Liseden 1968 yılında mezun oldum ancak ortaöğretim yıllarında Evrim Teorisi’ni gördüğümüzü hatırlamıyorum. Bu alanda derslerin güncellenerek daha yaygın okutulmasını beklerken, Türkiye’de Evrim Teorisi’nin Haziran 2017’de müfredattan tümüyle çıkarıldığını öğrendim.
Yıllar önce “bağnazlık” konulu bir sunum için hazırlık yaparken orijinal adı “Inherit the Wind” olan bir filmden yararlandım. Spencer Tracy’nin başrolünde oynadığı 1960 yapımı siyah beyaz bu filmin bir bölümünü dinleyicilere de izlettim.
Türkiye’de “Maymun Davası” adı ile gösterilen filmde ABD’de son derece tutucu bir kasabada öğrencilerine Evrim Teorisi’ni anlatan biyoloji öğretmeninin yaşadıkları konu edilmekteydi. Aşırı tutucu bir savcının öğretmen hakkında açtığı davada, aşırı tutucu olan yargıç her gün duruşmayı dualarla açıyordu.
Neredeyse tamamı mahkeme salonunda geçen bu film, birçok toplumda evrim tartışmaları açısından bir dönüm noktası olmuştur. Filmde savunma avukatını canlandıran Spencer Tracy’nin bağnazlığa karşı uzun bir tiradı (eleştirel konuşması) vardı. Filmi herkesin izlemesini öneririm. Hem bir film olarak ilginç hem de bağnazlığın evrime ve özgür düşünceye bakışını anlamak için iyi bir başlangıç.
Evrim Teorisi’ne gelince… Çoğumuz “evrim” kelimesini duyduğumuzda, türlerin değişip ortama uyum sağladığı ve belki de başka türlere dönüştüğü veya dönüşemeyip tamamen yok olduğu süreci düşünüyoruz. Bu biyolojik yaşam formlarının özellikle doğal seçilim yoluyla evrimidir.
Doğada bazı canlılar ortama daha uyumlu, bazıları ise daha uyumsuzdur. Bu da doğada sürekli bir seçilim olduğunu gösterir. İlk canlılıktan beri evrimleşen “varoluş amacımız” bellidir: Hayatta kalmak ve üremek… “Doğal Seçilim” temelde hayatta kalmakla ilgilidir.
Bu noktada, doğayla ilgili bir başka gerçeğin altını çizmekte yarar var: Evrimleşen tekil bireyler değil, kuşaklardır. Evrimin aktarımla oluştuğunu anlamak birçok yanlış anlamayı ortadan kaldıracaktır. Tek bir canlıyı ele alıp evrimi gözlemleyemeyiz, kuşaklar boyunca tüm akrabalarını ele alıp ve incelemek gerekir. Evrim doğrusal olarak ilerlemez, ortamın avantaj koşullarına göre yön değiştirir.
Darwin’in Evrim Teorisi kısaca şöyle özetlenebilir:
Yalnızca çevreye en iyi uyum sağlayan biyolojik organizmalar hayatta kalır, ürer ve genlerini sonraki kuşaklara aktarır. Çevreye uyum sağlayamayanlar ise soylarını sürdürme şansı bulamaz, ya başka bir türe evrilirler ya da yok olurlar.
Kesin ve yadsınamaz gerçek, yeryüzündeki yaşamın değişerek geldiği, değişmekte olduğu ve günümüzde bu değişimin “evrim” anlamına geldiğidir.
Evrim ve doğal seçilim konusunu irdelerken aklıma acaba “toplumsal yapıda da doğal seçilim oluyor mu?” sorusu takıldı. Toplumlarda kültürlerin ortaya çıkışı, yayılması, değişimi, yükselişi, yozlaşması ve yok olması gibi süreçler seçilim olarak değerlendirilebilir mi? Biyolojik yaşamda seçilim var ama toplumsal hayatta da bir ayıklanma oluyor mu? Biyolojik formların evrimi ve seçilimi ile toplumların evrimi arasında bir paralellik kurulabilir mi?
Öncelikle bu konuda kaynak bulmakta çok zorlandığımı belirtmeliyim. Wikipedia’da şu açıklamayı buldum:
“Sosyokültürel evrim, toplumların ve kültürün zaman içinde nasıl değiştiğini tanımlayan sosyobiyoloji ve kültürel evrim teorilerinin ortaya konduğu alandır.”
Sanırım “sosyobiyoloji” ve “kültürel evrim” konusu üzerinde de belki ayrıca durmak gerekecek.
“Evrim” sözcüğünün bize anlattığı, biyolojik yaşam formlarının ötesinde düşünmemiz gereken kalıtımlı değişim ya da gelişimdir. Farklı biçimde evrimleşebilen ya da değişebilen şeyler de var. Örneğin, evren fizik yasalarına göre evrimleşebilir; galaksiler oluşur, gezegenler ve uydular yörüngede dolanır, yıldızlar infilak eder vb…
Benzer şekilde çocukların doğması, gençlerin kentlere taşınması, göçmenlerin yer değiştirmesiyle demografik yapı da evrimleşir. Bu anlamda evrim basitçe değişim anlamına gelir ve bu değişimin gerçekleştiği inkâr edilemez, kanıtlar oldukça kuvvetli.
Günümüzde çoğu insan doğada seçilim olduğunu ister istemez kabul eder, çünkü bu yerçekimi kadar açık ve gözlenebilirdir. Ancak bazen aynı kişilerin evrimi reddedebildiklerini görmekteyiz. Oysa doğal seçilim varsa evrim kaçınılmazdır.
Doğal seçilimi kabul edip evrimi reddetmenin bilgisizliğe dayandığını söyleyerek bitirelim.
Tüm bu bilgileri edinmemde ve değerlendirmeleri yapmamda kaynak olan “Evrim Ağacı” sitesine teşekkürlerimi iletiyorum.
(Hasan Elal)