Siyaset denildiğinde aklımıza hep bürokrasi gelse de her alanda olduğu gibi siyaseti oluşturan belli başlı temel unsurlar vardır. Bunlar; iletişim, imaj ve güç gibi unsurlardır. Aslında tek tek ele aldığımızda hepsi birbiriyle bağlantılı siyasetin üç temel taşıdır.
Seçim dönemlerine bakacak olursak, her seçim öncesi belli başlı siyasi reklamların hazırlığı başlar. Bunlardan biri de seçim müzikleridir. Seçmene adeta heyecan ve adrenalin yükleyerek harekete geçirmeyi hedefler. Siyaset ve müziğin birleşimi ile siyasetin çok yönlü bir iletişim ağı olduğunu bize gösterir. Büyükten küçüğe herkesin seçim dönemi büyük bir heyecanla bekleyişleri vardır. Özellikle ilk oyunu kullanacak genç arkadaşlar, bir o kadar tutkuyla ve aşkla seçim gününü bekler.
Tabii önemli olan bir ülkede kaç kişinin oy kullandığı değil de kaç kişinin bilinçli oy kullandığıdır. Ne yazık ki bilinçsiz oy kullanımı ülkelerin gidişatını kötüye sürükleyebiliyor. Biz hep iktidar için oy kullansak da iktidar kadar ana muhalefetin de doğru seçimi bir o kadar büyük önem taşıyor. Muhalefet olmak, her konuyu, her çalışmayı eleştirmek değil; doğru yerde yanlış çalışmayı eleştirmektir. Yapılan her çalışmayı eleştirmek büyük bir hatadır. Muhalefetin kendisini zedelemekten başka bir işe yaramaz.
Üst düzey diplomatların ve bürokratların danışman ekipleri genelde yakın çevrelerinden oluşmaktadır. Lakin fikrimce her danışman ekiplerinde en az bir tane toplumu inceleyen sosyolog, bir tane siyasi nabız yoklayabilen siyaset bilimci ve medyayı sıkı takip edebilen bir iletişim uzmanı şart. Bunca üniversite ve bu kadar bölüm boşuna açılmış olmamalı.
Uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, siyaset gibi bölüm mezunları sahalara yönelmeli. Dünyanın her yerinde bu alanlara yer açılmalı ve yön verilmeli. Yapılan bütün işlere, meslek gruplarına saygı duyulmalı, toplumların ekmek, su gibi müzisyene de ihtiyacı var işçiye de, doktora da.
Daha güzel bir dünya için umutlarımız ve hayallerimizden vazgeçmeyelim.
Ümit Serin