine alan bir iş dünyası konferansları dizisi neden düşünülmesin? Bu konferanslarda, İskender’in sorunlara basit ve keskin çözümler üretme yeteneği neden vurgulanmasın? Neden böyle bir model geliştirilmesin?
Ankara, Gordion Düğümü, Büyük İskender, Yassıhöyük, Gordion Müzesi üzerinden farklı bir turizm konsepti geliştirmelidir.
Bu konsepte, İskender’in Anadolu’ya giriş ve Gordion’a varış rotası da eklenebilir. Örneğin Türkiye ve dünyadan iş hayatının profesyonellerine İskender rotası ile bir tur olabilir.
Düğümün var olduğu kabul edilen noktada, tura katılan profesyoneller için aynı düğümlerden yapılabilir. O düğümü çözme yöntemleri denenir. İş biraz yarışmaya dönüştürülebilir.
Üniversiteler bu konuda tezler sunmaya davet edilebilir.
Böylece, Gordion Düğümü, akademik dünyada, iş hayatında, sporda ve sanatta Ankara turizmi için muhteşem bir sıçrama tahtasına dönüşür.
Daha başka neler olabilir?
Henry Pursell’in Gordion Düğümü bestesinden hareketle bir müzikal yazılabilir. Dünyanın sayılı sahnelerinde sergilenebilir.
Gordion Düğümü isimli bir opera eseri olabilir. Eser Gordion’da, tarihsel atmosfer bire bir canlandırılarak sergilenebilir.
Gordion Düğümü temalı heykel, müzik, resim, fotoğraf yarışmaları düzenlenebilir.
Bu başlık altında sosyal medya hesapları mutlaka açılmalıdır.
Dünyada zaten bir Gordion markası var.
Bize düşen o marka ile Ankara Gordion’u örtüştürmek.
Bakın Gordion Düğümü’nden nerelere geldik.
Sadece bir düğüm ve onun çevresindeki tarihsel şahsiyetler ve bir de beste Ankara turizmi için nasıl da bir marketing fırsatına dönüştü.
Ankara’mızda daha neler var, neler…
Adil Gürkan
Görsel: habervakti.com
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: