Ali Palabıyık 26 Fenerbahçe maçı yönetmiş ve Fenerbahçe’ye 9 kırmızı kart çıkarmış. Bu rakam Galatasaray için 25 maçta 3 ve Beşiktaş için 17 maçta 6. Yani Ali Palabıyık yani Fenerbahçe’ye ortalama 1.88, Beşiktaş’a 1,82, Galatasaray’a ise 1.76 kırmızı kart göstermiş; kısacası özellikle Fenerbahçe’ye ortalamasının üstünde kırmızı kart göstermiş.
Deplasmanda Trabzon maçında Fenerbahçe’nin nizami golünü ofsayt diye iptal etmiş.
Galatasaray maçında De Boey’den çok daha az gol tehlikesi içeren bir pozisyondan Hasan Ali’yi atmış.
Galatasaray-Fenerbahçe maçında Ali Palabıyık VAR uyarısı ile Ozan’ın nizami golünü iptal ettirmiş.
18.12.2020’de Fenerbahçe TFF’ye çağrıda bulunup Ali Palabıyık’ı maçlarına istemediğini söylemiş.
Bir gün önceki Fenerbahçe-Başakşehir maçında iki bariz Fenerbahçe penaltısı verilmemiş ama ağlayan sisteme kiri, tarafgirliği, adam kayırmayı sokan adamlar.
Futbol hakemliği son 30 yılda, akraba ilişkileri, hemşehrilik bağları, “ulusoysuzlaştırma” politikası ile çürüdü ve bu çürüyen sistemi itiraf da ettikleri gibi yıllarca Fenerbahçe’ye karşı kullandılar çünkü devlet katında birçok müttefikleri vardı, Fetö, Mesut, “Ağaran” vs. vs.
TFF Başkanı seçilirken Fenerbahçe itiraz etti ama üye olduğu için çıkar sağlayacaklarını umup sustular.
Fenerbahçe yabancı hakem istedi işlerine gelmediği için sustular.
Son yıllarda ülkede çok şey değişti, bürokrasi beyazdan yeşile, siyasal İslam Amerikancı çizgiden Doğucu çizgiye yerleşti. Her iki gelişme de zararlarına oldu ve şimdi aslında ne kadar pis olduklarını bildikleri sistemle karşı kaşıya kaldılar. Aslında bu konuda Fenerbahçe’nin en büyük mağdur ve suçsuz olduğunu onlar da biliyor ama gerçek sorumluyu işaret edecek güçleri yok…
Fenerbahçe gibi ne Fetö sensin ne de bakanlar diyemiyor, ağlıyor, Türkçe Olimpiyatlarından Cumhuriyet’e uzanan absürt bir çizgide ayrıcalıklı halini korumaya çalışıyorlar ama beyhude çünkü bıktırdılar, sistemi tepe tepe göstere göstere kullanarak herkesi tepkisini çektiler. Siyaset popülist bir kurumdur, en çok nefret edileni hedefe koyar, şimdi o durumdalar.
Fenerbahçe’nin rakibi olmaktan kaynaklanan popülerliği ve arkalarında birleşen kutsal ittifakı kendi güçleri sanarak büyük hata yaptılar, bedelini ödüyorlar.
Kendi dışında her şey onlara yardımcı ettiği için yaşlı yıldızların başarılı olduğunu sandılar.
İktidar güdümlü medyanın artık başka bir sevgilisi var.
Üstelik yaşlı oyunculara pres yaptırıp maç sonunu sürünen bir takıma emanet eden yetersiz hocaları var.
Nietzsche diyor ki: “Öldürmeyen darbe güçlendirir.” Fenerbahçe için öyle oldu, kullandığı bütün kasları istim üstünde, rakibi ise daha gelişecek, çünkü hiç mücadele etmedi, hep güçlüden yana oldu.
Zaman acımasızdır yaptığın hataların bedelini ödetir, şimdi sizin için bıldır (geçen yılki) hurmalarını toplama zamanı, hayırlı olsu
