Perşembe, 12 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘Sevgili düşmanım’ Charles Ryan

Hasan Sevilir Aşan
Son güncelleme: 9 Ağustos 2024 00:01
Hasan Sevilir Aşan
Paylaş
Paylaş

*Anzak Koyu çıkarmasından bir gece önce gemideki subaylara verilen yemeğe, göğsünde büyük bir Osmanlı madalyası ile geldiğini görenler hayretler içinde kalır. Sabah savaşacakları düşmanın madalyasını taşımak da neyin nesiydi?

*Avustralyalı Doktor Charles Ryan, Plevne savunmasında ve daha sonra Erzurum’da Ruslarla savaşan Osmanlı Türk ordusunda askeri hekimlik yapar.

*Ruslara esir düşen Dr. Ryan, savaş sona erip de serbest bırakıldığında Avustralya’ya döner.

*Kader ağlarını sürprizlerle örmektedir, Ryan 40 yıl sonra  Çanakkale’dedir. Bu defa, dost bildiği Türklere karşı savaşan Anzak Birliklerinde savaş hekimi olarak görev alır.

*Ülkesine döndüğünde Türklerle dostluk bağı devam eder, bir dönem Osmanlı İmparatorluğunun Melbourne Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenir.

“Plevne Ryan”, “Türk Charlie” olarak da bilinen Doktor şimdilerde ‘’Sevgili Düşmanım’’ olarak da anılmakta.

“Sevgili Düşmanım Charles Ryan’’  ilk kez Avunanlar’ın yazarı, İnsanca Programının yapımcısı, Divriğili sanatçı aileden, Ankaralı edebiyatçı dostumuz Ayla Çağlayan’ın 2010 yılında aynı başlıkla yayınlanan makalesi ile gündeme gelmiştir.

Yazarının, Çanakkale savaşlarında yaşamlarını yitiren tüm insanların anısına ithaf ettiği, Çanakkale savaşlarında emperyalizme direnen bir halkın evlatlarına düşman olmayı reddeden kahraman bir hekimin az bilinen yaşam öyküsünü içeren makalesini, özet alıntılarla sizlerle paylaşmak istedim.

Ankara… Ankara…

Baha Vefa Karatay, Avustralya’ya atanan (1967) ilk büyükelçimizdir.

Avustralya’daki ilk gününde Ankara’ya postalamak istediği kartlar için pul almak üzere bir dükkâna girer. Dükkânın sahibi zarfın üzerinde ANKARA adresini görünce, mırıldanır bir tonda “hmmm Ankara… Ankara!’’ diye tekrar eder ve Elçimize sorar “Neredeydi bu şehir?”

Aldığı cevaptan sonra, “Anladım, yani Gelibolu’nun bulunduğu memleket” ve devam eder, “Dayım Gelibolu’ya katılmış bir Anzak askeriydi. Yaralı olarak dönmüştü. Türk askerinin kahramanlığını ve dürüstlüğünü överdi”

“O savaşta sizin Kemal adında genç bir komutanınız varmış, dayım ondan büyük hayranlıkla bahsederdi, sonra ne oldu ona?”

Dükkân sahibi aldığı cevap karşısında şunları söyler: “Hiç şaşırmadım! Dayım onun büyük işler yapabilecek biri olduğunu söylerdi..”

İlerleyen günlerde Büyükelçimiz Avustralya Genel Valisi Lord Casey ve eşi Leydi Casey‘nin de bulunduğu  bir diplomatik akşam yemeğindedir.

Lord Casey bir ara Büyükelçimizi salonda sakin bir yere alır ve Charles Ryan’ın Çanakkale savaşlarındaki gerçek hikâyesini anlatır. Büyükelçimiz hikâyeyi ilk kez duymaktadır.

Madalyalı doktor

Anzak çıkarmasından bir gün önce, gemide subaylara yemekli bir davet verilir.

Davetliler arasındaki tümen baştabibi Doktor Charles Ryan’ı göğsünde büyük bir Osmanlı Madalyası ile görenler hayretler içinde kalır. Bir gün sonra savaşacakları, düşmanın madalyasını taşımak da neyin nesidir?

Doktor Ryan gayet sakin ve kararlı bir şekilde tepkileri şöyle yanıtlar:

“Ben bu madalyayı, o ünlü Plevne savunmasında, Osman Paşa’nın emrinde ve kahraman Türk askeriyle omuz omuza savaşarak kazandım. Aradan geçen kırk yıla yakın bir zamanda bugün onlara karşı savaşmaya gidiyorsam, bu Plevne’de silah arkadaşlığı yapmaktan daima onur duyduğum Türklere karşı bir düşmanlık nedeniyle değil, sadece asker olarak aldığım emrin gereğini yerine getirmek içindir.”

Lord Casey sözlerini tamamladığında eşi Leydi Casey gözleri dolu dolu, Büyükelçimize döner ve şöyle der: “Sayın Büyükelçi, biliyor musunuz, o Doktor Charles Ryan benim babamdır!”

Konuşulacak çok şey vardır, sohbet saatlerce sürer.

Gelibolu siperlerinde

Çanakkale savaşlarının en kanlı günlerinin yaşandığı bir dönemde karşılıklı olarak cesetlerin toplanması için kısa süreliğine ateşkes ilan edilir.

Aşırı sıcak havada cesetler hızla çürümektedir, koku dayanılmaz hale gelmiştir. Geçici ateşkes sırasında Anzaklar adına cesetleri toplamaya giden subaylardan birisi de Doktor Ryan’dır. Kendisi gibi görevli olan Türk subayları onun göğsündeki Osmanlı nişanını görünce şaşkınlıkla yanına gelip hikâyesini sorarlar.

Türk siperlerine de davet edilen Doktor bir süre subaylarımızla sohbet edip, Plevne anılarını anlatır. Kendisine ikramlarda bulunulur. Duygulu anlar yaşanır ve sıcak bir vedalaşmanın ardından herkes görevinin başına, kendi cephesine döner. Savaş sürmektedir.

Charles Ryan, tepkilere rağmen savaş sonuna kadar madalyasını göğsünden çıkarmayacaktır.

Plevne cephesinde

1870’li yıllarda İngiltere’de tıp eğitimini tamamlayan genç Charles, iş bulmak için gittiği İtalya’da Osmanlı Ordusu’nun yabancı uyruklu doktor aradığını öğrenince başvurur ve Tuna Nehri yoluyla İstanbul’a ulaşır.

Osmanlı -Rus savaşlarında, Plevne’de, Sofya’ da ve Erzurum’da, ilkel şartlar altında yüzlerce Türk askerini tedavi eder. Dr. Ryan, Osmanlı Kızılay’ındaki savaş anılarını 1897 yılında yayınlanan ‘’Under the Red Crescent’’ başlıklı kitabında anlatır.

Plevne savunmasında bir Türk subayı gibi hareket etmiş, bu Osman Paşa’nın da dikkatini çekmiştir.

Ateş hattında bile korkusuzca aktif olarak bulunmuş, zaferle sonuçlanan savaşın sonunda madalya hak etmiştir.

Hayatının geri kalan dönemlerinde Türk dostu olarak anlattığı anılardan dolayı yakınları ona “Plevne Ryan” diye hitap etmiştir.

Bugünlerde yaşam öyküsü ve Çanakkale savaşlarındaki yaşadıkları yeniden araştırmacıların ilgisine mazhar olan, bazı uluslararası yayınlarda “Türk Charlie”  ve “Sevgili Düşmanım” olarak da anılan Dr. Charles Ryan’ın bir dönem Osmanlı İmparatorluğunun Melbourne Fahri Konsolosu olarak görev yaptığı anlaşılmıştır.

***

Araştırmacı yazar Ayla Çağlayan “Sevgili Düşmanım’’ başlıklı, Osmanlı ve Mecidiye nişanları sahibi Ryan’ın hikayesini, savaşların bir daha asla tekrarlanmaması umudu ile “savaşın insani duyguları öldürmesine göğsünü gererek karşı durmuş bu onurlu insana adanmış bir anıtın savaştığı topraklarda, Çanakkale’de yer alması ve insanlığın sonsuza kadar onun onurlu duruşundan ibret alması’’ dileğiyle tamamlamıştır.

Çağlayan’ın, öyküsünü izinsiz ve isimsiz sahiplenmeye çalışan yayıncılara karşı verdiği hukuk mücadelesiyle telif hakkını tescillediği, “Sevgili Düşmanımız”ın hatırasının bir belgesel veya sinema filmi ile taçlandırılması için de kolları sıvadığı bilinmektedir.

Avustralya’daki diplomatik temsilciliklerimiz, Çanakkale savaşlarının yüzüncü yılında Ryan ailesi ile de görüşerek Melbourne’daki kabrini anıt mezar haline getirmek üzere girişim başlatmıştır.

Not: Bu makale, geçen yıl yayın hayatını sonlandırmak zorunda kalan Türkiye’nin en eski gazetesi Yeni Adana’da 2021 ve 2023’de yayınlanmış olan köşe yazılarım güncellemesidir.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHasan Sevilir Aşan
Takip et:
Emekli Büyükelçi. Adana doğumlu, Karadeniz Ereğli ve Ankara’da eğitimini tamamladı. Ankara Üniversitesi BYYO geçişli SBF Uluslararası ilişkilerden mezun. Dışişleri Bakanlığındaki 40 yıllık hizmetinde, Merkezde, personel, İktisat ve siyasi dairelerde görev aldı. Hariciye kariyerini Hindistan, Libya, Çekoslovakya ve İngiltere’yi takiben Tebriz ve Melbourne’da Başkonsolos, Arnavutluk ve Güney Sudan’da Büyükelçi olarak tamamladı. Çanakkale Savaşları Anma Törenleri Koordinatör Büyükelçisi ve G20 Türkiye Başkanlığında, Görev Gücü Başkanlığını yürüttü. İlgi alanları Balkanlar, Avustralya, Afrika, İran ve G20 ile Çanakkale 1915, Anzaklar, mülteci ve insani yardım meseleleri. 2019 yılından itibaren, Türkiye’nin en eski yerel gazetesi Yeni Adana’da, Defter başlıklı köşesinde diplomasi ve uluslararası ilişkiler üzerine düzenli yazıları yayınlandı.
Önceki Makale Kod adı ‘Ebu İbrahim’
Sonraki Makale Nöroekonomi ve psikoloji

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

Hayat bayram olsa…

Hasan Sevilir Aşan
12 Haziran 2025
Köşe YazılarıManşet

Medyanın çöküş dönemi

Cenk Başlamış
12 Haziran 2025
EditörKöşe Yazıları

Uygarlığın cinsiyet körlüğü

Erdal Çolak
11 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Bir Milliyet beyefendisi

Cenk Başlamış
9 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?