Rus iş dünyasının saygın gazetelerinden Vedomosti, Türk ekonomisindeki son gelişmeleri ve sorunları mercek altına aldı.
“Dış borç artıyor, lira zayıflıyor, bütçe açığı kontrolden çıkıyor” alt başlığını kullanan Vedomosti’ye konuşan uzmanlar, hızla kötüleşen ekonomik göstergeler ışığında Türkiye’nin temerrüde düşme olasılığını değerlendirdi. Uzmanların görüşlerine atıfta bulunulan makalede, “Çöküş şimdilik önlenebilir. Fakat ülkenin yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetini kaybetme riski artıyor” denildi.
Gazeteye konuşan RANEPA Siyasal Araştırmalar Okulu Dekanı Sergey Demidenko şunları söyledi:
“Türk ekonomisi genel olarak dört faktörden etkileniyor: Birincisi spekülatif yabancı sermaye, ikincisi gıda ithalatı. Üçüncü ve dördüncü faktörler ise, enerji piyasasıyla turizm sektöründeki dalgalanmalar. Bu göstergelere bakmak lazım çünkü genellikle turizm sezonuna yaklaştıkça Türk ekonomisi hızlanmaya başlıyor, sonra sert bir şekilde düşüyor. Bu dalgalanmalar nedeniyle bir hızlanma oluyor, ardından enflasyonda keskin bir duraksama yaşanıyor.”
Orta Vadeli Programın (OVP) sermaye ve yabancı yatırım çekme açısından Türkiye üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini belirten Demidenko, ekonominin temel sorununun, başta montaj sanayi ve içeride üretilmediği için ithal edilen enerji kaynakları nedeniyle ülkenin dış etkilere bağımlılığını olduğunu söyledi.
Demidenko, “Ehliyetsiz finansal yönetim nedeniyle Türk ekonomisinde başarısızlıklar yaşandı. Türkiye, son derece düşük bir seviyede tutulan faiz oranıyla yapılan deneyin ve ‘Erdoğanomi’nin etkilerini uzun süre hissedecek” dedi.
Türkiye’nin daha çok montaj, finans, turizm ve hizmet sektörlerine dayanan bir sanayi ekonomisine sahip olduğunu belirten Demidenko, “Bütün bunlar, Türk ekonomisinin yatırımla oynayarak ve sermaye çekerek asgari kabul edilebilir düzeyde ayakta kalmasını sağlayacak. Böylece temerrüde düşülmeyecek” dedi.
Merkezi Sosyal Kalkınma Merkezi Genel Müdür Birinci Yardımcısı Boris Kopeykin ise, son zamanlarda Türk yetkililerin enflasyon, bütçe ve ödemeler dengesi açıklarıyla mücadele etmek için gerçekten önemli çaba harcadığını söyledi. Fakat Koreykin, 2017–2021’de bütçenin toplam harcamalarının GSYİH’nin %30’unu aştığına dikkat çekti.
Kopeiyin, önümüzdeki 2-3 yıl içinde ekonomik büyüme oranının %2-3’ün altına düşmesinin beklenmediğini belirterek, “Demografinin de buna katkısı olacak çünkü Türkiye’nin nüfusu nispeten genç ve hızla artmaya devam ediyor” dedi.
“Hem devlet düzeyinde hem de özel sektörde döviz cinsinden borçların yüksek payı nedeniyle bazı zorluklar yaşanacak” diyen Kopeikin, Türkiye’nin kredibilitesinin düşük seviyede bulunduğunu ancak temerrüde düşme ihtimalinin hâlâ çok az olduğunu söyledi.
BCS World of Investments borsa uzmanı Mihail Zeltser ise, “Tamamen teknik olarak, bu yıl zaten yüksek bir enflasyon tabanı oluşturuldu. Bu nedenle 2025’in başında fiyat artış hızı gerçekten de keskin bir şekilde yavaşlayabilir. Türk yetkililerinin tahminleri iddialı görünse de bu oldukça mümkün” dedi.
Seltzer de, “Türkiye’de kamu borcu nispeten küçük olduğu için temerrüt olasılığı düşük kalıyor” görüşünü savundu.
Rusya Ekonomi Üniversitesi Dünya Finansal Piyasaları ve Fintech Bölümü akademisyeni İlyas Zaripov ise, Türkiye ekonomisindeki beş sorunu şöyle sıraladı:
“Cari açık, dış finansmana bağımlılık, nüfusun büyük bir bölümünün yoksulluğu ve sanayideki düşük işgücü verimliliğinin yanı sıra yatırım eksikliğinden kaynaklanan teknolojik açık.”
Ülke çapında altyapının fazla gelişmediğini savunan Zaripov, Türkiye’nin ulaştırma, enerji ve telekomünikasyon sektörlerini geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Fuad Safarov, Moskova