Avustralya basını olayı, “Broken Hill kasabasında iki Türk, trenle pikniğe gitmekte olan ailelere ateş açtı, katliamda çok sayıda ölü ve yaralı bulunmakta, etkisiz hale getirilen saldırganların üstünden Türklerin Avustralya’ya savaş ilan ettiğini bildiren bir mektup ve Osmanlı bayrağı çıktı..” başlıklarıyla yansıtmıştı.
*1915 yılının ilk günü, Avustralya’nın Broken Hill kasabası yakınlarında, hareket halindeki tren katarına kayalıklardan ateş açılır.
*Yeni yıl pikniğine gitmekte olan kasabalıların silah seslerini ilk anda yılbaşı kutlamalarının devamı sandıkları saldırıda biri çocuk altı kişi olay yerinde can verir, yedi kişi de yaralanır.
*Ateş açan iki kişi saatler süren çatışmalardan sonra ölü olarak ele geçirilir.
*Saldırganlar aynı kasabada, dondurmacılık, kasaplık, deve çobanlığı ve imamlık yapan 40’lı 50’li yaşlarda Afgan asıllı Gül Muhammed ve Molla Abdullah’tır.
İlk yorumlar, Osmanlı tebasına bağlı iki Afgan’ın, Padişahın İngilizlere karşı cihad çağrısı üzerine, İngilizlere destek vermeye hazırlanan Avustralyalı askerlere ateş açtığı yönündedir.
Gazeteler, cihad ilanı üzerine Avustralya’daki Türklerin demiryollarını tahrip edip vagonları raydan çıkardığını, karakol basıp, askerleri yaraladığını, sivilleri katlettiğini yazmaktadır.
Komplo teorileri
Askerliğin zorunlu olmadığı Avustralya’da İngilizlere destek için gönderilecek gönüllü asker başvurusu sayısı çok düşüktür.
Bölge halkı savaşa karşıdır, “bu bizim savaşımız değil’’ diyerek asker konvoylarını taşlayıp, protesto etmektedir, yerel yöneticiler İngilizlere karşı mahcubiyet içindedir.
İki Afgan’ın tren saldırısı, “mahcup” yöneticilerin imdadına yetişir, heyecanlı Avustralya ve Yeni Zelandalı gençler uzun kuyruklar halinde askere yazılır, on binlercesi Anzak askerleri olarak cepheye gider.
***
Kasaba halkı, tren saldırısından dolayı öfkelidir. Başka Türk bulamadıkları için yakın kasabalardaki Almanlara saldırırlar. Büyük savaşta Osmanlılarla birlikte olan Almanların yaşadığı mahalleleri, evleri ateşe verip, işyerlerini tahrip ederler.
Sivil itaatsizlik ancak askeri müdahale, toplu gözaltı ve tutuklamalarla bastırılır.
***
*Bazı kaynaklar, Osmanlı tebaası iki Afgan göçmenin Alman Şehir Kulübü tarafından provoke edildiğini, amaçlarının Avustralyalıları İngilizlerin yanında savaşa girmekten vazgeçirmek olduğunu iddia etmiştir.
Her ikisi de afyon müptelası olan saldırganlardan imam olanı, mescit bahçesinde izinsiz kurban kestiği için esasen polis tarafından aranmaktadır. Kullanılmaya müsait, yoksul ve çaresiz iki göçmenin silah ve mühimmatı nasıl ele geçirdikleri de ayrıca sual konusudur.
Nitekim olayları araştıran bir yerel yetkili, Avustralya’ya savaş ilan edildiğini içeren mektubun ve Osmanlı bayrağının öldürülen saldırganların üzerinde değil, olaydan üç gün sonra civar kayaların kovuğunda bulunduğunu, ayrıca saldırganlar canlı yakalanabilecek iken ölü ele geçirilmelerinin tercih edildiğini öne sürmüştür.
Başka bir anlatım ise, Broken Hill vakasının aslında İngilizlerle Avustralyalıların ortak projesi olduğu, amacın milliyetçi duyarlılık yaratarak savaş için daha fazla gönüllü asker toplamak olduğu ve bunun başarıldığı şeklindedir.
Polis ve hastane kayıtlarının büyük bölümünün olay ertesinde çıkarılan bir yangında kül olduğu, kayalıklarda ve şehir müzesinde döneme ait birkaç obje dışında belge bulunmadığı bildirilmektedir.
İki Afgan asıllının tam olarak nereye defnedildiği de gizli tutulmuştur.
Anıt
1990’larda Melburn ve Sydney’de yerleşik bazı Türk dernekleri Broken Hill’de bir anıt yapılması için girişimlerde bulunmuştur.
Tarihçi Büyükelçimiz Bilal Şimşir döneminde gündeme gelen talep, Avustralya tarafının isteksizliği, olayın kamuoyuna sivillerin öldürüldüğü terörist bir eylem olarak yansımış olması ve saldırganların milliyetine dair tartışmalar karşısında ilerlememiştir.
2000’lerin başında Melbourne Başkonsolosluğundaki görevimin ilk günlerinde okuduğum, geçen yıl kaybettiğimiz Kıbrıslı Türk yazar Türkay Ilıcak’ın Melbourne’de yayınlanan “İki Türk’ün Avustralya’ya Savaş İlanı” kitabıyla yeniden gündem oluşturmuş ve Türkiye’de de duyulmaya başlamıştır.
***
Avustralya resmi makamları, bu acı olayın küllenmesini tercih eder görünse de, Broken Hill Avustralya tarihindeki ilk terör eylemi ve dünya savaşının Avustralya kıtasına fiilen sıçraması olarak bilinir.
Üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen esrarını koruyan, araştırmalara, makalelere, sinemaya konu olan hikayesi, zaman içinde giderek farklı farklı anlatımlarla daha bir zenginleşmektedir.