Gaza-Marine, Gazze deniz yetki alanı içinde bulunan bir doğal gaz keşif alanına verilen isim.
İlk defa 1999 yılında, British Petrol Grubuna Filistin Ulusal Otoritesi (PA) tarafından arama lisansı verilmiş ve 2000 yılında yetkililerce bu alanda 30 milyar metreküp doğal gaz rezervi olabileceği tahmini ileri sürülmüştü.
Yıllarca güvenlik riskleri ve ekonomik nedenlerle alanda gerekli yatırımlar yapılamamış, sorunun daha çok Mısır ve Israil Elektrik şirketi arasında ulaşılamayan uzlaşmadan kaynaklanması duraksamaya bahane olarak gösterilmişti. Ama asıl sorunun çıkarılacak gazın Mısır doğal gaz tesislerindeki sıvılaştırılma zorluğundan çok İsrail ve Filistin arasında nasıl bölüşüleceğinin hesaplanamaması olduğundan artık daha emin olmak mümkün.
İsrail ve Filistin karasuları, aynı İsrail ve Lübnan karasuları gibi birbirine çok yakın. Üstelik her ikisinin de hem Lübnan, hem de Suriye ve belki Gazze’nin Mısır karasuları ile örtüşme veya hiç olmazsa temas noktaları var.
Ancak eğer 1999 ve 2005 deki siyasi irade geçerli ise, Gazze’nin, İsrail ile olan deniz sınırını belirlemek zor olmasa gerek. Tabii doğal gaz alanlarını ulusal ülke sınırları ile belirlemek söz konusu değil. Bu bakımdan Gazze’nin Münhasır Ekonomik Alanı (MEA) yine iyi niyet olsa belirlenebilir. Kaldı ki dar alanda anlaşmazlıklar da normal.
Zaman zaman Gazze’de 7 Ekim’den sonra kopan El Aksa Fırtınasının nedenleri arasında İsrail’in Gaza-Marine’de vazgeçmek istemediği haklarının rol oynadığı düşünülmekte. Teknik formüller mevcutken, resmen Gazze’den 2005’de tek taraflı olarak ayrılan İsrail’in böyle bir hakta hâlâ nasıl ısrar edilebileceği sorgulanmakta.
Gaza-Marine Gazze kıyılarına 36 kilometre uzaklıkta. Denizin 610 metre derinliğindeki doğal gaz kuyusunda sondaj yapılabilmesi için gereken ön izni, İsrail, Mısır ve Filistin yönetiminden güvenlik eşgüdümü talep ederek ancak Haziran 2023’de verdi. Bu eşgüdümünün Hamas ve Mısır arasındaki ilişki nedeni ile Ekim 2023 kadar gerçekleştiğini gösteren herhangi bir bilgi yok. Dolayısı ile verilen ön izin, kuyuya sondaj vurulmasını sağlayabilmiş değil. Deniz hukuku ve Filistin’in iki başlı yönetiminin zaten Gaza-Marine’deki doğal gaz kuyusunda bir mülkiyet hakkı belirsizliği yarattığı vurgulanıyordu. El Aksa Fırtınası maalesef bu durumu Filistin hakları aleyhine bozdu.
(Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, tasam.org)
Makalenin devamını okumak için tıklayın