Salı, 13 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Yobazlık alanları

Cumhur Deliceırmak
Son güncelleme: 12 Ekim 2023 00:58
Cumhur Deliceırmak
Paylaş
Paylaş

Yobazlıktır, “vur kır parçala bu maçı kazan” diye tribün dolusu tezahürat etmek.

“Yobaz” dendiğinde din akla gelse de, özellikle 1980 sonrasında hayatın bütün alanlarında kendini giderek artan bir şekilde gösteriyor yobazlık türleri.

“Futbol yobazlığı” da masum bir yobazlık değildir, yobazı olduğu takım uğruna futbolun güzelliklerini gözden kaçırır, o kadar ki eğer Fener yobazı ise “İcardi topçu değildir” demekle kalmaz Galatasaray Manchester United ile oynadığında United’ın kazanmasını ister. Ha bir de “bet yobazlığı” var ki hasta Cimbomlu olan yobaz Manchester kazanacak diye handikap win Manchester’a yatırır parayı.

Futbol yobazlığının KKTC’deki en acı göstergesi bahçelerini sulayacak su bulamayan köylülerin ve oynanacak maçları en çok 50 seyircinin izleyeceği gerçeğini bilmelerine rağmen köylerine çim saha istemeleridir. Bu seyirci gerçeği Türkiye’de 85 milyon nüfus dikkate alındığında ortalama seyirci miktarı birinci ve ikinci ligler de hesaba katılınca 8-10 bin dolayında bulunması olayın tıpkı KKTC’deki gibi olduğunu görürüz.

Futbol en nihayetinde bir oyun, asıl dert dini bir durum zannedilen yobazlığın her dünya görüşünde her bakış açısında gemi azıya almış olmasıdır.

Gündelik hayatın da yobazlığı olur ve vardır.

Maaş yobazlığı KKTC’de en yaygın olarak görülen yobazlıktır, öyle ki iş arıyorum, iş istiyorum ya da bizim çocuk okulunu bitirdi ona bir iş diyen anne babaların da yobazca istedikleri şey iş değil, maaştır aslında.

Yobazlığın en çarpıcı örneklerinden biri de ille de düşman arama ve ille de mutlaka düşmanı bulma yaratma yobazlığıdır.

Bunun bu gün için en çarpıcı örneği Hamas’tır.

Hamas’ı bir dini örgüt sansak da işin aslı Hamas’ın İsrail’i düşman olarak bilme görme ve öyle tanıma yobazlığıdır. Bu yobazlık o kadar devasa boyutlara varmıştır ki, adına “eylem!” yaptıklarını iddia ettikleri Filistin davası ve Filistin halkı Hamas’ın umurunda bile değildir.

Yüzlerce İsrailliyi öldürmeleri ile böbürlenen Hamas’ın binlerce Filistinlinin ölmesi ve daha binlercesinin öleceği umurlarında bile değildir. Hatta Yaser Arafat’ın Filistin örgütü bu Hamas için İsrail kadar düşmandır.

Çok çeşitli yobazlıklardan birisi de güce tapınma yobazlığıdır, bu da o kadar korkunç boyuttadır ki dünyanın en güçlü devleti olduğuna inanılan ABD’ye karşı çıkmaktan ödü kopar bu yolun yobazlarının.

Yobazlığın vitamini inanmaktır (buradaki inanmak tanrıya inanmaktan bile beter yobazlıklara yol açan izmler/partiler/dünya görüşü! hatta doğru dünya görüşü adı ile anılan yobazlıklardır)

Dindarın Allah’a/Tanrı’ya inanması, çoğu zaman izmlere inanların inanmışlıkları yanında daha az tehlikeli kalır.

İzmler için asıl olanın inanmak değil bilmek olduğunu anlayamaz yobazlar. Bu öyle komik sonuçlara da varabilir ki sosyalizmde trafik kazası ve orman yangını sel baskını olmaz, olmayacaktır iddiasına kadar varılabilir.

Bizim KKTC’de inanmanın, yobazca inanmanın en önde gelen örneği partisine inanmasıdır partililerin ve alkışçıların.

Sonuç mu?

Her seçimde döne döne aynı partilere adayları kim olursa olsun programları olsa da olmasa da şaşmaz bir şekilde oy vermek ve nerden nasıl geleceğini bilmedikleri güzel günlere inanmaktır.

Güzel günler, inanmakla değil bilmekle ve yapmakla olur.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanCumhur Deliceırmak
Takip et:
1951 Lefkoşa doğumlu Çeşitli Kıbrıs gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Radyo ve TV programları var. Resim, heykel sanatçısı, şair. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde okudu.1968-71 yılları arasında Kıbrıs Türk direniş hareketinde mücahitlik yaptı. Evli, iki çocuk babası.
Önceki Makale Solu yakan soru: Hamas desteklenmeli mi?
Sonraki Makale ‘Neden terörist demiyorsunuz?’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Anneliğe selam olsun…

Ulaş Başar Gezgin
11 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Başöğretmen gibi olmak

Dr. Nevin Sütlaş
11 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?