Ben Fenerbahçeliyim ve Fenerbahçeli olmaktan gurur duyuyorum.
Beni hiç utandırmadı Fenerbahçe; son dakika şampiyonluklar kaçırdı, basit hatalarla maçlar kaybetti, her türlü travmayı yaşattı ama hiç utandırmadı. Böyle bir futbol ortamında Fenerbahçe’ye ben taraftarı olarak, ülke de ahlaki açıdan örnek olduğu için büyük minnet duymalı.
Ama Türk futbolu adına utanç hiç bitmiyor, her gün daha da büyük utançlarla yüzleşiyoruz; tek şükrettiğim şey Fenerbahçeli olmak.
İngilizce bilmediği teyit edilmiş bir hakem, İngilizce bildiği tartışmalı bir futbolcuyu İngilizce küfür etti diye oyundan attı, bu tam anlamıyla hukuk skandalı. Hukukta “mutlak butlan” diye bir kavram vardır; mutlak butlan, borçlar hukuku, ticaret hukuku, idare hukuku, medeni hukuk gibi alanlarda sıkça kullanılan bir terim olmakla birlikte bir işlem veya olayın gerçek dünyada gerçekleşmiş olsa bile taşıdığı şartlar gereği hukuken hiç yaşanmadığı anlamına gelir.
İngilizce bilmediği teyitli bir hakem İngilizce bildiği tartışmalı bir futbolcuya İngilizce küfür etti diye kırmızı veremez, verirse bu hukuki olmaz, zorbalık olur, tezgah olur ki öyledir. Dün akşam oynanan maçtan anlıyoruz ki Fred’i atmak tezgahın parçasıymış.
Maçtan önce ilk kart Fenerbahçe’ye gösterilir iddiasına giren büyük çoğunluk haklı çıktı, üstelik kartın gösterildiği kişi de ilginçti: Osayi. Rakibin en hızlı kanat elemanı önündeki en hızlı defans oyuncusuna kart çıkarılan pozisyonda faul bile yoktu, böylece Osayi pasifize edildi.
Hakem Nelsson ve Abdülkerim’in voleybol maçında görülecek güzellikteki hamlelerine ceza sahası içinde “devam” dedi, Torreira, Boey ve Nelsson 2’şer kere atılmalı iken görmezden geldi. Ama en büyük manipülasyon bu değildi, tam 45 faul çaldı hakem, oyunu soğuttu ve Fenerbahçe’nin tempo bulmasına izin vermedi. Bunu yapan hakem ya çok kötü hakemdir ya da kötü niyetlidir ama her halükarda futbol için utanç vericidir.
Düşünün, maç 96 dakika sürmüş ama 45 faul yapılmış ve top oyunda sadece 43 dakika kalmış.
Bitmedi; gecenin finali kale direği üzerinden yapılan mağduriyet algısıydı ki utanç vericiydi.
Bu basit bir şey değil, herkesin gözü önündeki bir pozisyonda bu durumdan fayda sağlamak için manipülasyon yapanlar kim bilir kapalı kapılar arkasında neler yapar veya yaptılar? Bu ülke futbolu 3 Temmuz gördü, 12 Mayıs gördü, 4 Nisan gördü kim diyebilir ki bu dönemlerde ve sonrasında Türk futbolunda her şey normaldi hiçbir şey olmadı?
Ben diyemiyorum, zaten diyene de kimse güvenmiyor.
Türk futbolu kirli ve temizlenmesi gerekiyor, basını ile her şeyi ile kirlenmiş, kayırma, tezgah, ahbap çavuş ilişkileri ile kabile düzenine dönmüş, adalet yok, artık temizlenmesi gerekir.