Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Serinleten yaz tatlısı

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 27 Temmuz 2025 16:43
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

İtalya’nın bugün dünyaca bilinen zengin kahve kültürünün temelleri, 16. yüzyılda Venedikli tüccarların Osmanlı topraklarından getirdiği kahve çekirdekleriyle atıldı.

Buna dair herhangi bir kuşku yok; çünkü bu bilgiyi doğrulayan birçok tarihi kaynak mevcut.

Kahve, İtalya’ya VenediKKüzerinden girdikten kısa süre sonra hızla popülerleşmeye başladı. Ancak toplumdaki gelenekçi, tutucu kesimler, Osmanlı’dan getirilen bu yeni içecek kültürünün yayılmasından rahatsız olarak, Papa VIII. Clement’e kahveyi kınaması, hatta yasaklaması için baskı yaptı.

Bu istek üzerine Papa, durumu adil biçimde değerlendirmek için kahvenin tadına bakmaya karar verdi. Beklentilerin aksine oldukça şaşırtıcı bir yanıt verdi:

“Bu şeytani içecek öylesine lezzetli ki, bunu yalnızca Hristiyan olmayanlara bırakmak büyük bir hata olur!”

Böylece Papa VIII. Clement’in ironik ama olumlu yaklaşımı sayesinde kahve, İtalya’da adeta kutsanarak toplumsal yaşama kalıcı biçimde girdi. Bu karar, kahvenin ‘yasaklı’ bir içecek olmaktan çıkmasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda Katolik dünyasında da resmen kabul görmesine yol açtı. 

Bugün, İtalya’nın kahveyle özdeşleşen kültürünün oluşmasında Papa’nın bu onayı, belirleyici bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.

Başlangıçta İtalyanlar da kahveyi tıpkı Türk kahvesi gibi cezvede demleyip tüketiyorlardı. Bu nedenle erken dönem İtalyan kahve kültürünün Türk kahvesiyle önemli benzerlikleri bulunuyordu.

Hatta cezvede pişirme uygulaması, 1884’te Angelo Moriondo’nun ilk espresso makinesinin patentini alana kadar sürdü. Yüksek basınçla çalışan bu yeni sistem, cezveyle yapılandan çok daha hızlı ve yoğun bir içim deneyimi sunuyordu. Ondan sonra cezveler depoya kaldırıldı.

Derken kahve, özellikle varlıklı İtalyanlar arasında hızla yayıldı ve kısa sürede sosyal hayatın vazgeçilmezlerinden biri oldu. 

İlginçtir ki, İtalyanlar Türklerden öğrendikleri kahveyi zamanla kendi geleneksel damak tatlarına ve yaşam biçimlerine uygun biçimde dönüştürmeyi başardılar.

Bu süreçte, yalnızca yeni demleme teknikleri yaratmakla kalmayıp, kahveye bambaşka yorumlar getirerek benzersiz lezzetlere imza atmışlardır. Tiramisu, espresso granita ve torta barozzi gibi kahveyle zenginleşen tatlılar, İtalyan mutfağının yaratıcı katkılardan yalnızca birkaçıdır.

Bir diğer örnek olarak, dondurma üzerine sıcak espresso dökerek hazırlanan ve günümüzde dünya çapında ünlenen “affogato” tatlısına değinmeden geçmek olmaz. Bence İtalyanlar bu pratik tatlıyla gastronomi sanatını yeni bir boyuta taşımışlardır.

Affogato kontrastlarla dolu rafine bir tatlıdır ancak özünde sıcak espresso ve soğuk dondurmanın mükemmel birleşiminden başka bir şey değildir. Özellikle sıcak yaz günlerinde hem dondurmayla serinlemek hem de espresso içmek isteyenler için ideal bir seçimdir.

Geleneksel affogato, bir top vanilyalı dondurma üzerine sıcak bir shot espresso dökülerek hazırlanır ve en yaygın, klasik versiyon olarak bilinir. Çikolatalı, fındıklı, bademli karamelli, Hindistan cevizli dondurma çeşitleriyle yapılan türleri de mevcuttur.

Ayrıca, espresso ve dondurma uyumla dans ederken, bunların üzerine Amaretto, Baileys veya Frangelico gibi aromalı likörler de eklenebilir

Ancak ben affogatonun daha modern ve biraz da Anadolu esintisi taşıyan bir versiyonunu denedim ve sonucu çok beğendim. Dondurma yerine iyice soğutulmuş süzme yoğurt da çok yakışmıştı. Yoğurdun sunduğu hafif ekşiliği dengelemek için eklenen bir şekerli vanilin yenilikçi bir karakter katmıştı.

Hafif yapısı sayesinde süzme yoğurtlu versiyonun kahvaltıda atıştırmalık olarak beğenileceğini düşünüyorum.

Yoğurtlu affogato eğer yemek sonrasında servis edilecekse, daha zengin hale getirmek için üzerine toz kakao, çikolata rendesi ya da Amaretto gibi farklı lezzetler eklenebilir.

İşte 4 kişilik yoğurtlu affogato hazırlamak için gerekli malzemeler ve tarif:

Malzemeler:

• 4 küçük su bardağı süzme yoğurt
• 4 şat espresso (soğutulmuş)
• Şekerli vanilin
• Toz kakao ve rendelenmiş bitter çikolata
• Dört tatlı kaşığı Amaretto likörü (isteğe bağlı)
• Kıyılmış badem kırıntıları (isteğe bağlı)

Yapılışı:

• İlk olarak süzme yoğurdu iyice soğutun
• Espressoyu hazırlayıp soğumaya bırakın
• Süzme yoğurda şekerli vanilini azar azar ekleyerek kremamsı bir kıvam elde edene dek karıştırın
• Soğumuş espressoyu da yine azar azar yoğurt karışımına ekleyin ve homojen bir yapı elde edene kadar karıştırın
• Hazırladığınız karışımı servis yapacağınız (tercihen cam kaselere) eşit şekilde paylaştırın
• Tatlıyı toz kakao ve bitter çikolata rendesiyle süsleyerek servis yapın
• Son dokunuş olarak dilerseniz üzerine Amaretto gezdirebilir ve yağsız tavada gezdirilmiş çıtır badem kırıntıları serpiştirebilirsiniz

Bu tatlıyı affogatoya yakışır biçimde, taptaze, soğuk ve zarif bir sunumla servis etmenizi öneririm.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale Harbiye’de “yıldız yağmuru”
Sonraki Makale Adaletin bu mu ya Rab?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?