Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Türkiye AB’nin “çöp toplayıcısı” mı?

Gürsel Demirok
Son güncelleme: 6 Eylül 2025 17:26
Gürsel Demirok
Paylaş
Paylaş

Akademisyen bir dostum sosyal medya üzerinden Greenpeace’in bir paylaşımını gönderdi. Paylaşımına da not düşmüş. “Çevreciler nerede?” diye. 

Paylaşımın üzerinde, “Meğer bizi AB’ye almışlar çöp toplayıcı olarak”, “Türk Devletini AB’nin çöpçüsü, Türk milletini Avrupalının çöpüne muhtaç hale getirdiler”, “Emine Hanım’ın sıfır atık projesi, Türkiye’nin çöplük olması mıydı?” ifadeleri yer alıyor.  

Paylaşımda, Almanya, Hollanda, Belçika, İtalya ve İngiltere’den “Greenpeace” mensupları, 2023 itibarıyla ülkelerinin Türkiye’ye ihraç ettiği  plastik atığın miktarını belirterek “Türkiye Avrupa’nın çöplüğü haline getirilmemeli” çağrısında bulunuyorlar. Çağrının sonunda da, “Avrupa’dan Türkiye’ye plastik atık gönderimi son bulsun” deniliyor.

Çarpıcı bir çağrı. Çağrıyı yapanlar Avrupa Birliği ülkelerine mensup Greenpeace mensupları. Yani Avrupalı çevre dostları. Bu nedenle olmalı akademisyen dostum “Bizim çevreciler nerede?” diye soruyor.

Bu paylaşımı okuyan yurttaşlarımızın tepkileri de bir hayli sert. Haklı bir tepki.

“Ülkeyi yabancılar savunuyor artık”,”Uyanın artık uyanın. Türkiye Avrupa’nın çöplüğü olmasın diye yabancılar savunuyor.”, “Yok mu memlekete sahip çıkacak vatansever. Ne hale geldi ülkem.”,” Bizi dünyanın çöpçüsü yaptılar. Çevre kirliliği çoğalıyor ve sağlığımızı yok ediyorlar.”,”Plastik çöp alacağımıza kendi çöpümüzü ayrıştırmayı öğrenip kullansak” gibi yorumlar dikkat çekiyor.

Greenpeace (Yeşil Barış), kırktan fazla ülkede şubesi olan çevreci bir sivil toplum kuruluşu. Türkiye’de de şubesi var. Merkezi Hollanda’da (Amsterdam). Amacı “Dünya’nın tüm çeşitliliği ile yaşamı besleme gücünü garantiye almak.” Küresel ısınma, ormanların yok olması, aşırı avlanma, ticari balina avcılığı, genetik mühendisliği ve nükleer gibi dünya çapındaki sorunlarda kampanyalar yapıyor. Amacına ulaşmak için doğrudan eylem, lobicilik ve araştırmadan yararlanıyor. Bireysel destekçiler ve vakıflardan yardım alan örgüt, hükümetlerden, şirketlerden, siyasi partilerden bağış kabul etmiyor.

Yukarıda işaret ettiğim sosyal medya paylaşımı da bu tür kampanyalardan biri.

Greenpeace’in son araştırmasına göre Türkiye, Avrupa ülkelerinden plastik atık ithalatında son beş yıldır ilk sırada yer alıyor. 

Greenpeace Türkiye’nin derlediği verilere göre, AB ülkeleri ve İngiltere’den Türkiye’ye 2023 yılında 456 bin 507 ton plastik atık gönderildi. 

Greenpeace Türkiye bunun günde 125 çöp kamyonuna eş değer olduğunu hesapladı. 

Örgütün aktardığı Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Birleşmiş Milletler (BM) Comtrade verilerine göre, Türkiye’ye en çok atık gönderen ülkeler şöyle oldu:

İngiltere: 140.907 ton

Almanya: 87.109 ton

Belçika: 74.141 ton

İtalya: 41.580 ton

Hollanda: 27.564 ton

Sosyal medya paylaşımında da Greenpeace mensupları bu rakamlara dikkat çekiyorlardı.

BBC’nin  konuya ilişkin bir haberinde, Türkiye’nin AB ülkeleri ve İngiltere dışında birçok başka ülkeden de plastik atık ithal ettiğine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin 2023 yılında ithal ettiği 3915 kodlu -bizim çöp dediğimiz ancak onların atık, ham madde vb. olarak adlandırdıkları- plastiklerin miktarının 623 bin ton olduğun araştırmalara atfen belirtilmiş.

Yıllık 600-700 bin ton plastikten söz edilerek. “Türkiye kendi plastiğini bu kadar toplayamıyor” deniliyor.

Türkiye’ye gönderilen plastik atıkların farklı kodlar nedeniyle resmi verilerden çok daha yüksek olabileceği belirtiliyor. İkinci el eşya ya da kağıt ithalatı içerisinde gelen plastiklerin takip edilemediği, ithal edilen tekstil atığı ürünlerde de plastik olabildiği vurgulanıyor.

Uzmanlar, plastik atık ithalatının  bir kirlilik transferi olduğuna işaretle, “Burada bir ham madde transferi ya da ekonomik faaliyet olduğu iddia edilse de aslında biz başka ülkelerden kirlilik ithal ediyoruz” diyorlar.

Greenpeace uzmanlarına göre Türkiye, Ocak 2018’de Çin’in plastik atık ithalatını yasaklaması ile birlikte atık ithalatında hızla ilerleyerek ilk sıraya yükseldi. Sadece Çin değil; Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkeler de peşi sıra atık ithalatına kısıtlamalar getirdi

Greenpeace Türkiye sorumluları, yapılan saha araştırmalarının, plastik atık ithalatı nedeniyle Türkiye’nin toprağı, havası ve suyunun geri dönülmez bir şekilde kontamine olduğunu ortaya koyduğunu vurguluyorlar. Tam bir yasak ile bundan sonraki tehlikenin en aza indirilmesinin mümkün olabileceğini belirtiyorlar. 

Yapılan araştırmalarda, kül, su ve nehir çamuru örneklerinde kanserojen olduğu bilinen dioksin ve furanların tespit edildiğine dikkat çekiliyor. Geri dönüşüm tesislerinin çevresindeki sulama kanalları ve nehirlerde çok ciddi miktarda mikro plastik olduğu, bu kirliliğin çevredeki nehirlere veya denize gittiği uzmanlarca ifade olunuyor.

Uzmanlar, Türkiye’nin ithal ettiği plastiklerin büyük çoğunluğunun mekanik geri dönüşüme tabi olduğunu, ancak ithal edilen atık miktarı kadar ham madde üretilmediğini ifadeyle” Türkiye gibi 600 bin ton plastik atık ithal ediyorsanız, bundan ancak 200-250 bin ton ham madde üretebilirsiniz. Bunun da çoğunluğu daha düşük kalitedeki çöp poşeti, ayakkabı tabanı, bazı araba parçaları gibi ürünlere dönüştürülüyor. Geri kalan kısımlar ya su sistemine karışıyor ya da yasa dışı bir şekilde çevreye atılıyor veya geri dönüşüm tesislerinde yakılıyor” diyorlar.

Plastik atıkların yakılmasının uluslararası sözleşmelere (Basel Sözleşmesi) ve Türkiye’nin iç hukukuna aykırı olduğunu hatırlatan uzmanlar, bu yasağın çeşitli yollarla delindiğini söylüyor.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler’in bir kararıyla, plastik kirliliği konusunda bağlayıcı olan bir anlaşma üzerine müzakereler sürüyor. 2024 sonunda Güney Kore’de düzenlenen Küresel Plastik Anlaşması görüşmeleri anlaşma sağlanmadan sona erdi. Geçen ay Cenevre’de yapılan anlaşma müzakerelerinden de bir sonuç çıkmadı. Görüşmelerde, deniz ortamını da kapsayacak şekilde plastik kirliliği konusunda uluslararası bağlayıcılığı olan bir anlaşma amaçlanıyor. Çetin geçmesi beklenen müzakerelerin devam etmesi öngörülüyor.

Geri dönüşüm tesislerinin yeterli ham maddeye ulaşamaması nedeniyle, önemli ölçüde atık madde ithal etme ihtiyacı duyan Türkiye’nin öncelikli hedefi atık ithalatını kısıtlamak. Nihai hedefi ise bu alımları sıfırlamak. Kamuoyu baskısı da Ankara’nın tutumunda etkili oluyor. Küresel Plastik Anlaşması imzalanmasına önem atfeden Türkiye, bir heyetle anlaşma müzakerelerine katıldı. Üzerinde mutabakata varılacak anlaşma Türkiye’yi de etkileyecek nitelikte.

Anlaşmanın Türkiye’ye plastik atık ticaretini durdurmak için bir fırsat olarak gören Greenpeace Türkiye “Plastik atık ihracatını tamamen yasaklayan bir küresel plastik anlaşması istiyoruz” diyor. Anlaşma maddelerinin, daha bağlayıcı ve koruyucu hükümler içerecek şekilde revize edilmesini arzu ediyorlar. Bunun Türkiye’nin uzun vadeli çevresel ve ekonomik çıkarları açısından  önem taşıdığını belirtiyorlar. Aksi takdirde, plastik atık ticaretinin tam anlamıyla kontrol altına alınamaması riskinin doğacağını , bu durumun küresel plastik kirliliğiyle mücadelede önemli bir zafiyet oluşturacağını belirtiyorlar.

Kamuda görevli olduğum yıllarda  Deniz Hukuku Sözleşmesi, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesine (Barselona Sözleşmesi) ek bazı protokollerin hazırlık çalışmalarına katıldım. Çatışan ülke çıkarları altında ortak bir metin üzerinde uzlaşmanın ne denli güç ve zaman alıcı bir süreç olduğunu bilirim. Dilerim Küresel Plastik Anlaşması üzerinde sürdürülen müzakereler Türkiye’nin uzun vadeli çevresel ve ekonomik çıkarlarını da karşılayacak şekilde sonuçlanır… Bu arada Ankara’nın, atık ithalatını kısıtlayıcı önlemlere ağırlık vermesi ve denetimlere daha önem atfetmesi de isabetli olur.

Keza denizlerimizin korunması dahil çevrenin korunmasına ilişkin Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerine uyulması önem taşımaktadır.

Manşet fotoğrafı: greenpeace.org

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanGürsel Demirok
Takip et:
Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalarda referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .
Önceki Makale Herkes burada ama yok sayılıyor
Sonraki Makale En çok izlenen gazeteciler

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?