Ticari kuruluşlar her yıl sonunda bilançolarını hazırlayarak faaliyet sonuçlarını ortaya koyar.
Bu mali tablolar şirket ortaklarına bir nevi hesap verme niteliği taşır. Hissedarlar da bu bilançolardaki rakamlara dayanarak geleceğe dair kararlar alırlar. Halka açık şirketlerin bilançoları ciddi denetimlerden geçer, böylece yatırımcıların aldatılması önlenir.
Türkiye’yi bir şirket gibi yönettiğini iddia eden hükümetin 22 yıllık iktidarı sonunda, 2024 itibarıyla ekonomik ve toplumsal durumun bilançosuna göz atalım.
Ekonomik durum
Enflasyon: Türkiye 2024 yılında yüzde 48 enflasyon oranıyla 38 OECD ülkesi arasında en yüksek enflasyona sahip ülke konumunda, ikinci sırada yüzde 15’le Arjantin yer alıyor. (OECD Economic Outlook, 2024).
Büyüme: 2024 için ekonomik büyüme yüzde 3,2 olarak tahmin edilirken, 2025 için bu oran yüzde 2,6’ya gerileyecek görünüyor. Bu oranlar Türkiye’nin vatandaşlarının refah seviyesini artırmak için yeterli değil. Nüfus artış oranı göz önüne alındığında, kişi başına düşen milli geliri artırabilmek için yıllık en az yüzde 4-5 büyüme gerekiyor.
Asgari ücret: Asgari ücret alan çalışanların oranı tüm çalışanlar içinde yüzde 56’ya yükselmiş durumda. AB ortalaması %9 iken, OECD ülkeleri arasında Türkiye’ye en yakın ülke olan Romanya’da bu oran yüzde 21’dir (Eurostat, SGK).
Gini katsayısı; Ülkelerdeki gelir dağılımı eşitsizliğini gösteren bu katsayıya göre Türkiye Avrupa’da gelir eşitsizliğinde zirvede yer alıyor. Bu durum Türkiye’de son yıllarda yoksul daha da fakirleştirirken zenginlerin servetlerini daha çok artırmasının göstergesi. (Eurostat)
Toplumsal durum
Hukukun üstünlüğü: 141 ülkenin yer aldığı Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye, yolsuzluk algısı sıralamasında 117. sırada bulunuyor. (WJP Rule of Law Index).
Kadın ve çocuk cinayetleri: 2024’ün ilk 11 ayında 411 kadın, cinayet sonucu hayatını kaybetti. (Kadın Cinayetlerini durduracağız Platformu).
2024 ilk 10 aydına, 686 çocuk önlenebilir sebeplerle yaşamını yitirdi. (FISA Çocuk Hakları Merkezi).
Bu rakamlar toplumsal cinsiyet ve çocuk haklarına yönelik politikaların yetersizliğini gözler önüne seriyor.
Sağlık ve barınma; Türkiye’de 100.000 kişiye düşen doktor sayısı 228 ile OECD ülkeleri arasında son sırada. Bu oranın neredeyse 3 katına çıktığı Yunanistan 630 doktor ile ilk sırada bulunuyor.
Barınma ihtiyacının karşılanma kapasitesi bakımından ise Türkiye, 41 OECD ülkesi arasında 38. sırada yer alıyor.
Bu ekonomik ve toplumsal göstergeler gençlerin ve toplumun genel ruh halini de olumsuz etkiliyor:
Habitat Derneği’nin son 5 yıldır düzenli olarak yaptırdığı “Gençliğin İyi Olma Hali Araştırması 5” raporuna göre, 2023 yılında;
-Gençlerin yaşam memnuniyeti yüzde 71’den yüzde 43,7’ye düşmüş.
-İş arayan gençlerin yüzde 87’si iş bulmanın zorluğundan şikayetçi.
-Maddi durumundan memnun olanlar yüzde 61’den yüzde 38’e gerilemiş.
-Yurt dışında yaşamayı isteyen gençlerin oranı yüzde 23,5’ten yüzde 43,3’e yükselmiş.
Her iki gençten birinin artık yurt dışında yaşama isteği Türkiye’deki fırsatların daraldığını düşündüklerini gösteriyor.
Ticari bilançolar incelendiğinde tablodaki varlıklar, borçlardan fazlaysa işletme kârlıdır. Türkiye’nin varlıkları borçlarından fazla olabilir ancak toplumsal sermaye ve umutları hızla eriyor.
Bir ülkeyi ayakta tutan sadece rakamlar değil, insanların geleceğe olan inancıdır…