Seçmek ve seçilmek ile anlamlandırılırsa demokrasi, ortaya Türkiye çıkar ve KKTC ile Orta Doğu bataklığındaki kabile devletleri ile SSCB’den arta kalanlar.
Koca Çetin Altan seçilmişler ile atanmışlar rekabetine indirgerse ve demokrasi atanmışların değil de seçilmişlerin yönetmesidir sonucuna ulaşmışsa, Türkiye’nin daha çok çekeceği var. (çünkü demokrasi her şeyden önce insanların yönetilmediği ve fakat işlerin doğru ve kaliteli yönetildiği sistemin adı olmalıdır)
Bilgi ve becerinin inisiyatif sahibi olması ile demokrasinin ilişkisi üzerine düşünmek gibi bir zorunluluğu yok mu demokrat olmak isteyen insanların?
Oy verip “büyüklerini” seçtikten sonra “iyisini, doğrusunu, en iyisini en doğrusunu büyüklerimiz bilir” teraneleri ile kemikleşmiş partililerin yaşadığı ülkelerde Batılı anlamıyla yetinilse dahi demokrasi mümkün müdür?
Kişi başına et ve kiraz, balık, şarap ve gazete dergi tüketimi ile demokrasi arasında bir ilişki kurmayı düşünmek şart değil mi?
Sabun tüketiminin yerlerde süründüğü coğrafyalarda “Recep İvedik” filmlerinin hasılat ve beğeni rekorlarını kırması ne kadar normalse, aynı coğrafyalarda ister CHP, ister AKP olsun, isterse UBP-YDP-DP ve saire olsun, lider sultası altında rahatına bakan milletvekilleri ile parlamentoculuk oynayarak her fırsatta parti başkanının partililere parti propagandası yapmasını, siyaset ve hele de devlet yönetmek olduğu zehabı ile haber hazırlayan medyanın da demokrasi ile ilişkisi o kadar normaldir.
Burada normal ile doğal arasındaki ilişkiye gelirsek, insan ile yıkanmak, temizlik doğaldır ve 2000’li yılında kuduz hastalığından, kene ısırığından, çöp, maden artığı dağlardan insanların “telef” olması ve bununla beraber siyasetin darbeler ekseni üzerinde dönmesi normaldir.
Doğal değildir demokrasilerde lider sultası ve doğal değildir seçilmişlerin vekillikleri boyunca lafazanlık ederek devletin maliyesinden en yüksek maaşları cebe indirmeleri. Ammma…
Amma normaldir.
Sivas Madımak Oteli’nde insanlar Allah adına yakılırken Başbakan’ın “Sivas’ta üzücü bazı olaylar olmuştur. Devlet oradadır. Bütün güvenlik güçlerimiz oradadır. Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimde zarar gelmemiştir. Dolayısıyla onlardan ölen ve yaralanan da yoktur. Dolayısıyla olay, bir otelin yakılması ve içinde olanların ölmesiyle ortaya çıkmıştır. Tahrike kapılacak bir durum yoktur “derken, ana muhalefet liderinin de “Bu işi bu kadar abartmayın. Bu ülkede bir futbol maçında bile bu kadar çok insan ölüyor” diyebilmiş olması.
Ve günümüzde de kimilerince demokrasinin sözcüsü olarak görülmeye gösterilmeye çalışılan kişinin “herkes ram olacaktır” demesi
Demokrasi insan doğasına en uygun sistemin adı olabilir, eğer insanlar kendi doğallıklarını, mutlaka kazanmalıyız rekabetçi zihniyetinin normalleri haline getirmeselerdi.
Hadi getirdiler, yüzyıllar var süren kapitalizm, normalizasyon çalışmaları yaparak insanları üreten ve tüketen canlılar haline getirmiştir ve fakat doğa ; sistemin normalizasyon çalışmalarına karşın kendi hükmünü sürdürmekte ve insanlığı kendi doğasına çağırmaktadır.
Tabiat ya da tanrı, insan niye aklı ve yüreği, utanma ve pişmanlık duygularını, vicdanı, merhameti, sevgiyi, onuru niye yüklemiştir zannediyorsunuz?
Vicdan doğaldır evet ve vicdansızlık da kapitalizmin, rekabetçiliğin normali.
O yüzdendir ki kapitalizm ile demokrasi arasında doku uyuşmazlığı var.
Ve kapitalizm ezelden gelip ebede uzanacak bir sistem değildir.
Belki de günümüzde en tutarlı demokrasi tanımı karşı olduğunu söylemek olmalıdır. Haksızlığa adaletsizliğe dediğim dedik çaldığım düdük zihniyetine, insanın ve hayatın tabiatın tüketilmesine.
Not: Telef sözcüğü insana değer verilmediğini anlatmak için kullanılmıştır, onların ölülerimiz olduğunun, ihmallerden dolayı ölen insanlarımız olduğunun bilincindeyim.