Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Lefkoşa’ya ağıt…

Tijen Zeybek
Son güncelleme: 24 Mart 2024 01:00
Tijen Zeybek
Paylaş
Paylaş

Hiç bu kadar kirlenmemişti yollarım, hiç bu kadar pislikle çiğnenmemiştim. Hiç bu kadar yabancı düşmemişti bana insanım. Hiçbir sabah is ve kuruma açmamıştım gözlerimi ve bana açılan gözler de hiç bu kadar benden habersiz değildi. Ben ırzıma geçilen, kan ve pislik içinde yere serilen o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

Hatırlar mısınız tüm delikanlılar bana âşıktı. Şarkılar bana adanırdı hep. Zambak beyazı tenimdeydi yaseminlerin en taze kokusu. Kadınlar evlerinden önce sokaklarımı yıkarlardı buz gibi sularla. Yazlık sinemalar ortak yaşamımızın romantik nağmeleriyle bizi aşka çağırırdı. Yaz akşamlarının gece tüten kokulu serinliği bendim, sulanan kapı önlerinin iç bayıltan toprak kokusu bendim.

Ben sizin o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

En beyaz, en yumuşak, en tütülü ekmek benim ekmeğimdi. Annelerin çantasındaki hellimdi çöreğimin katığı. Köy çocukları sabah karanlığında yolumu tutan ırgat babalardan şeher ekmeği isterlerdi hep. Akşam köye dönen ırgatlar Lefkoşa Lefkoşa kokardı, şeher kokardı, ben kokardı. Herkesin çantasında biraz da Lefkoşa vardı.

Ben sizin o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

Birbirine dayanan dost evlerin minicik avlularında çamaşırlar yıkanırdı, yürekler yıkanırdı, husumetler yıkanırdı. Toprak ve  teneke saksılarda çardellalar gülücükler saçardı. Tüm mutfaklar nane kokulu, yastıklar kına çiçekliydi. Dipdiri ve umutluydum o zamanlar, tüm genç kızlar gibi güzeldim ve cömertçe sunuyordum güzelliklerimi size.

Hatırladınız mı? Ben sizin o eski sevdalınızım,

Ben, Lefkoşa’yım.

Kolum kanadım kırık şimdi. Üzerimde bin bir yabanın ayak izleri. Sarhoşların artığı, ayyaşların mezesiyim. Çoktan ölmüş olması gereken bir o…u eskisiyim. Sessiz duruyorsam sesim olmadığından değil, size söyleyecek sözüm kalmadığındandır. Bakın, yaseminci kadının hayali azap içinde dolaşıyor Halk Sineması’nın oralarda. Kurumuş yaseminleri buruşuk boynunda, çalacak kapı, sarılacak dost arıyor bu nafile sokaklarda.

Hatırladınız mı? Ben sizin o eski sevdalınızım,

Ben, Lefkoşa’yım.

Sizden bin bir izi içimde taşıyorum hâlâ. Eski sokaklar tanığıdır her şeyin. Arabahmet, Kuruçeşme, Yenicami. Elleri kolları kelepçeli, gözleri bağlı esirler gibi şimdi. Arasta, Asmaaltı, Bandabuliya. Hepsinin şakaklarında bir silâh, kurşunlar sürülmüş namluya. Çağlayan ve Ayluga, birer dipçik darbesi canları var, o da avuçlarında.

Hatırlamadınız mı hâlâ? Ben sizin o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

Hisarüstündeki bayram yerini unuttuysanız eğer, Eyribacağın Meyhanesini hatırlarsınız mutlaka. Hani, nerede Cici’nin yerindeki kibar erkekler. Dikkatlice kulak verirseniz eğer duyarsınız Aynalı’nın manilerini. İçi buruk, kalbi kırıktır Aynalı’nın ve dinleyin, artık acıyla yoğrulmuştur şiirleri. Aynalı’nın manilerini duyarsınız duymasına da bilmem ki hâlâ içiniz çeker mi nane şekeri yemeyi. Ne zamandır zehir zemberek Lefkoşa’nın her şeyi.

Hatırladınız mı beni? Ben sizin o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

Tantin’in hamamında kimleri yunmadı ki buz kırağı sularım. Enver’in kahvesinde nargile çekerdi adamlarım ve görmezlikten gelirlerdi pambuk dulup bacaklarını yoldan geçen kadınlarımın. Kadınlar güleçti, kadınlar buzlu limonatalar kadar serindi ve sümbüller kadar  mahçup bakışlıydı gözleri. Enver’in kahvesinin önünden geçerken, sertçe çimdikleyip kızları, yere bakmalarını tembihlerlerdi.

Ben sizin o eski sevdalınızım.

Ben, Lefkoşa’yım.

Önce revü kızı sonra geçkin fahişe Abbas’ın Şerif. Ne kadar da benziyor kaderimiz. Abbas’ın Şerif yorgun yorgun gitti de iki gün sonra bulundu ölüsü, yazık. Nasıl da benziyor kaderimiz. Ben Lefkoşa’yım o Abbas’ın Şerif. Cömertçe sunduk kendimizi insanlara ama bilinmedi kıymetimiz. Ağlamıyorsam eğer sanmayın ki tükendi gözyaşım. İçimde biriktiriyorum acımdan damıttığım tuzlu suları, günü gelince, yorgun bedenim hepinizden umudu kesip de yere serilince, kendi ölümü kendi sularımla yıkamak isterim. Artık o gün kimse bir tas su dökmesin gövdeme, kefenimi kimse dikmesin, ne ağıt ne de dua isterim.

Ben Lefkoşa’ydım, O Abbas’ın Şerif. Nasıl da benzedi kaderimiz. Yorgun yorgun öldük ikimiz ve vefasızlık cehenneminde sahipsiz kaldı ölülerimiz.

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanTijen Zeybek
Takip et:
1965 yılında Lefkoşa’da doğdu. İşletme lisans eğitiminden sonra Yakın Doğu Üniversitesinde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında master yaptı. Daha sonra Medya Çalışmaları ve İletişim alanında doktora yaptı. Halen Yakın Doğu Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümünde Yrd. Doç. Dr. olarak görev yapmaktadır. Sanat, edebiyat alanında çeşitli TV programları yaptı. Halen Bayrak Radyo ve Televizyon kurumunda Anahtar Kelimeler adlı programı sürdürmektedir. Edebiyat alanında faal bir geçmişe sahiptir. Uzun yıllar boyunca Türkiye ve KKTC’de çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmıştır, yazmaya devam etmektedir. Deneme ve makaleleri çeşitli dergilerde yayımlanmaktadır. Seramik Heykel, resim ve enstalasyon (yerleştirme) sergileri açmıştır. Seramik Heykel alanında iki ödülü vardır. Şimdiye kadar yayımlanmış üç romanı bulunmaktadır.
Önceki Makale Rus-Çerkes Savaşı ve Şapsığlar
Sonraki Makale Leblebi tozundan Pokemon’a

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Teriniz kuruduğunda umudunuz bittiğinde…

Dr. Nil Gönce
27 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

Siyasette kirli işler, ilişkiler…

Gürsel Demirok
26 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme potansiyeli

Yıldırım Aktuğan
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Kirli işler” ve “kirli ilişkiler…”

Gürsel Demirok
23 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?