Çok felsefeye girmeyeceğim ama dogmatik solcuların futbol ve Fenerbahçe hakkında bilmedikleri çok şey olduğunu söylemeliyim.
Günümüzde solun en büyük sorunu, işçilerin kendilerini tanımaması, kapitalizmin en büyük başarısı ise kimliklerini bilmelerine engel olmasıdır.
Antonio Gramsci ve Louis Althusser’e göre bunu kapitalizm çeşitli şekillerde yapar.
Byung-Chul Han ise, insanların kendini tükettiğinin farkında bile olmadığını söyler.
Solun en büyük sorunu toplumun sömürü körlüğü, nedeni ise çeşitli yöntemlerle bunun sağlanıyor olması.
Çözümü de bu yöntemlerin bilinçlenme için kullanılması; futbol bunlardan biri.
Aslında futbol işçi sınıfına ait dayanışma, paylaşma gibi kavramları doğal olarak taşıyor ve en çok da işçi sınıfı izliyor.
Futbol insanlara kendilerini tüketen bir sistemin gönüllü neferleri olduğunu anlatabilecekler araçlardan biri.
Tüketmek yerine sevgi, paylaşma, uzlaşma, dayanışma örnekleri ile insanları farklı düşünüp tükendiklerini anlatacak araçlardan biri.
İşte o yüzden solcu geçinen birçok kişi Fetö’nün önünde el pençe divan dururken Fenerbahçe onun karşısına çıktı.
İyiye ve doğruya dair mesaj verme gücü olan kaç kurum var ülkede Fenerbahçe dışında?
Fenerbahçe milliyetçidir sözümün arkasındayım ama globalleşmenin, iş gücü mobilitesinin sömürünün en temel aracı olduğu çağda Fenerbahçe’nin milliyetçiliği birçok solcuyu kulübün sağında bırakır.
Bir tarikat gibi Marx, Che ikonları arasında ayin yapan dogmatik solculardan bıktım. Sol ölüm ve yıkım değildir, sol herkes için daha güzel ve daha mutlu bir dünya istemektir.
İşte Fenerbahçe bunun adıdır.
Orijinal fotoğraf: indyturk.com