Yine bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı ama bu kez formalar da, saha da, taraftarlar da, tribünler de, pankartlar da hiç alıştığımız gibi değil.
Maçın ardından ise, “beyefendi” görünümlü son derece şık idarecilerle karşılaşıyoruz. Galatasaray’ın Kurucu Başkanı Ali Sami Yen, Fenerbahçe Başkanı Mehmet Sabri Toprak’ın yanına geliyor, dostça, nazik bir sohbet başlıyor. Sohbete, Fenerbahçe’nin cepheden ayağı sakatlanmış olarak dönen futbolcusu Galip Kulaksızoğlu da katılıyor.
Sahne değişiyor…
Atatürk Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ziyaret ediyor, bir masanın çevresinde yöneticiler ve futbolcularla sohbet ediyor. Tarihe geçen “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler dilerim” sözünü söylediği ziyaret sırasında Atatürk, Mondros Mütarekesi sonrası işgal altına alınan İstanbul’da Fenerbahçe’nin yabancı takımlarla maçlarına devam etmesini istiyor.
Kulaksızoğlu, “Ülke bu haldeyken ne futbolu paşam!” diye itiraza yelteniyor ama Atatürk ikna edici bir dille, Fenerbahçe’nin yabancı takımlarla oynadığı maçları kazanmasının halka ve cephedeki askerlere moral verdiğini söylüyor.
Ne yalan söyleyeyim, Abdullah Oğuz’un yönettiği “Zaferin Rengi” filmi vizyona girdiğinde Harrington Kupası’nın öyküsünün anlatılacağı futbolla ilgili bir film olduğunu sanmıştım.
Evet, filmde Harrington Kupası var tabii ama asıl anlatılan milli mücadele, Atatürk’ün bir ülkeyi ayağa kaldırması.
157 dakikalık filmde Kubilay Aka, Gülper Özdemir, Birce Akalay, Nejat İşler, Timuçin Esen, Yiğit Özşener ve Gonca Vuslateri rol alıyor. Özellikle Peyker Hanım rolündeki Özdemir’le Mehmet Sabri Toprak rolündeki İşler’in performansları etkileyici. Atatürk’ü başarıyla canlandıran Yiğit Özşener’in makyajının İran’daki hazırlık aşaması altı hafta, uygulaması ise beş saat sürmüş.
Filmin dikkate değer bir yönü de dekorları: Papazın Çayırı, Taksim Stadı, Fenerbahçe Kulüp binası ve Gülistan Gazinosu İzmit’te aslına uygun şekilde yapılmış.
İsmet İnönü, Halide Edip Adıvar, Mehmet Akif Ersoy ve Ali Naci Karacan’a da yer verilen filmde Fenerbahçe Kulübü’nün milli mücadeleye gizlice silah göndererek destek olmasından gurur duymamak mümkün değil.
Yine de, filmi taraflı gözle izlemiş olabilirim düşüncesiyle gerçek sinema eleştirmenleri ne yazmış diye bakınırken Gizem Ertürk‘ün beyazperde.com’da yayınlanan aşağıdaki değerlendirmesine rastladım:
“Filmin bazı eleştirmenlerin söylediği gibi işgale direnişin değil, kulübü yüceltmenin aracına dönüştüğüne de katılmıyorum. Bir Galatasaray taraftarı olarak filmi futbol üstü ve tam olarak bir milli mücadele hikayesi olarak izledim. Salt kulüp filmi de olsaydı, başarılı bir sinema filmi olması şartıyla yine aynı hazla izlerdim ve bu beni rahatsız etmezdi. Çünkü Zaferin Rengi’nin bir takım reklam filmi ya da propagandası değil, tarihi film türümüzde geleceğe gururla taşınacak bir eser olduğu düşüncesindeyim.”
Ertürk filmi, “Gişeye oynarken seyircisini aptal yerine koymuyor” diye özetlemiş.
Kısacası “Zaferin Rengi” sarı lacivert fonlu ama kırmızı beyazın baskın olduğu bir film.
Fotoğraf: fenerbahce.org
İlgili yazı: