Mehmet Doğan
Sanayi ve santrallere uygulanan kesinti yüzünden telefonum susmadı. Biraz uzun olacak ama olan biteni özetlemek istiyorum. Önümüzdeki 10 gün bizi zor günler bekliyor maalesef…
Doğru planlama yapan her ülke enerji arz güvenliğinde N-x çalışması yapar. (x) giriş noktası anlamında. Yani N adet giriş noktanız varsa ve x adedi doğal gaz girişi yapamazsa ne olur ve ne yapmam gerekir çalışması diyebiliriz bu çalışmaya.
Gelişmiş ülkeler N-2’ye kadar depolama tesislerini de x kabul ederek bu çalışmayı yaparlar, sonrasında eğer kesinti kısıntı gerekiyorsa bunu da büyük ölçekli elektrik santrallerinden başlarlar. Ancak elektrik kesintisi yaşanmaması için başka santralleri devreye alırlar.
Türkiye’nin de bu çalışmaları en az N-2 seviyesinde yapması gerekiyor çünkü İran gibi başka ülkeden aldığı doğal gazı bize satan bir tedarikçimiz var.
Gelgelelim biz bu seneye N-0 ile girdik. Üstelik suyumuzun olmadığını, depomuzun tam dolu olmadığını, İran gazının geçmişte özellikle soğuk kışlarda sürekli kesildiğini bile bile kışa girdik. Gazımız zaten yetersizdi.
Bunun üzerine iletim şebekemizde birçok problemler vardı. Bunları da gidermedik. Karaman-Mersin hattını yapmadık, Tuz Gölü çıkışını ana hatta bağlamadık, kompresörlerin tamamını çift yönlü çalışır hale getirmedik, İzmir-İstanbul hattını güçlendirmedik
Kısaca bugün yaşadığımız arz sorunu göz göre göre geldi. Dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık ama anlatamadık. Bakan Bey “sorun yok” dediği için, “Sen koskoca Bakan’dan daha mı iyi bileceksin” söylemlerine maruz kaldık.
Üzgünüm ama bu krizi dibine kadar hak ettik. Olan oldu şimdi sorunu veya neden böyle oldu tartışmanın zamanı değil. Çözümü tartışmalıyız. Ne yapmamız lazım?
BOTAŞ bütün sanayi ve elektrik santrallerine yazı göndererek tüketimlerini %60 seviyesine düşürmesini istedi. 30+ yıldır bu piyasadayım bu denli yaygın bir kesinti uygulaması görmedim. Bu, net olarak söylüyorum iş bilmezliktir.
Diyelim N-0 girdin, zaten gazın da yetersizdi, soğuk günler için, İran gazı da kesildi. Bu durumda bir acil durum prosedürün olması lazım. Kimlerden başlayarak kesinti kısıntı yapacaksın, olay daha da kötüye giderse hangi sektörleri dahil edeceksin vs.
İlk yayınlanan mevzuat BOTAŞ’ın kesinti kısıntı acil durum prosedürü yazmasını ve bunu yayınlamasını emrediyordu. BOTAŞ bunu yıllarca yapmadı. O yıllarda ben sürekli bunu yazılı olarak sordum. Ne zaman yayınlanacak diye.
Peki ne oldu bu prosedür yazma ve yayınlama zorunluluğu Şebeke İşleyiş Düzenlemelerinden silindi. Acil bir durumda ne olacağını kimse bilmiyor.
Türkiye tarihinde ilk defa bütün sanayiye doğal gazınızı kısın talimatı gitti. Şimdi bu talimat yüzünden ortaya çıkan rezaletin boyutlarını dilimiz döndüğünce anlatalım.
BOTAŞ OSB’lere gaz satıyor, OSB’ler sanayinin kalbi. OSB’ler de altlarındaki sanayi kuruluşlarına gaz satıyor. OSB toplam tüketimini %60 seviyesinde azaltmaz ise, ceza uygulanacak. Peki OSB bunu kendi altındakilere nasıl uygulayacak?
Aynı şey dağıtım şirketleri için geçerli, çoğu dağıtım şirketinin sözleşmelerinde ceza maddesi yok. Birçok hukuki sorun çıkacak.
Üstelik gazı azaltmak ne demek Allah aşkına, adamın gazını kes çalışma de, daha mantıklı. Haftanın bazı günlerinde gaz ver ama vereceksen ya tam ver ya da hiç verme.
Elektrik santrallarının doğal gazını kes, bırak sanayinin elektriği kesilsin, en kötü dizel jeneratörünü çalıştırır yine idare eder.
Kısım kısım elektrik kesintilerine git büyük şehirlerde, 3-4 saat kesintiyi gezdir.
Acı reçetesiz çözüm yok ama bu uygulanan kadar berbat bir çözüm maalesef yok. Kimisi doğal gazını kısıyor. Kimisi bilerek kısmıyor, kimisi işin doğası gereği kısamıyor. Peki uymayan herkese ceza uygulanacak mı? Uygulanmaz ise uyanlara yazık olmayacak mı?
Özetle bu uygulamadan acilen vazgeçin, kesintiyi elektrik santrallerine yapın, elektrik kesilecektir. Kesilsin. Siz kesintiyi gezdirin, Sanayi 5 gün çalış 2 gün dur deyin. Bunu da şaşırtmalı bir şekilde üst üste gelmeyecek tarzda uygulayın.
Bu olaydan ders çıkartıp, sanayinin zararını hesaplayıp, kesinti ve kısıntının maliyetini hesaplayarak arz güvenliği sorununa yaklaşın.