Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Vestfalya ve bilek güreşi

İnan Özbek
Son güncelleme: 5 Mayıs 2023 00:50
İnan Özbek
Paylaş
Paylaş

17. yüzyılda Avrupa’da yaşanan ve kıtayı adeta kan gölüne çeviren ünlü 30 yıl savaşlarını sona erdiren 1648 tarihli “Vestfalya Antlaşması” ya da “Vestfalya Barışı”, çağdaş ulus devletler sistemini doğurduğu içindir ki, dünya siyasi tarihinin en önemli belgelerindendir ve birçok tarihçiye göre de diplomasi olgusu söz konusu antlaşma ile başlamıştır.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra çok uzun bir süre boyunca Amerikan dış politikasının beyni ve teorisyeni olan, birçok başkana ulusal güvenlik danışmanlığı, uzun süre dışişleri bakanlığı yapan diplomat ve siyaset bilimci Henry Kissinger da yeni dünya düzeninin ve diplomasinin tarihini Vestfalya Antlaşması ile başlatır.

Bir taraftan Amerikan yayılmacılığının yılmaz bir savunucusu olarak Güney Amerika’daki sosyalist hükümetlerin devrilmelerini planlarken, öte yandan Vietnam savaşının bitirilebilmesi için yoğun çaba harcayan ve bu konudaki başarısından dolayı kendisine ironik bir biçimde Nobel Barış Ödülü verilen Kissinger!

“Vestfalya sistemi” de denen ulus devletler arası ilişkileri tanımlayan diplomasi tam bir bilek güreşidir aslında. Diplomasiyi yürütenlerin amacı ülkelerinin siyasi, ekonomik ve askeri tüm kapasitelerini ve de ülkelerinin jeopolitik konumunu kullanarak çıkarlarını olabildiğince artırmaktır. Kısaca tüm devlet kapasitesi kullanılarak girişilen bu mücadelenin adıdır diplomasi.

Küreselleşme olgusu siyasi sınırları flulaştırıp ulus devletlerin egemenliklerini zayıflatsa ve devlet-iktidar bütünlüğünü kısmen bozup iktidarın bir kısmını uluslararası kuruluşlara devretse de, günümüzde esas olarak diplomasi ulus devletler arasında yürütülmektedir.

Uzun bir geçmişi bulunan diplomasi yazılı ve yazılı olmayan kurallarıyla başlı başına bir dünyadır. Bu dünya duygusuzdur, akıl ve mantık konuşur, esneklik, ölçülülük ve soğukkanlılık anahtar özelliklerdir. Diplomasi masası samimi sohbetlerin yapıldığı yuvarlak bir masa değil dikdörtgendir, karşılıklı çıkarların müzakere edileceğini gösterircesine karşı karşıya oturulur.

Zaman zaman kimi ülkelerin çıkar birliktelikleri ekseninde bir araya gelerek kurdukları organizasyonlar, aşk değil mantık evlilikleridir. Peki neden diplomasinin öneminden ve diplomatik tavrın gerekliliğinden bahsetme gereği duyduk?

Türk siyasetinin eski bir hastalığıdır, içerideki mevcut sorunlar ağırlaştıkça, baş edilememeye başlandıkça ve çözümsüzleştikçe sorumluluk dış güçlere ya da üst akla atılarak güya aklanılmaya çalışılır. Ülkenin başına gelen her kötü şeyden dış güçleri sorumlu tutarak topu dışarıya atmak, siyasetçiye küçük bir nefes aldırsa da, adeta görünmez bir canavar suçlandığı içindir ki, sorunları soyutlaştırmaktan ve çözümünü zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz, meseleler oldukları gibi durmaya devam eder. Kaldı ki; ülkemiz diplomatların “dünyanın kalbi” dedikleri Avrasya’da ve Avrasya’nın da merkezinde bulunduğu içindir ki, geçmişten beri büyük ve emperyalist güçler bu bölgeyle yakından ilgilenmişler, bu topraklarda bağımsız, inisiyatif alabilen ve oyun kurabilecek kadar güçlü bir ülke olmasını hiçbir zaman istememişlerdir.

Osmanlı Devleti’nin iyice zayıflayıp, “hasta adam” olarak adlandırılmasından ve dağılacağının anlaşılmasından sonra Batı’nın gündemine gelen ve adına “Doğu Sorunu” denilen olgu, bu toprakların nasıl kontrol altında tutulabileceği ve tutulması gerektiği düşüncesine dayanır.

Bu bakış açısı bugün de devam etmektedir, egemen güçlerin ülkemiz için biçtikleri rol; küçük, denetlenebilir, kendilerine bağımlı ve küresel pazarda önemli bir tüketici olmaktır, hepsi bu kadar.

Bunun ötesine geçemememiz için ellerinden geleni yapmaktadırlar ve yapacaklardır. Çünkü bencillik uluslararası ilişkilerin doğasıdır, her ülke önce “ben” der, öteki ülkelerin kendisinden güçlü olup belirleyici olmalarını tabii ki istemez, dolayısıyla da güçler dengesinin hep kendi lehine olmasını arzu eder, bunda şaşılacak bir şey yoktur.

Demem o ki; egemenlerin ya da dış güçlerin bizi sorunlu ve zayıf görmek istemeleri yeni bir şey değildir, kadim bir durumdur. Dolayısıyla şeytan taşlamak ve durmadan başkalarını suçlamak yerine devlet aklı, diplomasi, akıl ve mantıkla hareket ederek, kendi göbeğimizi kesebilmek için çalışmak tek çıkar yol gibi gözükmektedir.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİnan Özbek
Takip et:
İstanbul Üniversitesi'nden mezun. Uzun yıllar bankacılık ve finans sektöründe çalıştı. Ekonomi tarihi ve teorileri alanlarında derinleşmeye çalışmakla birlikte, güncel ekonomik gelişmeler hakkında da fikir yürütme çabasında.
Önceki Makale Fenerbahçe’ye ‘sol’dan bakış
Sonraki Makale Evrim kuramının evrimi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?