Artık mızrak çuvala sığmıyor; Fenerbahçe’ye karşı yalnız mücadele edemediği için bazen derin devlete, bazen Fetö’ye sığınanların, örgütten miras bir hakemle futbol yönetimine sığındığı ve Fenerbahçe’nin rakibi olmak dışında hiçbir yetkinliği olmadığı ortaya çıktı.
“Hakem” deyince aklıma geldi: Gürcistan MHK Başkanı Cüneyt Çakır, Barış Şimşek ise Azerbaycan MHK Başkanı. İkisi de Fenerbahçe açısından tartışmalı isimler ve bu iki ülke ile ilgili şike, futbol kulüpleri üzerinden para aklama ve ülkemizden kaçan suçlulara yataklık etme vs. iddiaları var.
Ayrıca biliyoruz ki Mehmet Ağar’ın çok etkin olduğu bölgeler buralar.
Kimseyi bir şeyle suçlamıyorum ama en son Adana Demirspor maçında yaşananlar artık yapılanların hata olmaktan çıktığını, Fenerbahçe aleyhine maç sonucu belirleme düzeyine geldiğini gösteriyor. Gözünün önünde 3 kişi tarafından yaka paça indirilen Oosterwolde’ye yapılan, bırakın kırmızı kartı, ceza gerektirecek adli bir suç konusu. Bunun açıklaması “görmedi” ya da “hata yaptı” olamaz. Bunun açıklaması, “gördü ama Fenerbahçe zarar görsün diye vermedi” olur.
Bunu ben söylemiyorum, eski hakemler televizyonda söyledi.
Bunun bir hatalar zinciri olmadığı, Fenerbahçe aleyhine yasa dışı bir organizasyon bulunduğunu düşünmek için yeterince bilgi var.
Zaten adli yargıdan bahsetmiyoruz, spor yargısından bahsediyoruz. Spor yargısının amacı futbolun “onurunu ve temizliğini” korumaktır. Bu nedenle de kesin delil aranmaz çünkü sonuçları açısından geri dönülemez hukuki eylemler yoktur asıl olan futbola duyulan saygıyı korumaktır. Hepimizin bildiği gibi ortaya dökülen bilgilerden “yeterince şüphe” oluşmuştur.
Oysa ülkenin Futbol Federasyonu olayları “delil yok” diyerek görmezden geliyor, aslında kendini inkar etmekten başka bir şey değil çünkü “delil” gerekmiyor, şüphe yeter.
Bu durumda Federasyon’un amacın Fenerbahçe’ye göz açtırmamak olduğu anlaşılıyor.
Zaten çok uzun yıllardır, Fenerbahçe futbolcuları sahada dayak yiyor, hiç kimsede olmayan ama Fenerbahçe’de defalarca tekrarlanan sakatlıkların nedeni Fenerbahçeli futbolculara yapılan sert faulleri görmezden gelen hakem yönetimidir.
Bolatelli’nin müdahalesi ile az daha bacağı kırılacak olan, toplu dayak eylemine maruz kalan ve onlarca sert faulü karşılayan futbolcular bu yaralanmalar nedeniyle önümüzdeki haftalarda daha hafif darbelerde sakatlanacak.
Futbolcu da insan, et ve kemikten oluşuyor, onca darbe sonrası sakatlık çok normal. Bunun sorumlusu Fenerbahçe teknik yönetimi veya sağlık ekibi değil, federasyon ve hakem yönetimidir.
Gördüğünüz gibi bu bir futbol mücadelesi değil pislik ile temizliğin, adalet ile kayırmanın, temiz futbol ile kirli futbolun mücadelesidir.
Bu nedenle, hiçbir koşula bağlı olmaksızın Fenerbahçe yönetiminin, İsmail Kartal’ın ve futbolcularımızın yanında olacağım, asla onları eleştirmeyeceğim çünkü bu yeni bir 3 Temmuz’dur ve aksi ihanettir.