Karadeniz Tahıl Anlaşması süresinin 17 Temmuz’da dolması ve henüz tekrar yenilenmemesi, şu sıralar birçok ülke için ciddi bir endişe kaynağı.
Rusya ve Ukrayna’dan tahıl sevkiyatının durması, zaten enflasyonist bir dünya için dizginlenemeyecek fiyatlara, açlık sınırındaki ülkeler içinse ölüme mahkûm olmakla bir. Ticaretin serbestçe aktığı zamanlarda ne bunun, ne de tahıl yüklü şileplerin geçtiği Boğazlar’ın bu açıdan değerini yeterince takdir etti dünya. Doğrusu Türkiye de Montreux (Montrö) Anlaşması’nın Boğazlar üzerinde kendisine sağladığı gücü bu vesile ile gördü ve takdir etti.
Meğer ne çok ülke Kuzey’in buğdayına muhtaçmış! Sadece Ukrayna’dan bir yıl içinde 45 ülkeye 30 küsur milyon metrik ton tarım ürünü ihracatı yapıldığı düşünülecek olursa, barışın önemi, savaşın bu ilave maliyeti daha iyi anlaşılmakta. Ateş sadece düştüğü yeri yakmakla kalmıyor. Hem Ukrayna’da hem de Rusya’da ekim ve hasat faaliyetlerini aksatıyor ve Karadeniz’e geçit vermiyor. Şimdi ivedi sorun 2023-24 kışı yaklaşırken dünyanın karnının neyle doyacak olması? Ukrayna’nın önerdiği gibi, Rusya taraf olmadan tahıl sevkiyatının sürmesi mümkün mü?
Eğer 400 milyon insanın iaşesi büyük ölçüde Ukrayna’dan Karadeniz yoluyla dünyaya akan tahıla bağlı ise, bunu engellemeye yönelik her tehdit insanlık suçu olarak kabul edilmeli. Rusya kendi tarım ürünlerini trenlerle doğuya sevk ederek Asya pazarlarının ihtiyacını karşılayabilir. Böylece aralarındaki zımni pazar paylaşımı ile Ukrayna tahılı Boğazlar yolu ile Afrika’ya, Orta Doğu’ya ve Avrupa’ya aktarılabilir. Putin buna bir insanlık suçu daha işlememiş olmak için rıza göstermek zorunda. Belki Karadeniz tahıl girişimi, Rusya’sız da çalışmaya devam edebilir. Ancak Karadeniz sevkiyatı üzerindeki Rus askeri tehdidi, Rusya anlaşmaya artık taraf olmadığında tahıl ve nakliyat fiyatları üzerine munzam bir güvenlik primi eklenmesi ile yükselecektir. Nitekim Rusya anlaşmadan çekildiğini açıklayınca hemen dünya borsalarında vadeli tahıl fiyatları arttı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Sekreteri’ne tahıl sevkiyatının sürdürülmesi ile ilgili olarak gönderdiği teklif mektupları bu nedenle çok önemli. Ama artık bir koridordan söz etmek mümkün mü? Buna emin değilim. Boğazlar’da seyredecek tahıl yüklü gemilerin denetimini en iyi şekilde yapmaya devam edecek olan Türkiye, Rusya için bir güvencedir. Ama Ukrayna limanlarından yapılacak sevkiyat için bir koridordan değil, Ukrayna münhasır ekonomik alanından açık denize güvenli çıkılmasından söz etmek gerekir. Bunu da lütfen Romanya ve Bulgaristan üstlensin.
İstanbul’daki Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinasyon Merkezinin hâlâ yerinde olması, tası-tarağı toplayıp gitmemesi de çıkmamış candaki umut misali, bir noktada Rusya’nın anlaşmaya geri döneceği beklentisini gösteriyor. Zaten Rusya’dan yapılan açıklamada da “Batı yaptırımlarının sonlandırılması“ koşulu dikkat çekiyor.
(Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın