Salı, 15 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Zehir zemberek istifa

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 26 Şubat 2024 16:43
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cem Karakeçili istifa etti. Karakeçili istifa kararını sosyal medya hesabından şöyle duyurdu:

“Gençlik yıllarımdan beri içinde bulunduğum siyaset camiasında, başta rahmetli babamdan; ANAP ve DP’de genel başkan yardımcısı sıfatımla birlikte çalışma şansı elde ettiğim değerli genel başkanlardan; sokakta, tarlada, yağmurda, sıcakta, beraberce ter akıttığımız her kademeden partili kardeşimden birçok şey öğrendim. Hepsine minnettar ve müteşekkirim. Siyasete dair tüm bu öğrendiklerimi alt alta yazıp topladığımda ise şu yargıya ulaşabiliyorum: “Siyaset, bir ekip çalışmasıdır. Amacı çatışmaları ve çıkarları uzlaştırılmak olan bir sanattır. Bu uzlaşı da merkezde ve makulde buluşmaktır; Merkezi ve makulü inşa etmektir.

Haliyle, siyasal partiler de siyaset sanatını icra etmek üzere, ortak fikirlere ve ideallere sahip ancak farklı yetenekleri olan insanları bir araya getiren orkestralara benzerler. Genel başkanlar ise koordinasyonu, uzlaşmayı, dengeyi ve düzeni sağlayan orkestra şefleridir.

Ancak Genel Başkan Sn. Meral Akşener, oldukça bilgili bir siyasetçi, fazlasıyla tecrübeli bir orkestra şefi olmasına rağmen, en iyi bildiğini zannettiğimiz enstrümanlara ısrarla yanlış parçalar icra ettirmekte, en iyi bildiğini var saydığımız notalara da sürekli yanlış basmaktadır. Gelinen noktada partinin idaresi: Tokmağın birinin, davulunsa başkasının elinde olduğu, siyasal bir gürültü kaynağına dönüşmüştür. Bu hazin durumu üzüntüyle izleyen partimizin milyonlarca seçmeni ise davul ve tokmak arasında sıkışıp kalmıştır.

Her veda zordur çünkü zor zamanlarda, doğru amaçlarla, güzel duygularla, cesur insanlarla iyi günler geçirdim. Her şey için minnettarım tüm İYİ parti ailesine Teşekkür ediyorum pic.twitter.com/6DipFkWf5g

— Cem KARAKEÇİLİ (@cemkarakecili) February 26, 2024

Çünkü partide olan bitenler, “siyasette yapılabilecek makul hatalar” sınırını çoktan aşmış, akılla kavranabilecek düzeyinse çoktan dışına çıkmıştır. Hatalarda ısrarın asıl sonucu ise İYİ Parti’nin Türkiye’ye iyi geleceğine emin olduğum büyük bir orkestra olma hedefinden tamamen ayrılmasıdır. Bu yüzdendir ki parti, günden güne erimektedir. Bu erime, sadece rakamsal değildir. Partinin siyasi koordinatlarının erozyonudur. Partiyi bir zamanlar %15’lerin üzerine çıkartan, her görüşten böylesine değerli ve hassas bir seçmen kitlesinin bugün seçeneksiz ve umutsuz kalmasıdır.

Mesele genel seçimin kaybedilmesine bağlı olarak, partinin yaşadığı iç buhran durumuyla açıklanamaz. Yahut ana muhalefet partisiyle bir zamanlar yapılmış olan İttifakın sona ermesi de bunu anlatmaya yetmez. Mesele, çok zor koşullarda kurulan ve kuruluşunun her aşamasında umut ve cesareti ısrarla bünyesinde taşıyarak büyüyen bir siyasal hareketin göz göre göre felakete sürüklenmesidir. Mesele, alınan kararların partinin geleceğini karartacak denli yoğunlaşarak, Ülke siyasetini, bir çıkmaza sokmasıdır. Tüm itirazlara, hatta feryatlara rağmen de bu yoldan dönmemeye adeta yemin edilmiş olmasıdır. Mesele, “Hür ve müstakil” sloganıyla perdelenmiş olan akıl ve zihin dağınıklığının seçmenimize karşı yapılan sistematik bir sorumsuzluk ve umursamazlık boyutuna ulaşmasıdır.

Hatırlatmak gerekir ki 2020 kurultayından itibaren, ‘başka bir milliyetçilik mümkün’ diyebilen bir parti ortaya çıkmıştı. “Hür ve müstakil” bahanesinden önce, “hürriyet” diyebilen bir siyaset kurulabilmişti. Diyarbakır’da da Edirne’de de aynı dille konuşabilen, Türk milletine, Cumhuriyetin kurucu ve kapsayıcı diliyle hitap edebilen gerçek bir seçenek oluşmuştu. Dili, inancı, oy tercihi ne olursa olsun “İki yumruk arasında” kalan herkesi kucaklayabilen yeni bir merkez inşa edilmişti.

Gelinen nokta ise, “Bu kurşunlar mı bize dur diyecek?”, “Uğur Mumcu’lar, Gaffar Okkan’lar, Sinan Ateş’ler durdu mu?” diye konuşan Akşener’den, “eskiden siyasi cinayetler mertçe işlenirdi” diyebilen bir zihin dünyasına geçilmesidir. Birkaç ay öncesine kadar Cumhurbaşkanı olması niyetiyle masa devrilen İmamoğlu için, “gözü başka mevkilerde olanlar bu şehri yönetemez” denilmesidir. Ankara’da ise “hür ve müstakil” iddiasının, tüm siyasi yaşamını CHP’de geçirmiş bir adayla neticelenmesidir. Birçok il ve ilçede de benzer durumlar, herkesin malumudur. Eğer İyi Parti üzerine oynanan bir oyun ve yapılan bir operasyon varsa, burada aranmalıdır.

Dolayısıyla operasyon denen şey, kökleri dışarıda aranmasına gerek olmayacak kadar içeridedir, bünyededir ve alenidir. Ancak yetkili hiç kimse bu hastalığı kabul etmemekte, bu konudaki uyarılarıysa düşmanlık ve ihanet olarak addetmektedir. Teşhisin ve haliyle tedavinin yapılma imkanının kalmaması ise mevcut koşullarda İyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığın nihai sonucunun beklendiği umutsuz bir kabullenişi göstermektedir. Buraya kadar anlattığım ve paylaştığım hazin durum, İYİ Parti’de görev yapmama artık izin vermemektedir.

Çünkü benim bildiğim ve anladığım siyaset, çatışmaları ve çıkarları uzlaştırma sanatı olan siyasettir. Savaş ve düşmanlık siyaseti değildir. Çünkü savaş bir siyaset biçimi değildir. Benim anladığım siyaset, sorunlara çözüm bulma sanatıdır, sorumsuzca sorun yaratmak değildir. Çünkü sorumsuzluk bir siyaset biçimi değildir. Benim anladığım siyaset, gerçekçi hedeflere tutarlı şekilde ve sabırla yürümektir. İddia ve hedeflerden durduk yere vazgeçmek değildir. Çünkü iddiasızlık bir siyaset biçimi değildir. Benim anladığım siyaset, kaybetmek ve kaybettirmek için değil, kazanmak ve kazandırmak için yapılan siyasettir. Çünkü kaybettirmek, bir siyaset biçimi değildir.

Bu vesileyle partideki yerel yönetimler başkan yardımcılığı görevimden istifa ediyorum ve parti üyeliğinden ayrılıyorum.

Merkezde ve makulde buluşmayı umut eden Türk Milletine, Saygılarımla arz ederim.”

Görsel: odatv

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale ‘Uzayda bize de yer bırakın!’
Sonraki Makale ‘Rüya kendine gel!’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025
GünlükManşet

“Herkesin canı yanacak”

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
15 Temmuz 2025
Günlük

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
14 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?