Günümüz dünyasına popüler bir akım olarak sunulan yogaya aslında “nedir” diye değil de, “ne değildir” diye yaklaşmak daha doğru olurdu. Ancak şimdi burada, yoga kavramının asıl anlamını paylaşmak istiyoruz…
Köklerini Hint felsefesinden alan yoganın okyanus kadar geniş bilgelikler içerdiği söylenir. Yoga, hayatın kendisini ifade eden evrensel bir öğretidir. Kendi içinde bir felsefesi, bir matematiği, bilimi ve amacı vardır.
Yoga uygulamanın amacı, içsel aydınlanma yoluyla dünyevi var oluştan ve ruh göçünün bağlarından sıyrılarak kurtuluşa (Moksha) ulaşmaktır. En saf halimize dönüp, bir daha ayrılmamak üzere okyanusa kavuşmak, tüm sınırları aşmak demektir.
Yoga, Darsana adıyla bilinen altı temel Hint düşünce sisteminden biridir. “Bakış açısı, görmenin belli bir yolu” gibi anlamlara gelir. Diğer beş Darsana şunlardır: Nyana, Vaisesika, Samkhya, Mimamsa, Vedanta.
Yoga, önce kendi içimize bakabileceğimiz berrak bir ayna oluşturmayı ve kendimizde görüneni bulmayı önerir. Yoga yolunda ilerlerken öğretileri içselleştirmek, gittikçe daha derinlere bakma imkanı sağlar. Bu altı “Darsana”dan biri olan yoga, köklerini Hint kültürünün en eski yazıtları olan “Vedalar”dan alır.
Yoganın yaygın bilinen anlamı birleştirmektir. Vahşi bir maymuna benzetilen zihnin iplerini birbirine bağlamak gibi. Yoga yaparken benimsenen her duruş (Asana) içinde fiziksel, ruhsal ve zihinsel değişim etkinleşebilir.
Yoga aynı zamanda yaptığımız eyleme o an tüm dikkatimizle odaklanmak, kutsal olanla BİR olmak, kendimizi bu büyük güçle uyum içinde hissetmektir. Ustalar, üç ayrı aleme (madde, yaşam, akıl) ait bilincimizden kurtulma ve kendimizi daha yüksek bir bilinç düzeyine açma fırsatımız olduğunu söyler.
Tanrı sadece bir kavram değil, tanınabilir ve yaşanabilirdir. Buna göre Yoga, tüm bu ilahi işlerin içinden geçen bir gemi olarak görülebilir. Yoganın amacı, yaşam amacıdır: Gerçekte kim ya da ne olduğumuzu tanımak üzere, tüm sınırlamaların ötesinde özgür olmaktır.
Yoga yolunu takip edebilmek için belli bir tanrı fikrini onaylamaya gerek yoktur.
Yoga geleneğine göre, birey doğru amaç ve çaba içeren eylemlerde bulunmalı ve görevlerini (Yama-Niyama) doğru zamanda yerine getirmeye özen göstermelidir. Bu tutum ilerlediğimiz yolda haritamız olur ve bu sayede yönümüzü, varış amacımızı ve oraya nasıl varacağımızı bilebiliriz.
Bu tam bir keşif halidir. Haritamızla hayat yolunda yürürken yaptığımız gözlemlerimiz, “Ben kimim”, “Benim hayat amacım nedir” gibi soruların cevapları keşfetmenize olanak sağlar. Bu yolda inişler, çıkışlar olabilir, “Bu gerçek bir sorundur” dediğiniz noktada durmanız gerekebilir.
Düşünce yapısı bu şekilde hareketlendiğinde kaygılar, korkular önümüze gelir ve yolun görüntüsü belirginliğini kaybedebilir. Berrak görüntüyü koruyabilmek, bize haritamızı kaybettiğimiz gecedeki Kutup Yıldızı gibi yol gösterir, doğru tanı ve analiz için yardımcı olur. Bizi sabırla izleyen, gözlemleyen ve tanık olabilen bir bilinç konumuna davet eder.
Son söz olarak; Yoga bireyin özü (Jivatma) ve en yüksek güç-bilinç (Paratman) arasında bir bağ olarak tanımlanır.