11.9 C
İstanbul
20 Nisan 24, Cumartesi
spot_img

‘Yaşlı’ şöhretler saatli bomba

Mentor

Rakiplerin kimi transfer ettiği beni zerre kadar ilgilendirmiyor, beni Fenerbahçe ilgilendiriyor, o yüzden yazmak zorundayım. Çünkü “Fenerbahçe taraftarı” diyemeyeceğim sosyal medyadaki bir kısım Fenerbahçe görünümlü hesabın rakip transferler üzerine yine ayranının kabarması ve camiaya negatif enerji vermesi beni kızdırıyor.

Eğitimsiz, okumayan, gelişmeyen bu yüzden de sadece şebeklik ve nefret satan medya mensupları bilmez ama endüstriyel futbolun gerçekleri vardır. Örneğin, Deloitte Money League (Para Ligi) araştırmasında ilk 30 içinde 1 tane bile Türk takımı yok; oysa eskiden 3 büyük takımımız sürekli olmasa bile Şampiyonlar Ligi’ne gittikleri için bu listede yer alırdı. Yani sadece UEFA sıralamasında değil, göreceli olarak para liginde, yani ligimizin sağladığı değerde de geride kaldık.

Kısacası Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gidemediğin gibi bir futbolcuya istediği parayı ve ilgiyi verebilecek ilk 30 kulüp ve ilk 5 lig arasında değilsin. Bu durumda şöhret transferi sadece Avrupa’nın mecazi anlamda “çöplerini” temizlemek olarak gerçekleşir çünkü daha iyisini alacak ekonomik gücün yok. Ayrıca, ileri yaşa gelmiş futbolu bırakmak yerine “sağladığım şöhreti biraz daha paraya çevireyim” diye aldığın yaşlı şöhretlerin ilk amacı futbol oynamak zaten değil. İsimlerini kullanmana izin verip bunun karşılığında para almak, aksi durumda olanı Avrupa bırakmıyor zaten, RVP, Nani, Mesut hepsi böyle örnekler…

Ayrıca bu futbolcuların geçmişten gelen haklı egoları takım olma kavramına da ağır darbe vuruyor, Mesut’ta, RVP’de bunu gördük, egoları her gün yeni bir soruna gebe çünkü hocalarına bakışları “3. sınıf ligin 5. sınıf hocası, sen mi bileceksin” tarzında. Kendilerine göre haklılar da, düşünün adam defalarca Şampiyonlar Ligi kupası kaldırmış, hiç kaldırmamış bir ülkenin sistemine ve hocasına neden hayran olsun ki?

Yani sistem daha baştan bozuk ve patlamaya hazır bomba, muhtemel bir başarısızlık durumunda da uzun süreli kontratlar nedeniyle düşülen borç batağı da cabası.

İlk 30’da olmadığın bir sistemle başa baş mücadele etmek istiyorsan onların rakip olmadığı bir alan seçmelisin, düşük maaşlı gelecek vaat eden oyuncular ama bu oyuncuların parlaması için de sisteme ve saygı duyulan bir hocaya sahip olmalısın. Ali Koç bu seneye kadar buna benzer sistemler kurmaya çalıştı ama hep bir defo bıraktı, Cocu’ya yardımcıları sardı, sonra Volkan-Emre saçmalığı, daha sonra çok doğru Pereira’ya çok yanlış Mesut… İlk defa bu yıl doğru düzgün bir hoca buldu ve işine karışmıyor, zaten hoca da karıştırtmıyor. Daha önce yazdığım gibi sistem oturuyor, oyuncu seçimleri sisteme uygun ve sistem yıldız üretme işlevinin yerine getiriyor. En yakın rakibimizden 2 yaş daha genciz, ayrıca ilk 11’i en genç takım biziz, rakibimiz yok. En büyük rakibimiz hakemler, medya ve onların kayığına binen sosyal medya psikopatları.

Futbol bu, sonuç her şeye açık, kimse Fenerbahçe’nin şampiyonluğu garanti diyemez ama en sistemli, en stratejik davranan kulüp Fenerbahçe. Bunu anlamak en azından kendi taraftarımız için zor olmamalı; 35’lik Avrupa “çöplerine” salyalarımızı akıtmamalıyız.

Sezon başında transfer şampiyonu olup ligin sonunda hayal kırıklığı yaşadığımız yılları unutmuş olamayız.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Önceki İçerikAli Koç’un son kumarı
Sonraki İçerikDehşet verici bir film
Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler