Fenerbahçe maalesef giderek ikiyüzlü bir camia oluyor. Konu iktidar ve AKP olunca özgürlük ve eşitlik yanlısı olan insanlar, iş Fenerbahçe’ye gelince birdenbire ellerinde kanlı palaları ile dolaşan birer faşiste dönüyor.
Fenerbahçe’nin 30 milyon taraftarı vardır ve bu taraftarın %90’ını futbol dışında bir sporla ilgilenmez ama Fenerbahçe’deki “kongre faşizmi” bu insanları yelken finanse etmeye mahkum eder. Geçen sene kulüp- kesinlikle futbol değil– 876 milyon TL zarar etmiş, Kolej’in zararı ise 8 milyon TL.
Fenerbahçe’nin futbol şubesi asla zarar etmemiştir, etmez de bütün bu zarar ve Fenerbahçe’nin borcu kulüp kaynaklıdır, kulübün gideri de 3-5 tane elitistin kişisel zevki tatmin olsun diye oraya buraya harcanan paralardır.
Fenerbahçe’nin bütün geliri taraftar kaynaklıdır, taraftar olmasa ne sponsorun olur ne de yayın gelirin. Peki bu nasıl bir faşizmdir ki, 30 milyon insanı tek keyfi futbol yerine yılda 876 milyon TL’yi amatör branşlara mahkum eder.
İnsanlar gerçekten utanmıyor, bunu savunan insanın vicdan sahibi ve adalet duygusu olduğundan şüphe ederim. Düşünün Fenerbahçe’nin bir koleji var yılda 8 milyon TL zarar ediyor; yani bu kolejin kulübe bir faydası yok. Daha da açıkçası 30 milyon Fenerbahçeli o kolejde okuyan insanları finanse ediyor. Kolejin sadece arsasına 2014 yılında 35 milyon dolar ödedik, 875 milyon TL ediyor. Fenerbahçe’nin 3 milyar TL finansal borcu var ve %30 civarında faiz ödüyor. Şimdi bu tutar artacak, düşünebiliyor musunuz 300-500 veli mutlu olacak diye 30 milyon Fenerbahçeli 875 milyon TL ödedi. Üstüne her yıl 262 milyon TL faiz ödüyor, yetmiyor her yıl da 8 milyon TL sübvanse etmesi gerekiyor.
Ayıptır, günahtır ve vicdansızlıktır, biz kimsenin çocuğunu okutmak zorunda değiliz, birkaç tane elitist kişisel zevklerini tatmin etsin diye futboldan alacağımız zevk işkenceye dönemez. Düşünebiliyor musunuz, geçen yıl Fenerbahçe Koleji kapatma kararı alındı ve bu “yeniçeriler” kazan kaldırdı “istemezük” diye. Oysa Kolej kapatılsa belki arsası 35 milyon dolara satılacak, daha iyi bir kadro kurulacak ve belki de şampiyon olacaktık. Bu “seçkinci”ler azınlık ama bizim sevincimizi çaldı, çalıyor.
İktidar açık açık gizlemeden Galatasaray’ı destekliyor, TFF’ye de ayarı verdiler, Yusuf Demir’i artık Türk statüsünde oynatacaklar. Kim bilir daha neler olacak, Galatasaray’ın 24. şampiyonluğu kesin, sadece bir tiyatro sezonu yaşayacağız o kadar. Çekişme varmış, heyecan varmış, mış mış gibi yapacağız ve komedi bitecek. En ön sıraya da Ali Koç’u oturtacaklar, zaten oturtuyorlar ki Fenerbahçe’den çalınan meşruiyet kazansın.
Peki bunda iktidar kadar Fenerbahçe’yi yöneten, kulübü Kadıköy CHPspor yapan ve kendilerini 30 milyon insana finanse ettiren bu oligarşik organizasyonun suçu yok mu?
Elbette var!
Fenerbahçe aklınıza gelecek her konuda ama her konuda Galatasaray’dan ileride tartışmam bile ama tek konuda Galatasaray bizden daha iyi, o da halkla bütünleşmeyi başarmaları. Gidin düşük gelir grubunun yaşadığı yerlere Galatasaray bayrakları var bolca ama zengin semtlerde tek tük, oralar CHP ve Fenerbahçe’nin kalesi, elbette Fenerbahçe taraftarı o bölgelerde çok ama önce Aziz Yıldırım, sonra Ali Koç Fenerbahçe’yi halktan kopardı, ister tarikatçı, ister yoksul, ister eğitimsiz, ister Kürt olsun adamlar halkla bütünleşmeyi başardı ve bu kesim siyasetin oy pınarı olduğu için siyasiler de onlara meylediyor. .
“Ama efendim onurlu mücadele, son kale, Mustafa Kemal’in askeriyiz... ”
Madem bu kadar onurlusunuz çeksenize ligden Fenerbahçe’yi, hayır ikiyüzlüsünüz, Fenerbahçe’nin kanını emiyorsunuz.
Siyasetin özelliği popülist olmasıdır, o yüzden halkta karşılığı olanları sever ve destekler, oy almanın yolu budur. Zenginler zaten ona oy vermiyor, başında elit, zengin, oligarşik, faşist yapı olan Fenerbahçe’yi neden desteklesin ki!
Çoğu AKP’li, MHP’li, İYİP’li hatta HDP’li Fenerbahçeli şöyle diyordur:
“Reis çok iyi yapıyor bu faşistlere” ve doğrudur da.