Yapay zekâ çipi üreticisi Nvidia’nın borsa değeri geçen Salı günü 279 milyar dolar düştü. Daha önce hiçbir ABD şirketi bir günde hiç bu kadar değer kaybı yaşamamıştı.
Nvidia, yapay zekâ (AI) alanındaki büyük ilgi ve heyecandan en çok fayda sağlayan şirketlerden biri. Şirketin ürettiği çipler, veri merkezlerinde yapay zekâ yazılımlarını eğitmek için en önde gelen donanım haline gelmiş durumda. Bu nedenle, 2023 yılının başından itibaren Nvidia’nın borsa değeri katlanarak arttı ve Haziran ayı başında üç trilyon dolar sınırını aştı.
Fon sağlayıcısı BlackRock uzmanları ise hisselerin düşmesinin ardından Salı günü müşterilerine gönderdiği yazıda, bazı yeni çalışmalarla yapay zekâ gelirlerinin bu teknolojiye yapılan yatırımlara değip değmediğinin sorgulandığına dikkat çekti.
Yatırım bankası Goldman Sachs’a göre, yapay zekâ alanında 2025 yılına kadar yarısı ABD’de olmak üzere yaklaşık bir milyar ABD doları yatırım hacmi bekleniyor. Uzmanlar önümüzdeki yıllarda bu alana bir trilyon dolardan fazla yatırım yapılacağını tahmin ediyor. Yatırımların karşılığının alınıp alınmayacağı ise belirsiz.
Son zamanlarda, yapay zekâ alanında yaşanan büyük gelişmenin aslında bir “sabun köpüğü” olabileceğine dair söylentiler giderek artıyor. Ve malum bu baloncukların patlama gibi de tatsız özellikleri var.
Bununla birlikte yapay zekâ yarışından çekilmek büyük teknoloji şirketleri için şu an itibarıyla bir seçenek gibi görünmüyor.
Google’ın ana şirketi Alphabet’in CEO’su Sundar Pichai, güncel şirket rakamlarını açıklarken “Yapay zekâ altyapısına çok az yatırım yapma riski, çok fazla yatırım yapma riskinden önemli ölçüde daha büyük” dedi.
Facebook grubu Meta da yapay zekâ için para harcamaya devam ediyor. Alman haber ajansı dpa‘ya göre Meta bu yıl yapay zekâ için 40 milyar dolara kadar harcama yapmayı planlarken yatırımcıları 2025’te daha fazla çekebilmek için de hazırlık yapıyor.
Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bilim ve iş dünyası arasında daha iyi bağlantılar kurmayı amaçlayan bir girişim olan KI NRW’den Christian Temath, yapay zekânın neredeyse 70 yıllık bir geçmişi olduğunu belirterek “Bu, ChatGPT’nin ortaya çıkmasından çok önce, şirketlerde son yıllarda pratik uygulamalar bulan bir teknoloji oldu” diyor.
Aslında yapay zekâdan kasıt sadece üretken yapay zekâ (Generative AI) değil. Yazılı metin, ses, görüntü veya video biçiminde yeni içerik üretebilen yapay zekâ modellerinin tamamı kast ediliyor.
Münih merkezli Alman ekonomi kuruluşu Ifo Enstitüsü’nden Klaus Wohlrabe de DW’ye yaptığı açıklamada, şu anda Almanya’daki şirketlerin yüzde 27’sinin yapay zekâ kullandığını söyledi. Uzman, geçen yıl bu rakamın yüzde 13’ün biraz üzerinde tespit edildiğini hatırlatarak şirketlerin yüzde 17’sinin önümüzdeki aylarda yapay zekâyı kullanmayı planladığını aktardı.
Örneğin Köln merkezli Foodforecast şirketinde yapay zekâ satış verilerini, hava durumunu ve diğer verileri analiz etmek ve gelecekte ne kadar unlu mamul satılacağını tahmin etmek için kullanılıyor. Şirketten yapılan açıklamada, bu sayede yaklaşık yüzde 30 daha az unlu mamulün çöpe atıldığı ve satışların yüzde 11 arttığı bildirildi.
Bonn merkezli Recogizer şirketi de enerji tüketimini optimize etmek amacıyla binalardan gelen işletim ve tüketim verilerini ve hava durumu verilerini değerlendirmek için yapay zekâ kullanıyor.
Bielefeld merkezli c-trace şirketi ise atık parçalarını tanımlamak için bir yapay zekâ çözümü sunuyor. Bu sayede geri dönüşümün daha efektif hale getirilmesi hedefleniyor.
Peki ya mevcut yatırım yarışını tetikleyen üretken yapay zekâ kullanımı ne durumda?
Anketler, üretken yapay zekânın şirketlere çoktan girdiğini gösteriyor. Ancak sağladığı fayda çalışanların bir metni yapay zekâya tercüme ettirmesi ya da bir raporu ChatGPT ile özetlemesinden mi ibaret olup olmadığı bilinmiyor. Yani üretken yapay zekânın şirket süreçlerine gerçekten entegre edilip edilmediğine dair bir veri yok.
Uzman Wohlrabe, “Anketlerimiz, iş süreçlerinin üretken yapay zekâ tarafından ne ölçüde temelden değiştirildiğini göstermiyor” diyor.
Ancak Temath, üretken yapay zekânın entegre edildiği bazı uygulamaların halihazırda mevcut olduğunu belirtiyor. Örneğin, programlama yapılan şirketlerde veya müşteri hizmetlerinde bu sistemim kullanıldığını vurguluyor. Bunlardan biri Düsseldorf merkezli Cognigy şirketi. Bu şirket üretken yapay zekânın konuşmayı metne dönüştürme ve buna göre cevaplar üretme yeteneğini kullanıyor ve bunu havayolu sistemleriyle birleştiriyor. Bu, özellikle talebin yüksek olduğu zamanlarda müşteri sorularının hızla işlenmesini sağlıyor.
Derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un uzmanlarına göre de yapay zekânın olgunlaşması ve paraya dönüştürülmesi beklenenden daha uzun sürecek. Ancak şimdiden şirketlerin yapay zekâ harcamalarından faydalanan büyük şirketler var. En büyük faydalanıcı ise Microsoft. Microsoft 365 Copilot müşterilerinin sayısı, bir önceki çeyreğe göre yüzde 60’tan fazla artmış ve günlük aktif kullanıcı sayısı ikiye katlanmış durumda.
Temath, şirketlerde daha fazla verimlilik sağlayacak ve geniş ölçekte üretkenlik elde edilecek somut uygulamaların henüz olmadığını düşünüyor:
“Şu anda ABD’de büyük modellerde büyük işlem kapasitesine yatırılan her milyarın, bire bir geri alınabileceğine inanmıyorum.”
ABD merkezli bir pazar araştırma şirketi olan Gartner’da analist olarak görev yapan Rita Sallam’a göre geçen yılki heyecandan sonra yöneticiler, üretken yapay zekâya yapılan yatırımların karşılığını vermesini sabırsızlıkla bekliyor. Ancak şirketler, katma değeri kanıtlamak ve gerçekleştirmek konusunda hâlâ zorluk yaşıyor. Uzman, 2025’in sonuna kadar üretken yapay zekâ projelerinin yüzde 30’unun fizibilite çalışmaları sonrasında iptal edileceğini öngörüyor.
İlgili yazı: