Bu yazımı Ulrike Mitter’in bir çalışmasına ayırıyorum. İslam üzerine çalışmalar yapan bir akademisyenin İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e atfedilen bir hadis üzerine bir makalesi söz konusu olan.
Buhari’nin Sahihi’nde yer alan bir sav ilginçtir. Muhammed’in kadınlarla ilgili olduğu savlanan bu sözleri Türkiye’de pek tartışılmıyor veya herkes bilmediği için belli bir kesimce tartışılıyor ama önemli.
Çünkü Buhari Sahihi’nde Muhammed’in cehennemi gördüğü ve çoğunluğu kadınların oluşturduğu yolundaki sözleri epey gürültü koparmışa benziyor. Bu hadise göre cehennemdekilerin çoğu kadınmış çünkü kocalarına çok lânet edip, eşlerine nankörlük ediyorlarmış.
Buhari’nin bu hadisi doğruysa zaten tartışılacak bir yanı yok. Ama yalansa tartışılacak çok şey var. Buhari’nin hadis toplama kitabı olan Sahihi’ndeki hadislerin ne kadarı uydurma ne kadarı doğru? Hangileri doğru hangileri yanlış? Hangilerinin doğru olduğunu nasıl bileceğiz? Eğer tümü yanlışsa Buhari’nin tüm söylediklerini yok mu sayacağız? Peki ya diğer hadisler hakkında ne düşüneceğiz? Onların ne kadarı doğru? Hadisler yanlışsa yalnız Kuran’da yazılanlara bakıp diğerlerine boş mu vereceğiz? İslam tarihçilerinin ve uzmanlarının işi çok gibi görünüyor ama nedense hiç bunlarla uğraşmıyorlar.
Neyse sözü fazla uzatmadan Mitter’e bırakıyorum.
Eklemeliyim ki alıntıladığım bölümdeki hiçbir sözcüğe müdahalede bulunmadım, yorum yapmadım. Dipnotları olduğu gibi alıntıladım. Alıntılar 99 ile 102. sayfalar ile sonuç bölümünün yer aldığı 114-116. sayfaları kapsamaktadır. Sonuç bölümüne yer vermezsem makalenin özünü çarpıtmış olabilirim endişesiyle Ulrike Mitter’in vardığı sonuçları da paylaştım. Okumaya başlamadan önce kısa bir sözlük paylaştım.
Herkese iyi okumalar ve keyifli günler dilerim.
Hadis: İslam peygamberine atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir.
Buhari’nin Sahihi: Buhari’nin hadisleri bir araya getirdiği kitabı.
Kütüb-i Sitte: Altı Kitap anlamına gelen, Ehl-i Sünnet tarafından en sağlam Hadis kaynakları olarak kabul edilmektedir: Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Sünen-i Nesai, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebu Davud, Sünen-i İbn Mace.
Sure: Kuran’da ayetlerden meydana gelen 114 bölümün her biri.
Ayet: Kuran surelerini oluşturan harf, kelime veya cümleler.
Tabi’un: Muhammed’i görmüş olanları gören ve onlardan hadis dinleyen, peygamberden sonra gelen ikinci nesil.
Sahih: Sağlıklı, sağlam.
Ravi: Öğrendiği hadisi nakleden kimse.
“Cehennem ehlinin çoğunluğu kadınlardır”
Çok Tartışılan Bir Hadisin Kısa Analizi
Ulrike MITTER (*)
Çev. Fatma KIZIL (**)
Almanya’da (***) bir üniversitede İslâmî ilimleri öğretirken, zaman zaman bir sürprizle karşılaşılabilir. Kendinizi başörtülü bir Müslümanla hadislerin sıhhati ile ilgili bir tartışmanın içinde bulabilirsiniz. Bizatihi bu olağanüstü bir hâdise değildir, fakat bu Müslüman kadın, Buhârî’nin Sahîhi’nde yer alsa dahi [Hz.] Muhammed’in kendisine isnat edilen bu sözü söylemiş olamayacağını düşündüğü için söz konusu hadisin sahih olmadığını canhıraş bir biçimde iddia ediyorsa, işte bu alışılmadık bir durumdur. Genelde tam tersi söz konudur:
Batılı oryantalist, bir hadisin olası geç tarihini iddia ederken, Müslümanlar hadisin sıhhatini ispatlamaya çalışır. Tersi kişisel hisler dâhil olursa gerçekleşebilir ki yukarıda bahsedilen hâdisede de durum böyledir. Söz konusu hadis cehennemdeki kadınlarla ilgilidir: [Hz.] (****) Muhammed’in kadınların doğru şekilde davranması gerektiği çünkü cehennemi gördüğü ve oradakilerin çoğunluğunun kadın olduğunu söylediği nakledilir. Hadis Kütüb-i Sitte’de çeşitli varyantlarıyla yer almaktadır ve internette de hararetli biçimde tartışılmaktadır. Bir hadis detaylı bir biçimde analiz edilmeden sahih veya uydurma olduğu iddia edilmemelidir ve ben de yukarıdaki durumda hadisin sahih olduğunda ısrar etmedim. Yine de genç kadın o kadar üzgündü ki ikimizin de tamamen aynı fikirde olduğunu tamamen gözden kaçırdı. Bu hâdise hâlihazırdaki makaleyi yazmama sebep oldu. Cehennem hadisinin ortaya çıkış zamanı hakkında daha fazla bir şey söyleyebilmek için hadisin isnâd ve metnini analiz edecek ve bu analize dayanarak hadisi tarihlendirmeye çalışacağım. (1) Makalenin ikinci kısmında, hadisle ilgili günümüzdeki tartışmalar –internette ve benim dersimdekiler-(*****) özetlenmektedir. [443] Hadis Analizi Cehennem Hadisinin Varyantları Cehennemdeki kadınlarla ilgili hadis, içerikleri nedeniyle “sadaka hadisi”, “güneş tutulması hadisi” ve “kısa varyant” şeklinde adlandırdığım üç ana varyantla gelmektedir. Analize başlamadan önce bu üç varyantın misallerini sunmak istiyorum.
Sadaka Hadisi
Hadisin tam metni Müslim tarafından Muhammed b. Rumh b. el-Muhâcir el-Mısrî ← el-Leys ← İbnü’l-Hâd ← Abdullâh b. Dînâr ← Abdullâh b. Ömer isnâdıyla nakledilmektedir: (2)
(1)3 Allah Resûlü buyurdu ki: “Ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin ve çokça istiğfar edin (2) çünkü en cehennem ehlinin çoğunluğunu sizin teşkil ettiğinizi gördüm.” (3a) Bunun üzerine aralarından akıllı bir kadın “Ey Allah’ın Resûlü bize ne oluyor da cehennemin çoğunluğunu teşkil ediyoruz?” dedi. (3b) “Siz çok lanet eder, eşlerinize nankörlük edersiniz. Sizin dışınızda aklı ve dini noksan olup da akıllı bir adama galip gelebilen başka kimse görmedim” buyurdu. (4a) Kadın (******) “Ey Allah’ın Resûlü akıl ve din noksanlığı nedir?” dedi. (4b) “Akıl noksanlığı iki kadının şahitliğinin bir adamınkine denk olmasıdır. Bu akıl noksanlığıdır. Ayrıca kadın günlerce namaz kılmaz ve Ramazan’da oruç tutmaz. Bu da dinin noksanlığıdır” buyurdu.
Güneş Tutulması Hadisi
Mâlik b. Enes aşağıdaki metni Zeyd b. Eslem ← Atâ b. Yesâr ← Abdullâh b. Abbâs isnâdıyla nakletmektedir:4
1) Güneş tutulması gerçekleşti ve Resûlullâh (s.a.v.) namaza durdu, onunla beraber oradakiler de durdular. Namazda kıyamı neredeyse Bakara sûresini okuyacak kadar uzattı, sonra uzun bir süre rükûda kaldı. Sonra kalktı ve kıyamı uzattı fakat ilk kıyam kadar uzun değildi. Sonra her ne kadar ilk rükûdan kısaysa da uzun süre rükûda kaldı. Daha sonra secdeye gitti. Sonra [ikinci rekâtta] uzun süre kıyamda durdu fakat birinci kıyamdan kısa sürdü. Sonra rükûa gitti ve uzun süre rükûda kaldı fakat birinci rükûdan kısa sürdü. Sonra kalkıp birinci kıyamdan daha kısa kıyamda durdu. Sonra uzunca bir rükû yaptı fakat bu birinci rükûdan kısa sürdü. Sonra secde etti ve namazı bitirdiğinde güneş açılmıştı. Şöyle buyurdu: “Güneş ve Ay, Allah’ın âyetlerinden iki tanesidir. Ne bir kimsenin ölümü ne de doğumu sebebiyle tutulurlar. Tutulduklarını gördüğünüz zaman Allah’ı zikredin.” Dediler ki: “Ey Allah’ın Resûlü, senin bulunduğun yerde bir şeye uzandığını, sonra da (elini) çektiğini çekindiğini gördük”. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Cenneti gördüm, ondan bir salkım üzüm almaya çalıştım. Eğer alsaydım dünya durduğu müddetçe ondan yerdiniz. Sonra cehennemi gördüm, bugün gördüğümden daha korkunç bir manzara hiç görmedim (2) ve cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm.” (3a) Dediler ki: “Niçin ey Allah’ın Resûlü?” (3b) “Nankörlükleri nedeniyle” buyurdu. (4a) “Allah’a karşı mı nankörlük ediyorlar?” denildi. (4b) “Eşlerine karşı nankörlük ederler ve iyiliklerini inkâr ederler. Birine ömür boyu iyilik yapsan ve sonra senden (sevmediği) tek bir şey görse, ‘senden hiç iyilik görmedim’ der.”
Kısa Varyant
Ahmed b. Hanbel’in Vekī ← Hammâd b. Necîh ← Ebû Recâ ← İbn Abbâs vasıtasıyla naklettiği metin şöyledir:5
(2) Allah Resûlü (s.a.v.) buyurdu: “Cennete muttali oldum ve ehlinin çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm ve cehenneme muttali oldum ve ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm.”
Metin Mukayesesi
Örneklerden görüldüğü üzere sadaka hadisi en uzun metin değildir, fakat cehennem hadisinin en kapsamlı ve detaylı nakline sahip metindir. Metin aşağıdaki motiflere bölünebilir:
- [Hz.] Muhammed’in kadınlardan sadaka vermelerini istemesi
- [Hz.] Muhammed’in cehennem hakkındaki ifadesi
3.a. Kadının sorusu
3.b. [Hz.] Muhammed’in cevabı: çok lanet okumak + eşlere karşı nankörlük + akıl ve dinde eksiklik
4.a. Kadının eksiklikler hakkındaki sorusu
4.b. [Hz.] Muhammed’in cevabı: yarım şahitlik, namaz ve oruç eksikliği (6) Güneş tutulması hadisinin metni ise aşağıdaki kısımlardan müteşekkildir:
- Güneş tutulması sırasında namaz
- [Hz.] Muhammed’in cehennem hakkındaki ifadesi
3.a. İnsanların sorusu
3.b. [Hz.] Muhammed’in cevabı: nankörlük
4.a. İnsanların nankörlük hakkındaki sorusu
4.b. [Hz.] Muhammed’in cevabı: eşlere karşı nankörlük Güneş tutulması hadisinde en uzun alt kısım güneş tutulması ile ilgili nakildir ki bu kısım [Hz.] Muhammed’in namazının uzun bir tasvirini, Allah’ın âyetleri hakkındaki sözünü, [el uzatma] hareketi hakkındaki soruyu ve cevabını ihtiva etmektedir. Dikkat çekici bir farklılık ise sadaka hadisinde kadınlara [Hz.] Muhammed tarafından doğrudan hitap edilmesi, öte taraftan güneş tutulması hadisinde [Hz.] Muhammed’in belirli bir kişiye hitap etmemesidir. Kadınlar düzgün davranmaları için uyarılmamaktadır; sadaka hadisinde en detaylı kısım (7) olan kadınların dinî ve aklî kusurları hakkında herhangi bir ifade yer almamaktadır. Küsuf namazının tasviri dışında güneş tutulması hadisinin vurgusu kadınların eşlerine karşı nankörlükleridir. Bu kısım diyaloğa yayılmıştır. Kısa varyant sadece ikinci kısmı ([Hz.] Muhammed’in cehennem hakkındaki ifadesi) ihtiva etmektedir, fakat bu kısım cennete girecek fakirlerden kısaca bahsedildikten sonra gelmektedir. Fakirlerden diğer metinlerde bahsedilmemektedir.
…
Sonuçlar
İsnad-metin analizi cehennem hadisinin bütün varyantlarının tabi‘un neslinde mevcut olduğunu göstermektedir ve o nesilde oldukça yaygın oldukları görülmektedir: Zer, Abdullah b. Dinar, ‘İyad b. Abdullah (sadaka hadisi), Ebu Reca, Mutarrif, Ebu Osman (kısa varyant) ve Ata b. Yesar (güneş tutulması hadisi) hadisin kesin ravileri olarak kabul edilebilir. Hatta kısa varyantın bir veya iki sahabeye isnad edilebileceğine dair karineler vardır. Tabi‘i ravilerin sayısı ve kısa varyantın muhtemel eski tarihi cehennem hadisinin sahabe neslindeki kökenlerine delalet etmektedir.
Üç varyantın ortak özü muhtemelen [Hz.] Muhammed’in cehennem ifadesinden (2) ibaret olacaktır. Daha uzun iki varyantta ise [Hz.] Muhammed ile bazı “insanlar” (“kadın” yalnız sadaka hadisinde geçmektedir) arasındaki diyalog da ortaktır: soruları (3a) ve [Hz.] Muhammed’in eşlere karşı nankörlük hakkında (diğer unsurlar –lanet okuma ve noksanlıklar- sadece bir versiyonda yer almaktadır) cevabı (3b), diğer sorularla ilgili ikinci soru (4a) ve [Hz.] Muhammed’in cevabı (4b).
Bu öz nerede ortaya çıkmıştır? Hadisin menşei için çok belirli bir konum tespit etmek mümkün değildir. İsnadlarda hadisin uç varyantı için kaynak olarak on kadar sahabe zikredilmektedir. Fakat bazı tarikler tek ravilidir, diğerleri ise geç tarihli müşterek ravilere sahiptir. Diğer taraftan, sadaka hadisi ve güneş tutulması hadisi, hatta kısa varyant (8) bağımsız rivayetler gibi gözükmektedir. Öte yandan birbirlerine dayanmadıklarından tamamen emin olamayız. Farklılıklar rivayetlerin tabi‘un neslindeki bağımsızlığını iddia etmek için yeterli olabilir. Fakat sahabe zamanında bağımsız rivayetlerin varlığını göstermeye yeterler midirler? Her şey bir tarafa bunlar ufak benzerliklerdir.
Fakat eğer hepsi uydurulduysa sorumlu kimdir? Hadisin kaynağının sahabe arasında meşhur bir tarihi hadise olduğu ve onlardan birçoğu hadisi naklettiği için kimsenin sorumlu olmadığını mı kabul etmeliyiz? Fakat o zaman niye detaylı bir rivayet için daha güçlü müşterek ravilerimiz bulunmamaktadır? (9)
Neden cehennem hakkındaki ifadeye farklı ilaveler yapılmıştır? Güneş tutulması motifi, sadaka motifi (10) gibi hadis kaynaklarında ayrı bir hadis olarak yer almaktadır ve yalnızca bir varyant hadiseyi Ramazan veya Kurban bayramı namazı ile ilişkilendirmektedir. (11)
Bir şekilde rivayet tablosunun, tabi‘un tarafından genel kabul gördükten sonra daha erken döneme gidildiğinde somut herhangi bir şey değil de yalnızca “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” şeklinde muğlak bir izlenim vererek çözüldüğü [dağıldığı] görülmektedir. Bu belirsiz tablodan ne anlamalıyız?
Hadisin tabi‘un arasındaki yaygınlığının ve sahabe neslinden çok sayıda otoritenin varlığının nispeten zayıf bir metin zemini ile birlikte iki şeye işaret ettiği görülmektedir: 1. Sahabe zamanında birçok kişinin detaylarını bilmeksizin duyduğu bir şey vuku bulmuş olmalıdır. 2. İlk nesiller, muhakkak ki erkekler, menşeini göz önünde bulundurmaksızın bu tur bir hadisin varlığından memnuniyet duymuş olmalılar. Rivayeti memnuniyetle diğer hadislerle (güneş tutulması, sadaka) birleştirip, bazı kısımlarını genişlettiler (nankörlük, noksanlıklar) ve hadisi yaydılar.
[Hz.] Muhammed’in kendilerine doğrudan hitap ettiği söylenmesine rağmen hiçbir kadının hadisin ravisi olarak bilinmemesi dikkat çekicidir. (12) Belki bu tur aleyhte bir hadisi yaymak istemediler. Başka bir açıklama ise ciddiye almamış olabilirler –modern tartışmalarda dile getirildiği gibi sadece ikaz edici bir şaka olarak [kabul edip]- bu nedenle nakletmeyi gerekli görmemiş olabilirler. Erkekler ise tam tersine bu tur bir hadis nakletmeyi bilhassa memnuniyet verici bulacaklardır ve birçok detayıyla çok ciddiye alacaklardır. Zira her zaman düşündüklerini teyit etmektedir.
KAYNAK
Ulrike Mitter, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/602296
DİPNOTLAR
* PhD Islamic Studies, Radboud University, Nijmegen, 1999, Kingdom of the Netherlands. Birzeit univ., Department of Lenguages and Translation, umitter@birzeit.edu
** Yrd. Doç. Dr., Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, fatmakizil@gmail.com
*** Bu tercüme Ulrike Mitter’in, Motzki Armağanı The Transmission and Dynamics of the Textual Sources of Islam: Essays in Honour of Harald Motzki (ed. Nicolet Nicolet Boekhoffvan der Voort, Kees Versteegh, Joas Wagemakers), Leiden: Brill, 2011) adlı kitapta yer alan “The Majority of the Dwellers of Hell-Fire Are Women” A Short Analysis of a Much Discuessed Hadīth” adlı makalesinin ilk kısmının çevirisidir.
****Tercümede köşeli parantez içerisindeki ifadeler tarafımızdan eklenmiştir (çev.).
***** Makalenin yalnız isnâd-metin analizi kısmı çevrilmiştir. (çev.)
****** Makalenin aslında “kadınlar” ifadesi geçmektedir.
1-Lütfen bu makalenin hadisin ortaya çıkışı meselesini bütün detayları ile tartışmayı ve nihaî cevaplar vermeyi amaçlamadığı unutulmasın. Makalenin konunun üzerinde düşünmeye ve daha fazla araştırılmasına kapı açması amaçlamıştır.
2-Müslim b. Haccâc, Sahîh, Muhammed Fuâd Abdülbâkī (ed.), Beyrut, 1954-1972, kitâb 1, bâb 34, hadis 132.
3-Rakamlar için 445-446. sayfalara bakınız.
4-Mâlik b. Enes, el-Muvatta, Muhammed Fuâd Abdülbâkī (ed.), Kahire, 1951, kitâb 12, bâb 1, hadis 2
5-Ahmed b. Hanbel, Müsned, no. 2086, http://samuderailmu.wordpress.com/download-area/.
6-Zer’e isnad edilen muhtasar metinde 3b’nin üçüncü kısmı ve 4a ve 4b’nin tamamı eksiktir.
7-Bu kısmın eksik olduğu muhtasar metin haric. Krş. dn. 6.
8-Kısa varyant, uzun varyantlarda yer almayan bir unsur (cennetteki fakirler) içermektedir. Bu nedenle sırf bir ihtisardan fazlası gibi gözükmektedir.
9- ‘Aişe ile irtibatlandırılabilecek Berira hadisi gibi diğer hadislerde olduğu üzere. Bk. Mitter, Ulrike, Das fruhislamische Patronat: Eine Studie zu den Anfangen des Islamischen Rechts, Wurzburg, 2006, 159-226. a.mlf., “The Origin and Development of the Islamic Patronate”, Patronate and Patronage in Early and Classical Islam, Monique Bernards & John Nawas (eds.), Leiden, 2005, 124-131.
10- Güneş tutulması motifi için bk. dn. 23. Sadaka motifi için mesela bk. Buhari, kitab 24. Bu hadiste [Hz.] Muhammed’in Bilal’le birlikte kadınlardan sadaka topladığı ifade edilmektedir ve cehennemdeki kadınlar hakkında herhangi bir şey söylememektedir. Cehennem hadisi ile ilişkisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için bu hadisi detaylı bir şekilde analiz etmek ilginç olabilir.
11-Bk. s. 450-451. Bayram namazı dn. 40’da bahsedilen Bilal hadisinin de bir parçasıdır.
12-Bir kadından kısa varyantın bir tarikinde bahsedilmektedir. Bununla birlikte bu kadın hadisin ravisi değildir, sadece hikayenin arka planın bir parçasıdır: Ma‘mer ¬ Katade ¬ ‘İmran b. Husayn isnadı vasıtasıyla Abdurrezzak’ın naklettiği varyantta ki bu aynı zamanda Ahmed b. Hanbel’in Musned’inde de geçmektedir (referanslar için bk. dn. 24). İbn Hanbel metninde şu ifadeleri okumaktayız: ‘İmran b. Husayn, Allah Resulu’nun (s.a.v.) yanından eşinin yanına geldi. Eşi: “Hz. Peygamber’den (s.a.v.) ne duydun bize anlat” dedi. ‘İmran: “Önemli bir hadis değil ( Qٍ (Bِ 9 َ .ِ ْ _َ 7 ِ 6َ ْ _َ )” dedi, [eşi] ona sinirlendi ( Rُ Sْ Tَ Uَ _َ ْ V”َ ). ‘İmran: “Hz.Peygamber’den [şöyle işittim” dedi – buradan sonra cehennem hadisi gelmektedir. Abdurrezzak’taki metinde ikinci kısmın lafızları biraz farklıdır: ‘İmran: “hadisin zamanı değil ( Qٍ (Bِ 9 َ .َ 9 6َ ْ _َ )” dedi, fakat kadın ısrar etti (R_B_ #_”) –veya “sinirlendi ( Rُ Sْ Tَ Uَ _َ ْ V” ل َ 8? و _)”. Tuhaf bir şekilde her ne kadar Abdurrezzak hadisi İbn Hanbel’den almışsa da İbn Hanbel’deki metin Abdurrezzak’tan farklıdır. (Musned’in muhakkikleri “ Qٍ (Bِ 9 َ .َ 9 6َ ْ _َ ”i asıl metne alarak, diğer yazmadaki “ .ِ ْ _َ 7 ِ 6َ ْ _َ Qٍ (Bِ 9َ ”nin tahrif olduğunu ifade etmişlerdir. Bk. Musnedu’l-İmam Ahmed b. Hanbel (nşr. Şuayb el-Arnaut v.dğr.), Beyrut: Muessesetu’r-Risale, 1999, XXXIII, 153 (hadis nr. 19927 [cev.]). Ayrıca bu kısa fakat ilginç hadisenin nasıl yorumlanması gerektiği de acık değildir. ‘İmran neden karısına zaten [Hz.] Muhammed’in kadınların önünde söylediği bir hadisi anlatmak zorunda kalsın? Neden boyle bir şey uydursun (eğer hadis uydurmaysa)? Ebu Reca hadiseyi sadece Katade’ye mi anlattı ya da diğer herkes bu olayı gizledi mi? Niye Ebu Reca metninin diğer hiçbir ravisi değil de sadece Katade (veya Ma‘mer veya Abdurrezzak) bu olayı rivayetine dahil etti? Bu haberin – [Hz.] Muhammed’in bazı sahabeyle otururken cehennemdeki kadınlardan bahsetmesi- hadisin gerçek menşei olduğunu ve diğer bütün rivayetlerin ilaveler olduğunu düşünebilir miyiz? Ne olursa olsun, ‘İmran’ın hadisi eşine rivayet etmeyi reddetmesi erkeklerin –‘İmran veya diğer ravilerden birisi- hadisle ilgili duydukları tedirginliği göstermektedir.