Hazal Yalın
24 Şubat sabahı, Putin’in tarihi konuşmasının çevirisini yaptığımda şöyle yazmıştım:
Aşağıdaki konuşma bize açıkça, askeri eylemle üç temel hedef konulduğunu gösteriyor.
ASKERİ HEDEF: Donetsk ve Lugansk oblastlerinin, bu bölgelerin yaklaşık üçte birinde ilan edilmiş bulunan DHC ve LHC’nin henüz ele geçiremediği, ancak anayasalarına göre ülke sınırları içinde ilan ettikleri kısımlarının ele geçirilmesi.
STRATEJİK HEDEF: Ukrayna’nın askeri potansiyelinin ve Neonazilerin ortak olduğu koalisyon rejiminin imha edilmesi.
SİYASİ HEDEF: Neoliberal-Neofaşist koalisyonunun ikinci yarısını teşkil eden, silahlı kuvvetlerde önemli yere sahip, başta Odessa katliamı olmak üzere faşist saldırılardan sorumlu Sağ Sektör ve Azov Taburu gibi faşist-paramiliter çetelerin yöneticilerinin yakalanarak yargılanması.
Askeri Hedef
Askeri hedefe yarı yarıya ulaşıldı. Bunun iki tayin edici adımından biri Mariupol’deki militer, faşist paramiliter ve yabancı paralı askerlerden oluşan Ukrayna güçlerinin temizlenmesiydi. Bu, söz konusu güçlerin Azovstal’da tecrit edilmesiyle birlikte fiilen gerçekleşti.
Böylece Azovstal meselesi de askeri bir mesele olmaktan çıktı, Rusya’nın hiç değilse şimdilik kapitülasyon dışında herhangi bir seçenek tanımadığı birkaç bin kişilik silahlı bir grubun yarattığı siyasi sorun haline geldi. Bu siyasi sorun Rusya’nın sorunu değil; kuşatılanların bileşiminin ortaya çıkaracağı skandal ve Kiev’deki Neonazi-neoliberal koalisyonunun geleceği yüzünden daha ziyade Batılı başkentlerin sorunu. Nitekim Ottowa Citizen gazetesi iki gün önce, bunun küçük bir parçasını ortaya çıkardı: Kanadalı emekli Korgeneral Trevor Cadieu’nün Mariupol kuşatmasında kaldığını duyurdu. Cadieu geçten yıl ordu komutanlığına atanması beklenirken tecavüz suçlamasıyla emekliye ayrılmak zorunda kalmış. Habere göre Cadieu 5 Nisan’da, üstelik tecavüz soruşturması devam ederken gönüllü olarak Ukrayna’ya gitmiş. Dolayısıyla bu, Kanada açısından bir hukuk ve yargılama skandalı haline gelebilir. Ama elbette çok küçük bir ihtimal; neoliberal çağın ruhunu yansıtan sınıf diktatörlükleri kolaylıkla faşistten kahraman, tecavüzcüden hümanist üretebilir.
İkinci tayin edici adım ise Donbass önündeki Ukrayna’nın merkez ordu grubunun etkisiz hale getirilmesi. Bu grubun ikmal ve lojistik yolları geçtiğimiz hafta düzenli olarak bombalandı, bunlar arasında Dinyeper üzerinde stratejik demiryolu köprüleri de var. Öyle anlaşılıyor ki şimdi bu güçler Mariupol’de olduğundan daha büyük bir kuşatmaya düştüler. Çember herhalde giderek daraltılacaktır; bu durumda Ukrayna ordusunun ne kadar direniş göstereceğini bilmiyoruz. Ordunun ana gövdesinin bu alanda olduğu doğruysa eğer, Rusya kuvvetleri daha hızlı yayılabilir.
Stratejik hedef
Stratejik hedef gelgitler içinde bir belirsizlik örtüsü altındaydı. İlkin Kiev’de hızlı bir rejim değişikliği beklentisi hissediliyordu. Belli ki Moskova’daki karar alıcılar, Ukrayna parlamento muhalefetinin gücünü fazlasıyla abartmışlardı. Bu gerçekleşmeyince rejimin meşruiyeti açıkça ilan edildi, ancak bu durum Kiev’in Batı’yla ilişkilerini “derinleştirmesine” meşruiyet zemini sundu. Moskova muhtemelen Zelenskiy’in siyasi dirayet göstereceğini bekliyor yahut umut ediyordu, ancak bu olmadı, geçen yazımda yazdığım gibi: “Zelenskiy, çatışmaların başından beri, kulaklarına fısıldananları tekrarlamaktan başka siyasi bir rolü olmadığını yeterince sık ve yeterince açıklıkla gösterdi.” (Bu, Kiev’in siyasi dokusunun tamamen yanlış değerlendirildiğini göstermesi bakımından karakteristiktir.) Bir ara Ukrayna ordusuna darbe çağrısı yapıldı. (Bu da, ordunun askeri ve siyasi tutumuna dair beklentilerin neredeyse tamamen yanlış olduğunu göstermesi bakımından karakteristiktir). Sonra federal bölgeler eğilimi ortaya çıktı. Ukrayna’nın “devletliliğinin” korunmasının biricik yolu olarak federalizasyon aslında yıllardır dile getiriliyordu, ama Kiev tam tersi bir tutum takındı ve parlamento muhalefetini de ortadan kaldırdı. Sonra bunlara Ukrayna’nın güneyinin de harekât alanı kabul edilmesi eklendi, Transdinyester meselesi böylece tekrar alevlendi. Transdinyester’in Moldova ve Ukrayna arasında paylaştırılması yönünde Kiev’den (ve başka Batılı başkentlerden de) tahrikler yapıldığı anlaşıldı; Moldova’nın, hiç kuşkusuz ülke içindeki dengeler yüzünden temkinli davranması bu tahrikleri öyle görünüyor ki şimdilik karşılıksız bıraktı.
Dün de Güvenlik Konseyi Sekreteri Patruşev, Ukrayna’nın tamamen parçalanabileceğinin ve içinden “birkaç devlet” çıkabileceğinin sinyalini verdi: “Batı’nın ve onun kontrolündeki Kiev rejiminin siyasetinin sonucu, ancak, Ukrayna’nın birkaç devlete bölünmesi olabilir.” Patruşev’in konuşmaları Putin’in konuşmaları kadar önemlidir, zira Patruşev, başka bir yerde yazdığım gibi “Bay Siloviki”dir.
Siyasi hedef
Siyasi hedeften ise hiç vazgeçilmemişti; nitekim Soruşturma Komitesi, “mahkemeye çıkarılacak üst düzey Ukraynalı Neonazilerin” listesini daha 2 Nisan’da yayınlamıştı. Bu listede 2014 temmuz-ekim aylarında Savunma Bakanı olan Valeriy Geletey, 2014 ekim-2019 ağustos arasında Savunma Bakanı olan Stepan Poltorak, 2014’ten beri çeşitli aralıklarla Savunma Bakanlığı müsteşarlığı yapan İvan Rusnak, Aleksandr Dublyan, İgor Pavlovskiy, Oleg Şevçuk; Genelkurmay’dan üst düzey komutanlar, istihbarat şefleri var. Suçlamalarla ilgili ayrıntılı bilgileri de Soruşturma Komitesi’nin internet sitesinde bulmak mümkün. Ancak gene de bu, sadece resmi askeri yöneticileri kapsayan, çok dar (22 kişilik) bir liste, dolayısıyla henüz kapsamlı bir tribünal (mahkeme) hazırlığı anlamına gelmiyordu.
Bu hazırlık geçen gün, Putin’in Genel Savcılık çalışanları önündeki konuşmasında ilk defa kesin bir çerçeve içinde ifade edildi. Putin, Rusya Soruşturma Komitesi’nden, Ukrayna’da faşistlerin işlediği suçları ve bunların örgütleyicilerini tespit etmesini, soruşturma açmasını ve mahkemeye götürmesini, delillerin de uluslararası seviyede bir veri bankası içinde toplanmasını istedi: “Delillerden oluşan böyle bir veri bankasında Ukrayna’da kan dökülmesinin ve şiddetin yolunu açan Kiev’deki 2014 darbesinden başlayarak Neonazilerin ve onların iş birlikçilerin bütün suçları toplanmalıdır.”
Şimdi bir tür savaş suçları tribünali beklenebilir; Batı’nın Rusya’yı tehdit ettiği şey, Ukrayna’daki faşist hareketle ilgili suçlama, karar ve belgelerin kamuya açılmasıyla sonuçlanabilir.
Hazal Yalın. Çoğunluğu klasik Rus edebiyatından50’den fazla çevirisi var. “1945. SSCB-Türkiye İlişkileri” ve “Rusya: Çöküş, Yükseliş ve Dinamikler”in yazarı. Aralarında Tolstoy, Dostoyevski, Saltıkov-Şçedrin, Gogol, Turgenyev, Puşkin, Zamyatin, Kuprin, Gonçarov, Leskov, Grin, Zoşçenko, Strugatski Kardeşler gibi yazarların bulunduğu çeviriler, Kırmızı Kedi, Kitap, İthaki, Helikopter, Remzi gibi yayınevlerinde yayınlanıyor. Güncel makaleleri genellikle Yakın Doğu Haber’de (ydh.com.tr) yayınlanıyor. @Hazal_Yalin