Perşembe, 26 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

‘Yavru vatan’ ve Türk kibri

Metin Gülbay
Son güncelleme: 23 Temmuz 2024 00:20
Metin Gülbay
Paylaş
Paylaş

Eğer CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kıbrıs’ta, “üstenci bir dille yavru vatan demiyoruz, kardeş ülke diyoruz” demeseydi bu yazı benim için elzem olmayacaktı.

“Yavru vatan” nitelemesi milliyetçilerin, ulusalcıların çok hoşlandığı bir deyim. Öyle ya Türkiye Cumhuriyeti baba veya anne, orası da yavrusu. Biraz da sizi biz kurtardık anımsatması var, anne, babalar çocuklarını korur değil mi! Yani biz oraya 1974’te insanların ölmesini önlemek için gitmedik, azınlık bir halkın yaşam hakkını savunmaya gitmedik, ırktaşlarımızı korumaya gittik, Türkleri korumaya gittik. Eh kurtardık da, böbürlenip ha bire başlarına kakmaya hakkımız var.

Ama bu yetmez, onlar kendilerini yönetmeyi beceremedikleri için bundan sonra yani 1974’ten sonra size biz yöneteceğiz dedik.

Kıbrıs’taki Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzantısı askeri kuvvetlerin başındaki subay Kıbrıs Türklerinin seçtiği cumhurbaşkanından bile daha yetkilidir. Bunu bilmiyor olamazsınız. Şimdi değişti mi bilmiyorum ama KKTC bayrağı ancak TC bayrağıyla birlikte göndere çekilebilir.

Eh durum buyken artık bu kibir konusunu biraz daha deşmeye, hatta daha geniş bir biçimde deşmeye gereksinim var sanki. Çünkü konu biz Anadolu Türkleri açısından faşist tavırlar belirlememize yol açan vahim sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Özel’in “üsttenci dil” dediği şey aslında kibir nitelemesinin zarif söyleniş biçimi. Yani “sen benimle aynı düzeyde değilsin ama…”

Dünyadaki tüm akraba halklara Türk etiketi yapıştırmak gibi bir kibrimiz var. “Akraba halklar” derken dillerini anlamadığımız Asya ve Avrupa’daki halkları kastediyorum. Bu halkların her birinin kendi geçmişleri, özgün kültürleri, toplumsal duygudaşlıkları var.

Buna rağmen Anadolu’da yaşayan ve kendisine Türk diyenler, büyük bir pişkinlikle akraba halkların adlarına karışıyor.

Halbuki onların da birer millet adı var. Devletleri olan Kırgız, Özbek, Tuva, Saha, Kazak, Hakas, Türkmen vb. gibi.

Bir de şu anda olmayan ancak geçmişte devlet kurmuş Hazarlar, Oğuzlar, Peçenekler, Uygurlar gibi.

Bu kendini kuzenlerinden üstün görme düşüncesinin nereden geldiği ise meçhul.

Biz merkezdeyiz yani Türk, diğerleri ise niyeyse kendilerine başka adlar takmış.

Niçin kendimizi herkesten üstün görüyoruz ya da şöyle sorayım niçin kendimizi kuzenlerimizden üstün görme ihtiyacı içindeyiz?

Ezikliğimizden kaynaklanıyor olmasın!

Ya da öz güven eksikliğimizden?

Aslında ikisi de aynı anlama geliyor.

Anadolu’da yaşayan Türklerin dünyadaki diğer akrabalarını aşağılamasının nedenini siz de bir düşünün derim.

Mutlaka birden çok nedeni vardır.

Ben okumalarımdan şu sonuca varıyorum ki, göçebe toplulukların iç içe geçmesinden, birbiri içinde erimesinden oluşmuş bir toplum olduğumuz için… yetmedi bir de yol boyunca başka halklarla, Anadolu’ya geldikten sonra ise buranın yerli halklarıyla karıştığımız için kendimizi biraz köksüz hissediyoruz galiba, bir kök arıyoruz ama bunu kırıp dökerek, saygısızca yapıyoruz.

Diğer akraba halklara karşı büyük bir terbiyesizlikle, bir nevi “Sizin atanız biziz” diyoruz.

Tabii bunun hiçbir tarihi ve bilimsel doğruluğu yok.

Hatta tam tersi doğru.

Çorba olan biziz, onlar pek öyle değil. Ama bu öyle bir çorba ki iyi işler de becermiş. Selçuklu ve Osmanlı imparatorluğu gibi iki devasa imparatorluk kurmuş, birçok halkı bir araya getirip, onları yönetmesini bilmiş, onların mutluluğunu sağlamış, onları dönemine göre değerlendirirsek, kırmamış, dökmemiş, gönüllerini hoş tutmaya çalışmış.

Bunu da adaleti sağlayarak yapmış, imparatorluk içindeki tüm insanları birbiriyle eşitlemiş yasalar önünde. Tabii yine olabildiğince. Ama yapmadığı şeyleri de etnisiteye dayandırmamış, dine yani İslamiyet’e dayandırmış. Osmanlı’da “gavur”un sözüyle Müslümanın sözü bir tutulmamış.

Belki de bunun için onları pek başarılı, parlak, kendimize layık görmüyoruz.

Bu arada Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorlukları adlarında Türk sözcüğü yok nedense! Bunun nedeni hakkında konuşmak isteyen milliyetçi arkadaşlar var mı acaba?

Yine sorayım, bu kibri niye taşıyoruz, niye kibirle hareket ediyor ve akrabalarımıza saygısızlık ediyor onların gönlünü kırıyoruz?

Bu arada akrabayız diyorum ama aynı değiliz. Yani sizin amca, hala veya teyze çocuğuyla kuzen olmanız gibi.

Bir yazımda “Azeriler” yazdım diye tepki gösterenler oldu, Azeri değil, “Azeri Türkü” diyecekmişim.

Neyi ispatlamaya çalışıyoruz acaba?

Herkese keyifli günler dilerim…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMetin Gülbay
Takip et:
İlk haberi 1982'de staj yaptığı Nokta İnsanlar dergisinde yayınlandı. Özgür Gündem, Evrensel, Radikal gazeteleriyle, CNN Türk ve Skytürk televizyonlarının kuruluş ekibinde yer aldı. Kırk yılda birçok yayında çalıştı. Gazeteci meslektaşlarıyla birlikte hazırladıkları üç kitap çalışması bulunuyor, dördüncüyü kendi başına yaptı. 2003 sonu ile 2012 başı arasında Dünya Yayın Grubu'nda Ajans Dünya'nın genel yönetmenliğini yürüttü. 2014'te meslektaşı Adnan Genç ile ortakhaber.com haber sitesinin yayınına başladı. 2,5 yıl süren yayını açılan davalar nedeniyle bitirmek zorunda kaldılar. Çeşitli internet sitelerine tarih ve bilim yazıları yazarak emeklilik hayatını sürdürüyor.
Önceki Makale Psikolojinin enflasyona etkisi
Sonraki Makale ‘Bekledim de gelmedin…’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Serbest Kürsü

Siyasette kirli işler, ilişkiler…

Gürsel Demirok
26 Haziran 2025
EditörSerbest Kürsü

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme potansiyeli

Yıldırım Aktuğan
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Kirli işler” ve “kirli ilişkiler…”

Gürsel Demirok
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Dırdır mı dediniz?

Dr. Nil Gönce
22 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?