Çok uzun yıllar “Fenerbahçe siyasi bir parti değildir, iktidarla ilişkilerini iyi tutmalıdır” tezini savunan biri olarak bugünlerde hortlayan “Ankara ile ilişkileri iyi tutmalıyız” fikrini artık gülerek izliyorum.
Bu sandığınız kadar kolay bir şey değil, eğer böyle davranırsak siyaset yancılığı yapmış ve Fenerbahçe’nin şampiyonluklarını çalanları meşrulaştırmış oluruz ki ben bunu istemem, devran döndüğünde bu çete hesap versin isterim. Öyle yaparsak en büyük mücadelemizin temel söylemini yok etmiş oluruz.
Sen istesen bile Ankara’nın istemeyeceğinden eminim çünkü futbolda da siyasetteki kadar net bir ayrım var: Çağdaş, laik, modern Türkler bir tarafta; Fetö, tarikatlar, Cumhuriyet’le görülecek hesabı olanlar bir tarafta. Sen şampiyonluğu kazanınca ilk grup popüler oluyor ki bunu istemezler yani bu kişilerden bağımsız ideolojik bir kavram, kırılamaz.
Bir de bürokraside çok güçlü olan Trabzon lobisi var; neredeyse bürokratların yüzde ellisi Trabzonlu.
İktidar öteki grubun şampiyonluğunu ideolojik bir propaganda olarak görüyor ve bunu sağlamak için gerekeni yapıyor.
Bana göre Fenerbahçe yakınlaşmak istese bile iktidar buna izin vermez; rezil oluruz, duruşumuz korumalıyız.
Bana göre Fenerbahçe şampiyon olmuştur, gerisi basit bir atanma hikayesidir.
Yeterli görmesem de konuya ilişkin en net aksiyonları alan Ali Koç’tur, dolayısıyla kalmalıdır.
Bu vesile ile Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, İsmail Kartal, Ali Koç tüm başkan, teknik direktör ve futbolcularımızdan özür diliyorum, şampiyon oldukları için tebrik ediyorum.