Perşembe, 11 Eyl 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Yoksul adamın verdiği ders

Melek Ay
Son güncelleme: 5 Kasım 2024 08:52
Melek Ay
Paylaş
Paylaş

Yogada “Altın Tohum” diye adlandırılan bir hareket akışı bulunmaktadır. “Tao vinyasa” olarak kategorize edilir.

“Tao” ise yol, akan nehir anlamlarına gelir. Aynı zamanda dişi (yin) ve eril (yang) enerjinin bir çember içerisinde iç içe geçtiği çok bilindik bir semboldür. Bu sembol temel olarak “Tao” felsefesini açıklar. Evrendeki her şeyin iki güç tarafından kontrol edildiğini ve onların ahenkli birleşimini simgeler.

Yolda ise en önemli şey eylemin kendisidir. Tao bu nedenle eylemin kendisiyle yani yaşamla ve yaşamın her hali ile bütünleşmeyi savunur. Yola girmeyi ve bilgi, birikim ve beceri yanında sezgiyi doğru kullanmayı önerir. Ne iş yaparsan yap yaptığın işle bir olmak, ona sezgisel yaklaşmak gerekir der. Aydınlanmayı “kendini bilme”, bilgeliği ise “başkalarını bilme” olarak tanımlar.

Eylemin kendisi erdem enerjisinin varlığında kendini tam olarak gösterir. Kişinin eylem ve istekleri ihtiras veya aşırılık ile motive edilirse doğru yoldan uzaktır ve ekilecek tohum altın niteliğinde olamamaktadır.

Yogada “Tao” düşüncesindeki ifadenin eş anlamlısı sıklıkla duyduğumuz “samadhi”dir ve “aklın ruhla dengede olması” anlamına gelir.

“Altın Tohum” akışına dönecek olursak; amaç alt bedenin “yin” özelliği ile köklenip topraklanmak, üst bedenin “yang” özelliği ile enerjimizi köklere yönlendirip, niyetimizin tohumlarını toprağımıza ekebilmektir.

Akışın yumuşak bir ritmi vardır. Yaşamın ikilikleri ile dans eder gibi akar. Aynı zamanda bu ritim zihni sakinleştiren bir derin düşünme uygulaması gibidir. Ancak oturarak değil hareket halinde uygulanır.

Aklın ruhla dengede olmasına alan açan bir akıştır.

Günümüzde güzel yer küremizde ortalık bu kadar toz duman iken tohumu ekebileceğimiz erdemli alan bulunabilir mi? Gelin bir hikâye ile düşünelim:

Bir zamanlar Çin’de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüş ki, dayanamayıp bir armut çalmış.

Adam yakalanmış ve cezalandırılmak üzere İmparator’un huzuruna çıkarılmış. Hırsız kendisini “Değerli İmparatorum, çok açtım, ölmemek için çalmak zorunda kaldım ve yedim. Beni affedin. Eğer affederseniz size paha biçilmez bir hediye sunacağım” demiş.

İmparator acıyarak bakmış ve “Senin gibi bir sefilde paha biçilmez ne olabilir ki?” diye sormuş.

Hırsız, avucunun içerisindeki armut çekirdeğini uzatmış ve “Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz” demiş.

İmparator kahkaha atarak, “Ek o zaman, dediğin olursa affederim seni” demiş.

Yoksul ve hırsız adam cevap vermiş: “İmparatorum bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak ömründe hiç çalmamış, hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir.”

İmparatorun suratı asılmış, düşünmüş ve “Ben imparatorum bahçıvan değil, o tohumu baş yardımcıma ver eksin” demiş.

Yardımcısı hemen itiraz etmiş ve eklemiş “Ben çok beceriksizim efendim, ziyan ederim. Bu tohumu hazinedar başı eksin.”

Hazinedar başı da bir bahane üretip bu görevi bir alt yetkiliye devretmiş. O ona derken herkes bir şekilde görevden kaçmış.

İmparator doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşünmüş ve başı önünde olan tüm adamlarına dik dik bakmış.

“Hadi bakalım bu hırsıza tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterilim” diyerek bir altın çıkarıp yoksul adama vermiş. Ardından herkes birer altın çıkarıp aynı şekilde adama vermişler.

İmparator sonra da gülerek, “Bas git buralardan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter” demiş.

“Altın Tohum” yaşam ilkesi doğaya uygun, doğanın akışına uygun hareket etmek ve doğanın görünüşleriyle değil yasalarıyla özdeş olmaktır.

Tohum, ağacın meyvesinin içindedir. Aynı zamanda tohum ağacı oluşturur, yani ağaç tohumun içindedir. Tohum, ağaca dönüştüğünde ise ağacın her yerindedir. Tohumu görmek için evriminin son basamağına, meyvesine bakmak yeterlidir.

Namaste…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMelek Ay
Takip et:
Sadelik içinde adımladığım yolda, sahip olduğum niteliklerin hakkını vermeye çalışan bir yolcuyum...
Önceki Makale Mikroorganizmaları kim keşfetti?
Sonraki Makale Vah zavallı müşteriler vah

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Serbest Kürsü

Beynin eski yazılımı

Dr. Nil Gönce
10 Eylül 2025
Serbest Kürsü

ABD-Venezuela gerginliği tırmanıyor

Gürsel Demirok
9 Eylül 2025
Serbest Kürsü

Sinop’ta “son savaş”

Alper Eliçin
9 Eylül 2025
Serbest Kürsü

Kemal Kılıçdaroğlu proje mi?

Metin Gülbay
9 Eylül 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?